* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: RİKÂK 1 - Takvalı ve Huşûlu olmanın kalpteki incelikleri demektir  (Okunma sayısı 702 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
RİKÂK  1

Rikâk: Takvalı ve Huşûlu olmanın kalpteki incelikleri demektir
 
Muhammed (s.a.s.) Ümmetinin Diğer Üm­metlere Olan Üstünlüğü
 
79) Abdullah bin Ömer (r.huma)dan rivayetle, kendisi Resûlullah (s.a.s.)’den şöyle buyururken işitmiştir:

“Şüphesiz sizin, sizden önceki yaşayan ümmetlere olan bekanız, güne­şin batımına dek ikindi namazı arası gibi (olma) hâlidir. (Şöyle ki): Tevrat ehli Tevrat’ı getirirler ve gün ortasına kadar çalışırlar. Sonra da çalışmayı bırakıp bir kırat onlara ancak verilir. Sonra İncil ehli İncil’i getirirler ve ikindi namazına ka­dar çalışırlar. Sonra çalışmayı bırakıp birer birer kırat onlara ancak verilir. Sonra da Kur’ân verdiklerimiz (Muhammed (s.a.s.) ümmeti) güneşin batışına kadar çalışırlar. Onlara da ikişer ikişer kırat verilir. Yahudi ve hıristiyanlar bunun üzerine:

“Ey Rabbimiz! Sen onlara ikişer ikişer kırat verdin ve bize de birer kırat verdin, halbuki biz daha çok çalışmıştık!” dediler. Allah-u Azze ve Celle de:

“Sizin hakkınızı vermede bir haksız­lık ettim mi?” diye sorar. Onlar da:

“Hayır” derler. O da:

“Öyleyse bu benim ihsanımdır, onu dilediğime veririm.” diye buyurdu.”[2]

  Buhârî’de (2268) geçen başka bir rivayet şöyledir:

“Sizin ve kitap ehlinin durumu, işçileri çalıştıran bir ada­mın durumu gibidir. Adam:

“Kim bana yarım gün bir kırat ücretle çalışır?” diye sorar. Bunun üzerine yahudiler çalışırlar. Sonra adam:

“Kim bana gün ortasından ikindi namazına ka­dar bir kırat ücretle çalışır?” diye sorar. Bunun üzerine de hıristiyanlar çalışırlar. Yine adam:

“Kim bana ikindi namazın­dan güneşin batımına kadar iki kırat ücretle çalışır?” diye so­rar. Ve sizler de (Ey Muhammed (s.a.s.) ümmeti) onlarsınız. Bu olay üzerine yahudi ve hıristiyanlar öfkelenip:

“Biz daha çok çalıştık daha az alıyoruz” dediler. Yüce Allah (c.c.):

“Sizin hak­kınızdan bir şeyler eksilttim mi?” diye sorar. Onlar:

“Hayır” derler. O da:

“İşte bu benim fazlımdır, onu dilediğime veri­rim” diye buyurur.

  Yine Buhârî’de (2269) geçen bir lafız şöyledir:

“Sizlerle, yahudi ve hıristiyanların misali, işçiler çalıştıran bir adamın durumuna benzer. Adam:

“Kim bana yarım gün bir kırat ücretle çalışır?” diye sordu. Bu sorusu üzerine yahudiler (teklifini kabul edip) bir kırat ücret almak için çalış­tılar. Sonra da hıristiyanlar bir kırat ücret almak için çalıştılar. Sonra da sizler (Muhammed Ümmeti) ikindi namazından güneşin batımına kadar ikişer ikişer kırat ücretle çalıştınız (ve o kadar aldınız). Bunu gören yahudi ve hıristiyanlar öfkele­nip:

“Bizler daha çok çalıştık daha az aldık” dediler. Allahu Teâlâ da:

“Ben sizin hakkınızdan bir şey eksilttim mi?” dedi. Onlar da:

“Hayır” dediler. Allahu Teâlâ da:

“İşte bu benim fazlımdır, dilediğime onu veririm” diye buyurdu.

