* FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Kendi Yaptıklarınız Yüzünden  (Okunma sayısı 53 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 7404
Kendi Yaptıklarınız Yüzünden
« : Ocak 05, 2025, 08:42:49 ÖS »


Kendi Yaptıklarınız Yüzünden

Ferdi, ailevi ve toplumsal felaketlerin, bela ve musibetlerin, pek çok sebepleri olmakla birlikte, temel sebep, Yaratandan uzaklaşmak, onun ahkâmına sırt çevirmektir. Rabbimiz bela ve musibetlerin kaynağını, sebeplerini, bela ve musibetler karşısında takınılması gereken tavrın nasıl olması gerektiğini açık ve net olarak kullarına bildirmiştir.

Allah’ın izniyle:

"İki topluluğun karşılaştığı günde başınıza gelen musibet Allah'ın izniyledir."(Al-i İmran, 166)

"Allah’ın izni olmadan hiç bir musibet başa gelmez." (Teğabun, 11)

Mü’minin, bela ve musibetler karşısındaki imanı, bu ilahi ölçüler içerisinde olmalıdır. Hangi şekilde, kimin vasıtasıyla gelirse gelsin, Rabbimizin izni olmadan hiç bir bela ve musibet insana isabet etmez. Buna böylece iman eden kederden emin olur. Bela ve musibetler onu karamsarlık dehlizlerine yuvarlayıp, ümitsizlik girdabında boğamaz. Hem bela ve musibetlere hem de vesilelere küfretmez.

Mü’mini, münafıktan ayırmak için:

"Bu da mü’minleri ortaya çıkarması ve münafıklık yapanları belli etmesi içindi." (Al'i İmran, 166)

"Aranızda öyle kimseler var ki pek ağır davranır. Başınıza bir musibet gelirse, ‘Allah, bana lütfetti de onlarla beraber bulunmadım’ der.” (Nİsa, 72)

Bela ve musibetler iman imtihanıdır. Mü’mini münafıktan ayırma imtihanıdır. Bela ve musibetle karşılaşan mü’minler sabit kadem olurken münafıklar, nifakını gizleyemez hemen renk verirler. Münafıklar havayı koklarlar, hesaplarını dünya çıkar ve menfaatleri üzerine yaparlar. Ahiret kaygıları yoktur. Kendilerini çok akıllı ve zeki zannederler. Hile ve desiselerinin açığa çıkmayacağını zannederler.

Allah ve Rasulüne karşı gelmeleri sebebiyle:

"Bu, onların Allah’a ve Rasulüne karşı gelmeleri sebebiyledir. Kim Allah'a karşı gelirse bilsin ki, Allah'ın azabı şiddetlidir." (Haşr, 4)

"Ey kavmim! Bana karşı olan düşmanlığınız, Nuh kavminin veya Hut kavminin yahut Salih kavminin başına gelenin benzeri gibi bir felaketi sakın sizin de başınıza getirmesin." (Hud, 89)

Kur'an, Allah ve Rasulüne karşı gelenlerin kıssaları ile doludur, ibret alınmalı. Allah ve Rasulüne karşı gelenler iki hayatlarını da mahvetmişlerdir.

Haktan ayrılmaları sebebiyle:

"Hak Rabbindendir. O halde, sakın şüphe edenlerden olma.." (Al-İ İmran, 60)

"Biz de hakdan ayrılmaları sebebiyle, o zalimlere gökten azab indirdik." (Bakara, 54)

Rabbimiz, herşeyi yerli yerince yapan olarak, haktır. Rabbimizin bütün fiileri de haktır. Rabbimizin haber verdiği her şeye inanmak da haktır. Rabbimizin peygamberleri aracılığı ile gönderdiği önceki ve sonraki her şey haktır. Hak geldi batıl zail oldu. Hakka tabi olmayanlar helak oldu.

İnkarları sebebiyle:

"Küfürde yarışanlar seni üzmesin." (Al-i imran, 176)

"İnkarları sebebiyle Allah onları lanetlemiştir." (Bakara, 88)

"Onlar Allah’ı unuttular; Allah da onları unuttu." (Tevbe, 67)

Unutmaktan münezzeh Rabbimiz, Ahirette kedisini unutanları, ayetlerini unutanları, kâfirleri, münafıkları, ahireti unutanları, unutacağını bildirmiştir. Bu unutma, ilahi yardımdan yoksun bırakılıp ateşe terkedilmektir. Kulun Rabbi tarafından unutulmasından daha büyük felaket olabilir mi? Unutandan ve unutulandan olmak ne kötü.

