* FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: İmtihan, Nimettir; İMTİHAN NİMETTİR İMTİHANIN NİMETİ İMTİHANDIR  (Okunma sayısı 578 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
İmtihan, nimettir; nimetin ise imtihanı vardır ya da külfet artınca nimet; nimet artınca da külfet artar

Çoğu zaman karşımıza çıkan şeylerin imtihan mı nimet mi olduğu konusunda endişe ederiz. Yine bazen başımıza gelenlerin ceza mı yoksa nimet mi olduğunu sorar dururuz.

1. “Her zorluğun illa bir kolaylığı vardır” (İnşirâh, 5-6) ayet-i kerimesi, aslında durumu en güzel şekilde özetlemiştir. Buna göre Allah; dert verdiği kuluna çıkış, nimet verdiği kuluna imtihan, imtihan verdiği kuluna ecir, hastalığa şifa vermektedir.

2. Aslında aslolan şey “gayret göstermek”, “emek” ve “risk almak”tır. Yani karşımıza çıkan şeyin sebebinden çok bu karşımıza çıkan şey karşısında ne yapacağımız önemlidir. Karşımıza çıkan sıkıntı ise çözmeye çalışmak ve sabretmek; karşımıza çıkan nimet ise hakkını vermek icap eder. Bunun haricindeki tüm tavırlar, duygusal ve geçici birer durumdan ibarettirler.

3. Yani aslında mesele “bedel ödemek” ve “karşılık”tır. Yani bir başka ifade ile zarar etmeyi göze almadan kâr etmek; hata yapmayı ve hatanın bedelini ödemeyi göze almadan doğru işler yapmak ve başarılı olmak imkânsızdır.

4. Aslında bizi korkutan hata yapmak değil; hatamızın bedelini ödemektir. Yani bedel ödemekten kaçtığımız için hata etmekten kaçarız.

5. Buradaki hatadan kasıt günah işlemek ya da farzları terk etmek değildir. Burada hata yapmaktan korkmak ifadesi ile kastımız, hata yaparım endişesi ile güzel işler yapmaktan ve sorumluluğunu yerine getirmekten geri durmaktır.

6. Bu durumda doğru ve yanlış değerlendirmesi yaparken karşımızdakinin emeğini yani sorumluluğunu yerine getirip getirmediğini de dikkate almalıyız.

7. Kulun dünyevi ve uhrevi sorumluluğu, elindeki nimetlere ve imkânlara göredir. Yani her makamın gereği farklıdır. Bu durumda çobandan sultanın işlerini beklemek yanlış olduğu gibi sultanın da çobandan daha çok iş yapmakla başarılı olduğunu iddia etmesi abestir.

8. Küçük işlerde sorumlu davranmayan ve küçük işlerin gereğini yerine getirmeyenler, büyük işlerde de başarılı olamazlar.

9. Burada şunu da ifade etmekte fayda var: Emek vermeyen, malını veremez. Malını değerleri ve mukaddesatı için harcamayan kimse canını hiç veremez. Canını ve malını kaybetmeyi göze alamayan ise dünyada da ahirette de başarısız olacaktır.

10. Aslında küçük ya da büyük iş yoktur. Madden bakıldığında dünyanın kendisi zaten kâinatta ufacık bir nokta bile değildir. Ayrıca dünya hayatı zaten fanidir ve geçicidir. Bu durumda dünyadaki işleri değerli yapan şey, manevi değeridir. Şu halde bizi başarılı ya da başarısız yapan şey, yaptığımız işlerin büyüklük ya da küçüklüğü değil, gayretimizin derecesidir.

11. Son olarak insanın, kendi vazifesi olan işlerde başkalarının ne dediğine bakmasının yanlış olduğunu ifade etmek istiyoruz. Vazifemiz olan işlere dair birkaç örnek vermek gerekirse:

• İnsanın milli ve manevi değerlerini yani mukaddesatını muhafaza etmesi, hakkı ve görevidir.

• İyiliği emretmek ve kötülüğü yasaklamak, bir vazife ve haktır.

• Ailemiz ve dostlarımız ile alakalı görev ve haklarımız vardır.

• Görevimiz ve makamımızdan doğan haklarımız ve görevlerimiz vardır. Bu hakları kullanmada ya da görevleri yerine getirmede, sorumluluk almak ve atıl davranmamak icap ediyor.

12. Örneğin bir ilim adamı; görevini yerine getirirken, alanı ile alakalı teklifleri ilgili yerlere iletirken ve de topluma örneklik yaparken, illa başkalarından bir işaret beklemek zorunda değildir. Aksine sürekli etrafından ya da başkalarından bir işaret beklemesi yanlıştır. Zaten o makam, kendisine layık görülmüş ve gereklerini yerine getirmesi için bu makam kendisine emanet edilmiştir.

13. Fakat tabi ki haklarımızı kullanmada ve görevlerimizi yerine getirmede meşru dairede hareket etmek ve makul davranmak icap ediyor.

14. Aksi halde kaos ve fitne olacaktır.

 


* BENZER KONULAR

Müslümanlarda Tevhid ve İttihad Şuuru Olsaydı Ne olurdu Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 09:11:10 ÖÖ]


Âile: Bireyden Cemaate, Düzensizlikten Nizâma, Günahlardan İbâdete Geçiş Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:58:37 ÖÖ]


Güler Yüzlü Olmanın Faydaları Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:34:43 ÖÖ]


Allahü Teâlâyı Görür Gibi İbâdet Et Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:19:43 ÖÖ]


Evlilik Haklarına Riayet Edemeyen Evlenmesin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:10:30 ÖÖ]


Kalbin Bir Aklı Vardır Aklın Da Bir Kalbi Vardır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:49:19 ÖS]


Kıyamet Yaklaşıyor mu 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:42:18 ÖS]


Yahudi Toplumunun Lanetlenme Sebepleri Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:34:04 ÖS]


Dinde Zorlama Yoktur Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:52:10 ÖÖ]


Cesaret Akıldan Gelirse Cesarettir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:47:03 ÖÖ]


İktisat Eden Fakir ve Muhtaç Olmaz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:40:26 ÖÖ]


Evlenen ve Evlendiren Allah'ın Dostudur Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:33:24 ÖÖ]


İhtilaflar Küllenmeli Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:25:13 ÖÖ]


Süreyya Açıkgöz - Sana Geleyim 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 17, 2025, 10:08:46 ÖS]


Mustafa Caymaz -Gözümün Nuru 320 kbps ŞİİR ALBÜM - - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 17, 2025, 09:51:10 ÖS]


Muhammed Acar - Can Aşkına 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 17, 2025, 09:41:23 ÖS]


Kulluğun Önündeki Engeller Gönderen: anadolu
[Nisan 17, 2025, 12:17:50 ÖS]


Ölülere Duyuramazsın Gönderen: anadolu
[Nisan 17, 2025, 12:13:34 ÖS]


İyilerle Beraber Olmak Gönderen: anadolu
[Nisan 17, 2025, 12:08:53 ÖS]


Evliyim Ama Chat Yapıyorum Gönderen: anadolu
[Nisan 17, 2025, 12:04:29 ÖS]