  Buhârî’de (3459) yine geçen bir rivayet lafzı şöyledir:

“Si­zinle, sizden önceki ümmetlerin eceli, güneş batıma dek ikindi namazı arası (gibi) olma hâlidir. Sizlerle, yahudi ve hıristiyanların arasındaki misal, işçiler çalıştıran bir adamın durumuna benzer. Adam:

“Kim bana yarım gün bir kırat üc­retle çalışır?” diye sordu. Yahudiler de (bu teklifi üzerine) bir kırat almak için çalıştılar. Adam:

“Kim bana günün yarısından ikindi namazına kadar bir kırat ücretle çalışır?” dedi. hıristiyanlar da (bu teklif üzerine) bir kırat için çalıştılar. Sonra adam:

“Kim bana ikindi namazından güneşin batımına kadar ikişer ikişer kırat ücretle çalışır?” diye sordu. Ve sizler de (Mu­hammed ümmeti) bunda çalışanlar oldunuz ve ikişer ikişer kırat için çalıştınız. Dikkat; edin! Sizler için çalıştığınızın iki kat ecri vardır. Sonra yahudi ve hıristiyanlar bu olay karşısında öfkelenip:

“Biz daha çok çalıştık ama daha az aldık” dediler. Allahu Teâlâ da:

“Ben sizin hakkınızdan bir şey kısıp eksilttim mi?” diye sordu. Onlar da:

“Hayır” dediler. Allah (c.c.) da:

“İşte bu benim lütufumdur, onu istediğime veririm” diye buyurdu.

  Yine Buhârî (5021)’de gelen rivayet şöyledir:

“Sizlerle, sizden önceki ümmetlerin eceli, ikindi namazı ile güneş batımı (vakitleri) arası olma hâli gibidir. Sizlerle, yahudi ve hıristiyanların misali, işçiler çalıştıran bir adamın hâline benzer. Adam:

“Kim bana yarım gün bir kırat ücretle çalışır?” diye sordu. Yahudiler (bu teklif karşısında) bir kırat için çalıştılar. Sonra adam:

“Kim bana günün yarısından ikindi namazına kadar bir kırat ücretle çalışır?” diye sordu. hıristiyanlar da (bu teklifi karşısında) bir kırat için çalıştılar. Sonra adam:

“Kim bana günün yarısından ikindi namazına kadar bir kırat ücretle çalışır?” diye sordu. hıristiyanlar da (bu teklifi üzerine) bir kırat için çalıştılar. Adam sonra yine:

“Kim bana ikindi namazından güneşin batımına kadar ikişer ikişer kırat ücretle çalışır?” dedi. Ve sizler de (Muhammed (s.a.s.) ümmeti) bunda çalışanlar oldunuz ve ikişer ikişer kırat için çalıştınız. Bu olayı gören yahudiler ve hıristiyanlar öfkelenip:

“Bizler daha çok çalıştık ancak daha az aldık.” dediler. Allahu Teâlâ da:

“Ben sizin hakkınızda zulüm ettim mi?” diye sordu. Onlar da.

“Hayır” dediler. Yüce Allah (c.c.) da:

“Bu be­nim ihsanımdır. Onu dilediğime veririm” diye buyurdu.

