Kovuculuk Yapanların İbret Veren Hâlleri
Bize başkası hakkında söz getirene hüsn-i zan edip inanıyoruz da, söylenen kişiler hakkında niye hüsn-i zan etmiyoruz?
Hakîkî Müslümân, medenî insandır. Böyle olan kimse, Müslümanların ayıplarını örtmeli, gizli günahlarını yaymamalı ve kusurlarını affetmelidir. Böyle yapmak çok sevaptır.
Küçüklere, emri altında bulunanlara [zevceye, çocuklara, talebeye, askere, işçiye] fakirlere merhamet etmelidir.
Kusurlarını yüzlerine vurmamalıdır. Olur olmaz sebeplerle o zavallıları incitmemeli, dövmemeli ve sövmemelidir...
Dostlardan, sevdiklerinden insanlık icâbı bir kusur, sevgiye uymayan, ters düşen bir şey meydana gelirse, bağışlamalı, iyiliklerini, iyi taraflarını görmelidir. Bir kimse hakkında biri, bir şey anlatıyorsa, onun iyiliklerini ve zararlarını beraber düşünmeliyiz. İyilikleri fazlaysa, iyi insan deriz ve kötülüklerini görmeyiz...
Bize başkası hakkında söz getirene hüsn-i zan edip inanıyoruz da, söylenen kişiler hakkında niye hüsn-i zan etmiyoruz? Herhangi birisi, başka biri hakkında bir şey söylerse kabul edilmez. Nemîmeyi, söz getireni kabul etmek, yani onu dinlemek, söylemekten daha kötüdür.
Yani, biri gelir de bize biri hakkında bir şey söylerse, bunu dinlemek söylemekten daha büyük günahtır. Çünkü dinlemek, söylemesine izin vermektir. Söylenen söz doğru ise gıybet, yalan ise iftira olur.
Bize söz getirenleri düşman gözüyle görmelidir. Çünkü hem bizi günaha sokuyor, hem de din kardeşimizin kabahatini ortaya çıkararak onu hürmetten düşürmeye çalışıyor.
Eğer yalan da varsa, Allahü teâlâya isyan ve şeytana itaat ediyor demektir. Peygamber efendimiz, (En kötünüz, söz taşıyan, dostların arasını bozan ve ayıp araştırandır) buyuruyor.
Söz taşıyan köle: Adamın biri bir köle satın aldı. Satan adam: “Bunun başka bir ayıbı yoktur, ama kovuculuk yapar” dedi. Alan adam bu ayıbı önemsemeyerek köleyi alıp gitti. Köle bir süre adamın yanında kaldı. Bir şey yapmadı... Aradan biraz zaman geçtikten sonra adamın hanımına gitti ve ona “Kocan seni sevmiyor. Sana ihanet etmek istiyor.
Seni sevmesini, üzerine titremesini ister misin?" dedi. O da, tabii isterim deyince, “O hâlde eline bir ustura al! Sakalının alt kısmından biraz kıl kes! Ama bunu uyuduğu zaman yap!” dedi. Bundan sonra da kadının kocasına geldi ve şöyle dedi: “Hanımın seni öldürmek istiyor.
Bunu açıktan bilmek ister misin?” Bunun cevabı da: “Tabii isterim” oldu. Köle: “Öyleyse bu gece uyur gibi yap, görürsün?” dedi. Adam uyur gibi yaptı. Kadın, elinde ustura ile gece geldi. Gözünü açıp onu ustura ile görünce, kendisini kesmeye geldiğini sandı, hemen usturayı elinden aldı. Hanımını orada öldürdü.
Boş yere hanımının kâtili olan adam, böylece koğuculuğa ehemmiyet vermemesinin cezasını gördü...
Hasan Yavaş.