HEDEF ŞAŞINCA
“Biz Allah’a tutunmayı unutunca, tutunduğumuz her şey elimizde kaldı.”
Toplum olarak şu dönemde tam da düştüğümüz durumu özetler bir söz diye düşünüyorum.
Gündem karmaşık, duygular karmaşık, güven duygusu bozuk bir pusula gibi sürekli yön değiştiriyor.
Her taraftan bilgi akışı oluk oluk!
Fakat kimisinden zehir akıyor, kimisinden katran.
Hangisi daha kısa yoldan öldürür. Hangisi uzun yoldan süründürür.
Kime? Neye ?Niçin? Ne kadar inanalım ?
Hepsi cevap bekleyen sorular.
Tabi sorgulamaya fırsat olursa.
Sosyal medya girdap gibi, neye sürüklendiğini bile sorgulamaya vakit tanımayacak kadar acelesi var.
Beyinleri karıştırmaya.
İnsanlar;
Ya farkındalık duygusu geliştirirse?
Ya sorgular da gerçeği fark ederse?
Ya sürü psikolojisinden çıkarsa?
Diye; kaygı halinde bazıları çünkü.
Ve bu döngü baş döndüren bir hızla dönmeye devam ediyor.
Allah’a tutunmayı unutturan bu döngüden bunalan bizler; çaresizlik içinde bir umut dayanak arar hale geldik.
Ve bu karmaşada başını etrafına çevirenlerin ellerinin havada kalması!
Umutla gözlerdeki güven ışığına sarılmak isterken bomboş kalan kucaklar.
Samimiyet duygusu hangi tozlu raflarda acaba?
Beşeri ve geçici tutunduklarımızın elimizde kalmasını acı dolu gözler ile izlerken yaşadığımız hayal kırıklığı ve onarılamayan güvensizlik duygusu.
Ve kitleler halinde sürü psikolojisine bürünmüş bunalıma giren insanlar.
Malum Çağın hastalığı depresyon!!
Ne oldu da bizler bu hale geldik?
Sorusunu fırsatını yakalayıp kendisine sorabilen kişi; acı gerçekle gözlerini bu gaflet uykusundan açabilir.
Ve hakikat ile buluşturan bu soruları kişi kendisine bir sorabilse?
Kul olarak bizi bizden daha çok iyi bilen,
Bizi bizden daha çok seven,
Tüm kodlarımızı bilen,
Bizi var edip yaratan,
Bize akıl nimeti veren,
Bize teslimiyet duygusu veren,
Huzurun ancak onda olduğu öğretisini kuran rehberi ile gönderen,
Rahmetiyle kuşatan,
Bizleri düşünmeye sevk ederek aklı selim olmaya,
Kalbi sekin olmaya,
Dilinde şükür nimeti ile hayatını idam ettirme erdemini yakalamaya dâvet eden yüce Yaradan’a tutunmak varken.
Biz nelere tutunup da kayıp bir toplum haline geldik.
Büyük umutlar ile dünyevi tutunduklarımız her defasında elimize geldiği halde neyin inadı bu?
Allah’a tutunup huzuru yakalamak varken neyin inadı bu?