Nifakları sebebiyle:

"Münafık erkekler ve münafık kadınlar birbirindendir. Kötülüğü emredip iyiliği yasaklarlar." (Tevbe, 67)

"Münafıklara, kendileri için elem dolu bir azab olduğunu müjdele." (Nisa, 138)

Nifak, küfürden de beterdir. Ahiretteki azabı da daha şiddetlidir. Münafıkların en bariz özelli, kötülüğü emredip iyiliği yasaklamalarıdır. Münafıklar, nifaklarını kimsenin bilmeyeceğini zannederek kötülüklerine devam ederler. Rablerini unuturlar. Rabbimiz her şeyden haberdardır.

Zulümleri sebebiyle:

"İşte zulümleri yüzünden harabeye dönmüş evleri!" (Neml, 52)

"Zulümlerinden dolayı sözü edilen azab tepelerine iner de artık konuşamazlar." (Neml, 85)

Rabbimizin, şiddetle men ettiği şeylerden biri de zulümdür. İnsanları öldürmek zulümdür. Kötülüklerde yardımlaşmak, haksız yere inanları yurtlarından çıkarmak, putlar tapmak, Allah’a şirk koşmak, faiz alıp vermek, malların hakız yere yenilmesi, Allah ve Rasulü hakkında şüpheye düşmek, günahlarda ısrar, Allah ve Rasulüne itaatsizlik zulümdür. Rabbimiz, zalimlere de mühlet verir.

"Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde hiç bir canlı bırakmazdı." (Nahl, 61)

Demek ki zulümden kedini kurtarabilen yok, mü’min zulmettiğinde hemen tevbe etmeli, Rabbinden af dilemelidir.

"Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz."(A'raf, 23)

Sözde durmama sebebiyle:

"İşte verdikleri sözlerini bozmaları sebebiyle ki onları lanetledik, kalplerini de kaskatı kıldık." (Maide, 13)

"Allah’a verdikleri sözü tutmadıkları ve yalan söyledikleri için oda kalplerine, kendisiyle karşılaşacakları güne kadar bir nifak soktu." (Tevbe, 77)

"Sana biat edenler ancak Allah’a biat etmiş olurlar. Allah’ın eli onların ellerinin üzerindedir. Verdiği sözden dönen kedi aleyhine dönmüş olur. Allah’a verdiği sözü yerine getirene, Allah büyük bir mükafat verecektir." (Fetih, 10)

İster Allah’a ister kulara, verilen sözde durmamak, nifak alametidir. Sözde durmamak Rabbimizin lanetini celbetmekle beraber, kıyamete kadar nifakın kalpte yerleşmesine ve kalbin katılaşmasına vesiledir. Katılaşan ve nifakın yerleştiği kalbin iflahı mümkün değildir. Sözünde durmayanlar kendilerince uyanıklık yaptıklarını zannetseler de helake sürüklenmişlerdir. Sözünde duran kendi lehine, durmayan ise kendi aleyhine iş yapmış olur.

Günahları ve günahlarda ısrar sebebiyle:

"Günahları sebebiyle onları helak ettik ve arkalarından başka bir nesil var ettik." (En'am, 6)

"İçinizden bir zümreyi affetsek bile, suçlarında ısrar etmeleri sebebiyle, diğer bir zümreye azab edeceğiz." (Tevbe, 66)

Mü’min, gücünün yettiğince günahlardan uzak durmaya çalışır. Günaha bulaşınca derhal tevbe eder. Günahlarda asla ısrarcı olmaz. Günahlara dalmak ve günahlarda ısrarcı olmak, bela ve musibetleri celbeder. Kişiyi helake sürükler.

Hilekârlıkları sebebiyle:

"Suç işleyenlere Allah katından bir aşağılık ve yapmakta oldukları hilekârlık sebebiyle çetin bir azab erişecektir."(En'am, 124)

Hile ve aldatma da mü’minde bulunmaması gereken, Rabbimizin men ettiği kötülüklerdendir. Hile yapan, aldatan kendine yapmış olur. Azabı hak eder. Bizde güzel bir söz vardır. "Onsa hainlikten tilki onardı." diye. Hile ve aldatma, hainlik etme kimseye bir yarar sağlamaz. Kişinin başına bela açar. Hainlikten medet umanlar, çıkmaz bir yola girmişlerdir.

Ayetleri yalanlamaları sebebiyle:

"Ayetlerimizi yalanlamaları ve onları umursamamaları sebebiyle kendilerini denizde boğduk." (A'raf, 136)

En güzel bir şekilde yaratılan insan nasıl olur da, Rabbinden geleni yalanlar ve umursamaz. Amir memurlarının, ana baba çocuklarının, öğretmen öğrencilerinin kendilerini yalanlamalarından, umursamaz tavırlarından aşırı rahatsızlık duyar.  Kul âlemlerin Rabbinden geleni nasıl umursamaz, nasıl yalanlar?

