Anlayış - İdrak - Kavrayış - Bilinç
Anlayış, idrak, kavrayış, bilinç....Yani hayatımızda ve dünyamızda olan biten herşeyin farkına varmak, yönlendirmeleri, yanıltmacaları sezip, akıl ve bilgi süzgecinden süzüp öylece, tüm açıklığıyla farkedebilme gücü. Çok okumak, çok araştırmak, çok muhakeme yapmak, çok müzakere etmekle ele geçer. Ne kadarına sahibiz? Genellikle önümüze konan aşa, kalendervari boyun büküp, iştah açıcı olmasa bile, başa gelen çekilir deyip kaşıklamıyor muyuz? Daha iyisine layık ve muktedir olduğumuzu düşünüp, elde etmek için de gücümüzün olduğunu farkediyor muyuz? Fehmimizin, yeni tabirle anlayışımızın, bilincimizin genişliği, bilgimizin terakkisi seviyesinde, önümüze çıkan seçenekleri fark edebilir, iyiler arasından en iyiyi, yanlışlar arasından da en az kötüyü tercih etmeyi başarabiliriz. Artan bilgi gücü, kuvvetli gözlem kabiliyeti, irfanı geniş anlayış meziyeti, hepsinin meydana getirdiği kavrama yeteneğiyle yolda kalmadan, yanlış yöne sapmadan ilerlemek mümkün olacaktır. Düşük bilinçli, iradesi zayıf kişi yolda kalmaya mahkumdur. Bu kimselerin en önemli yol göstericileri olan vicdanlarının sesi de iyice kısılmıştır.
Sınırlı bilgi, gelişememiş sezgiler, keşfetmeye yönelmemiş öğrenme isteği yolumuzu kapayan, idrakimizi ve anlayışımızı körelten düşmanlardır. Tez davranıp onları alaşağı etmek gerektir. Bugün ve bugünden sonra, hepbirlikte, birlikten doğan gücün eşliğinde, ailemizde, şehrimizde, ülkemizde, dünyamızda, evrende neler olup bittiğini gözleyelim, gözden geçirelim, yorumlayalım, düşünce-çözüm-yöntemlerimizi üretelim, ürettiklerimizi, bilenlerle, dostlarla paylaşıp olgunlaştıralım. Gözlerimiz her zamankinden daha çok açıp, keskin görüşlere kavuşalım da, elimizden ne uçan ne de kaçan kurtulsun.