* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Kalp Kırmamak İçin Sebeplere Yapışmalıdır  (Okunma sayısı 119 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 7241
Kalp Kırmamak İçin Sebeplere Yapışmalıdır
« : Ağustos 25, 2021, 08:14:47 ÖÖ »
Kalp Kırmamak İçin Sebeplere Yapışmalıdır

"Allah katında kötü huydan büyük günah yoktur" hadis-i şerifi bize, kötü huyu bırakıp güzel huylu olmamız için büyük bir delil sunar.

Müslüman, diliyle kalp incitmekten çok korkmalıdır. Kalb kırıcılığı, geçimsizliği sebebiyle idare edilenlerden, zoraki ikram edilenlerden olmamalıdır. Hadîs-i şerîfte buyruldu ki: (Kıyamette, en kötü yerde bulunacak kimse, dünyada zararından korunmak için ikram olunandır.)

İnsanların kalbini kırmaya sebep olan kötü huyların başında münakaşa etmek gelir. (Haklı bile olsa, münakaşadan vazgeçmedikçe kişinin imânı tamam olmaz) hadîs-i şerîfi, münakaşayı yasaklar. Sert ve kırıcı konuşmaktan kaçmalıdır. Hadîs-i şerîfte, (Allahü teâlâ her zaman yumuşak söylemeyi sever) buyuruldu. (Allah katında kötü huydan büyük günah yoktur) hadis-i şerifi bize, kötü huyu bırakıp güzel huylu olmamız için büyük bir delil sunar. Peygamber Efendimiz, îtikadı doğru olan Müslümanlar için buyurdu ki: (Kendinden uzaklaşanlara yaklaşmak, zulmedenleri affetmek, kendini mahrûm edenlere ihsan etmek, güzel huylu olmaktır.)

Dargın durmak da kalp kırılmasına sebep olur. Kendine zulmedenleri affetmeli, bu sebeple ona karşılık vermemeli ve ona darılmamalıdır! Dargın ise hemen barışmalıdır. Hadis-i şeriflerde buyruldu ki: (Müminin, mümin kardeşine üç günden fazla hicr etmesi (dargın durması) helal olmaz. Üç geceden sonra ona gidip selâm vermesi vâcib olur. Selamına cevap verirse sevapta ortak olurlar. Karşılık vermezse günah ona olur.)

(Sana darılana git, barış! Zulmedeni affet! Kötülük edene iyilik et!)

Kendimiz yüzde yüz haklı bile olsak, eğer karşımızdaki mümin özür dilemişse, özrünü kabul etmelidir! Çünkü hadis-i şerifte, (Müslüman kardeşinin özrünü kabul etmemek, günah olur) buyuruldu. Özrü kabul etmek ve kusurları affetmek, Allahü teâlânın sıfatlarındandır. Özür beyan eden Müslüman kardeşinin özrünü kabul etmemek, sû-i zan olur.

Müslümana sû-i zan ise câiz değildir. Hadîs-i şerîfte buyruldu ki: (Sû-i zan etmeyiniz! Sû-i zan, yanlış karar vermeye sebep olur. İnsanların gizli şeylerini araştırmayınız, kusurlarını görmeyiniz, münakaşa etmeyiniz, haset etmeyiniz, birbirinize düşmanlık etmeyiniz, birbirinizi çekiştirmeyiniz, kardeş gibi sevişiniz. Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulüm etmez, yardım eder. Onu kendinden aşağı görmez.)

Karşımızdaki insanı kendimizden aşağı görmek, kibirlenmektir. Bu hâl, kalpleri incitmeye sebep olur. Kibrin kötülüğünü, Peygamber Efendimiz  şöyle haber vermektedir:

(Allahü teâlâ buyuruyor ki:

Kibriya, üstünlük ve azamet bana mahsustur. Bu ikisinde bana ortak olanı cehenneme atarım, hiç acımam!)

(Allahü teâlâ, tevâzu üzere olmayı bana emreyledi. Hiçbiriniz, hiçbir kimseye tekebbür etmeyiniz, büyüklenmeyiniz!)

Hasan Yavaş.