  Buhârî’de gelen (7467) yine başka bir rivayet lafzı şöyle­dir:

“Sizinle, sizden önceki ümmetler olan bekânız, güneşin batımına dek ikindi namazı arası gibi (olma) hâlidir. (Şöyle ki): Tevrat ehli Tevrat’ı getirir ve gün ortasına kadar çalışırlar. Sonra da çalışmayı bırakıp bir kırat onlara ancak verilir. Sonra İncil ehli İncil’i getirirler ve ikindi namazına kadar çalı­şırlar. Sonra çalışmayı bırakıp birer birer kırat onlara ancak verilir. Sonra da Kur’ân verdiklerimiz (Muhammed (s.a.s.) üm­meti) güneşin batımına kadar çalışırlar. Onlar da ikişer ikişer kırat verilir. Bu olay üzerine Tevrat ehli:

“Rabbimiz! Bunlar daha az çalıştılar ancak daha çok aldılar” dediler. Allahu Teâlâ:

“Sizin hakkınızdan hiçbir şeyi ben eksilttim mi?” diye sordu. Onlar da:

“Hayır” dediler. Allahu Teâlâ da:

“Bu benim ihsanımdır. Onu istediğime veririm.” diye buyurdu.

  Başka bir rivayeti Buhârî’de (7533) şu lafızla gelmiştir:

“Şüphesiz sizin, sizden önce yaşamış ümmetlere olan be­kanız ancak güneşin batımına kadar ikindi namazı arası gibi (olma) hâlidir. (Şöyle ki): “Tevrat ehli Tevrat’ı getirirler ve gün ortasına kadar çalışırlar. Sonra da çalışmayıp bırakırlar ve bir kırat onlara ancak (karşılık olarak) verilir. Sonra da İncil ehli İncil’i getirirler ve ikindi namazı kılınana kadar çalışırlar.

Sonra da çalışmayı bırakırlar ve onlara birer birer kırat ancak verilir. Sonra da Kur’ân ehli olan sizler getirilirsiniz. Sizler de gün batımına kadar çalışırsınız. Sizlere de ikişer ikişer kırat verilir. Bunun üzerine kitap ehli: “Bunlar bizden daha az ça­lıştılar ama daha fazla aldılar.” dediler. Allahu Teâlâ da:

“Si­zin hakkınızda Ben hiç zulüm ettim mi?” diye sordu. Onlar da:

“Hayır” dediler. O da:

“Bu benim fazlımdır. Onu istedi­ğime veririm.” diye buyurdu.

--------------------------------------------------------------------------------
 
[1] Rikâk: Takvalı ve Huşûlu olmanın kalpteki incelikleri demektir. (Mütercim)

[2] Buhârî 557.


BU MÜBAREK ÜMMETİN ALLAH TARAFINDAN KORUNMASI
 
80) Sevbân (r.a.)’dan rivayetle, dedi ki: “Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

“Yüce Allah (c.c.) benim için yeryüzünü top­ladı, ben de doğusunu ve batısını gördüm. Ümmetimin mülkü, yeryüzünün benim için Allah’ın topladığı mesafelerine dek ulaşacaktır. Bana iki tane hazine verildi: Biri kırmızı (altın) biri de be­yaz (gümüş). Ben Rabbimden: “Ümmetimi toplu helak[1] ile helak et­memesini, kendi dışlarından onların cemaatlerini parçalayıp onlara karşı savaşan düşmanı üzerlerine musallat etmeme­sini” dilerim. Rabbim de şöyle cevap verdi:

“Ey Muhammed! Ben bir hüküm buyurduğum zaman bu asla geri çevrilmez. Ben senin için, ümmetini toplu helak etmeyeceğimi ve kendi dışlarından onların cemaatlerini parçalayacak düşmanları üzerlerine musallat etmeyeceğimi söylüyorum. Müslümanlar birbirlerini öldürmeye ve birbirlerini esir etmeye kalkışma­dıkları sürece her tarafın düşmanı ya da = her yerdeki düş­man = bir araya gelse onlara bir zarar veremezler.”[2]

Hadiste geçen kırmızıdan murad altındır ve beyazdan murad ise gümüştür.

--------------------------------------------------------------------------------
 
[1] Toplu Helak'tan maksat, kuraklık, deprem vs... bir afet gibi helak türleri olduğu söylenmiştir. Allah en iyisini bilir. (Mütercim).

[2] Müslim (2889).


 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]