Musibeti isteme sebebiyle:

"Siz kendinizi yaktınız. Başınıza musibet gelmesini gözlediniz. Şüphe ettiniz. Allah’ın emri gelinceye kadar kuruntular sizi aldattı." (Hadit, 14)

Sözde kimse şerri istemez, İnancındaki ve amelindeki yanlışlar sebebiyle bela ve musibetlere davetiye çıkarır. Hayrı istiyor gibi şerri ister. Kendi kendini mahveder. Niyetlerini, inanç ve amellerini netleştiremeyenler, kuruntuları içinde mahvolur giderler.

Yeminlere riayet etmeme sebebiyle:

"Allah'ı kendinize kefil kılarak pekiştirdikten sonra yeminlerinizi bozmayın." (Nahl, 91)

Mü’min zorunlu olmadığı sürece, sözlerini yeminle pekiştirmemelidir. Sözüne Rabbini kefil kıldıktan sonra da asla sözünden caymamalıdır. Mü’min güvenilir kişidir, güvenilirliğini asla kaybetmemelidir. Güven ortamının kaybolması insanlık için en büyük bir felakettir. Sözünden caymaması gereken mü’min, nasıl olur da yemininden cayar. Ulema yemininden caymayı "batıran yemin" olarak adlandırmıştır. İki hayatta da insanı batırır.

Söz dinlememeleri sebebiyle:

"Bu topluma ne oluyor ki, neredeyse hiç sözü anlamıyorlar!" (Nisa, 78)

"Dediler ki: "Sen ister öğüt ver, ister öğüt verme, bize göre birdir." (Şuara, 136)

Rabbinin ve Rasulünün sözünü dinleyenler kurtulmuş, dinlemeyenler ise helak olmuştur. İman edenler "İşittik ve itaat ettik" derken, inkârcılar ise "İşittik ve isyan ettik" demişlerdir.

Nankörlük etmeleri sebebiyle:

"Nimetlere karşı nankörlük etmeleri sebebiyle onları işte böyle cezalandırdık." (Sebe, 17)

Rabbimiz, ister inansın ister inkar etsin tüm kullarına nimetlerini bolca ihsan etmiştir. Hatta Rabbimiz eğer insanlar küfre sapacak olmasalardı, Kâfirlerin evlerini tavanını gümüşten yapacağını, gümüşten kaplar, altın zinetler vereceğini, çünkü bunların kendi yanında hiçbir kıymetinin olmadığını bildirmiştir. (Zuhruf,33,34,35) Eğer Müslümanlar için hala yegane değer, altın, gümüş, makam ve mevki ise bu büyük bir sapmadır.

Cihadı terk etmeleri sebebiyle:

"Cihad etmek hoşlarına gitmedi "Bu sıcakta sefere çıkmayın" dediler. De ki:"Cehennemin ateşi daha sıcaktır." Keşke anlasalardı. (Tevbe, 81)

"Eğer Allah, yolunda sefere çıkmazsanız, sizi elem dolu bir azabla cezalandırır ve yerinize sizden başka bir toplum getirir."(Tevbe, 39)

"Her kim cihad ederse, kendisi için cihad etmiş olur." (Ankebut,6)

"O'nun yolunda cihad edin ki kurtuluşa eresiniz." (Maide,35)

Mü’mini Allah yolundaki mücahededen hiç bir şey alıkoymamalı, her şeyini Allah yolunda mücahedeye feda etmeli, bunu da sırf Allah rızası için yapmalıdır.

Azgınlıkları sebebiyle:

"İnsan kendini yeterli gördüğü için azgınlık eder." (Alak, 6,7)

"Rableri, suçlarından dolayı onları helak etti ve kendilerini yerle bir etti." (Şems, 14)

İnsan, Rabbini unutur, hiçliğini unutur, Rabbinin nimetlerini, mal mülk, makam mevki, güç  kuvvet, bilgi  beceri, bunları nefsinden bilirse azar. Helak olur.

Kendi yaptıklarınız yüzünden:

"Başınıza her ne musibet gelirse, kendi yaptıklarınız yüzündendir." (Şura, 30)

"İnsanların kendi işledikleri sebebiyle karada ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır. Dönmeleri için Allah, yaptıklarının bazı sonuçlarını onlara tattıracaktır." (Rum, 41)

Bela ve musibetler, ya kendi yaptıklarımız yüzünden, ya da imtihan vesilesidir. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz bile, bela ve musibetlerin, Rabbinin kahrından mı lutfundan mı olduğu endişesini yaşamıştır. “Eğer bela ve musibetler kahrından değilse, hepsine katlanabileceğini” söylemiştir. Bela ve musibetlerin, geliş nedenlerinin en önemlilerinden biride, insanların kendi yaptıkları yüzündendir. Kur'an’a baktığımızda kavimlerin helak oluş nedeni olarak, Rablerine ve kendilerine gönderilen Rasullerine kaşı gelmelerini görmekteyiz. İnsan bela ve musibetleri kendi elleri ile kazanmaktadır. Bela ve musibetler aslında sabredilir ibret alınırsa bir yönüyle nimettir. Rabbimiz, azgınlıklarının neticesini kullarına tattırıyor ki, Rablerini hatırlayıp, tekrar dönsünler.

En büyük felaket:

"En büyük felaket (kıyamet) geldiği zaman, o gün insan yaptıklarını hatırlar." (Naziat 34,35)

"Nedir o yürekleri hoplatan büyük felaket?" (Karia, 2)

"Bel kemiklerini kıran bir felakete uğratılacaklarını anlarlar." (Kıyame, 25)

Rabbimiz, bu ve benzeri ikazlarıyla, “dünya felaketleri de felaket mi?” demeye getiriyor. En büyük felaketin kıyamette yaşanacağını haber veriyor. Kâfir, münafık, günahkâr, zalim, nankör yaptıklarını hatırlayacakta yüreği hoplayacak, bel kemiklerini kıran azabın kedilerine ulaşacağını anlayıp perişan olacaklar. Mü’min en büyük felaketi sıkca hatırlayarak, küçük dünya felaketlerini kolayca atlatmaya vesile yapmalıdır.

Musibetler denemedir:

"Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele." (Bakara, 155)

Bela ve musibetlerin geliş nedenlerinden biride, imtihandır. Rabbimiz bahşettiği nimetlerden bazılarını alarak kullarını denemektedir. Sabredenler kazanırken isyan edenler kaybetmektedirler.

Musibet gelince:

"Onlar; başlarına bir musibet gelince, ’Biz şüphesiz Allah'a aidiz ve şüphesiz O'na döneceğiz’ derler.” (Bakara, 156)

Bela ve musibetleri kolayca aşmanın yolu güçlü bir iman, sağlam bir tevekkül, katıksız bir teslimiyettir. Dünya ve ahirette huzura kavuşmanın yolu bunlardan geçmektedir.

Ümitsizliğe düşmemeli:

"Eğer kendi işledikleri şeyler sebebiyle başlarına bir kötülük gelirse, bir de bakarsın ki ümitsizliğe düşerler." (Rum, 36)

Rabbinin izzet ve ikramına kavuşan nasıl bunların elinden gideceğini düşünmüyorsa, kendi hata ve kusurlarından dolayı başlarına bir kötülük gelince de sabredip ümitsizliğe düşmemelidir.

Sabretmeli:

"Yavrum! Namazı dosdoğru kıl. İyiliği emret. Kötülükten alıkoy. Başına gelen musibetlere karşı sabırlı ol." (Lokman, 17)

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Muhammed Fakirullah - Ey Yolcular - Net'te İlk Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 12:47:49 ÖS]


Mustafa Dursun - Aşkın İle Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 12:37:49 ÖS]


Ali Kınık - Duvar Yazısı - Özgün - Net'te İlk Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 12:29:41 ÖS]


Ali Kınık - Bir Daha Söyle - Özgün - Net'te İlk Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 12:16:34 ÖS]


Bebeğinizle İletişimin Altın Kuralları Gönderen: türkiyem
[Bugün, 10:55:33 ÖÖ]


Gençlerin Aşka ve Evliliğe Bakışları Nasıl Olmalı Gönderen: türkiyem
[Bugün, 10:52:16 ÖÖ]


Koca Hakkı Hesabı Gönderen: türkiyem
[Bugün, 10:46:57 ÖÖ]


Birlikte Yaşamak Zorunluluk Değil Kulluktur Gönderen: türkiyem
[Bugün, 10:43:09 ÖÖ]


Rasulullah (s.a.s)’in Verdiği Vazife Gönderen: türkiyem
[Bugün, 09:26:17 ÖÖ]


İslamda Yetim Hakları ve Görevlerimiz Gönderen: türkiyem
[Bugün, 08:42:51 ÖÖ]


Hikmetli Sözler Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:09:21 ÖÖ]


Sayıca Az Olduğumuz İçin Mi Düşmanlar Üzerimize Üşüşüyor Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:40 ÖÖ]


Hayat Bir İmtihandır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:50:03 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 17 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:41:06 ÖÖ]


Tebbet Sûresi’ndeki Büyük Sırlar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:00 ÖÖ]


Mübârek Zamanları Ganîmet Bilmeli Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:22:03 ÖÖ]


Yeni Çıkan Single Eserler 4 - Net'te İlk Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:51:31 ÖS]


MURAT BELET - SEN MEKKE MEDİNE - Net'te İlk Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:37:19 ÖS]


Murat Belet - Seni Sevmek - Gönlüme Sor - Net'te İlk Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:22:18 ÖS]


Gözü Haramdan Sakınma Gönderen: anadolu
[Dün, 08:25:38 ÖS]