* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Konuşurken Hiçbir Zaman Bağırıp Çağırmamalıdır  (Okunma sayısı 150 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Konuşurken Hiçbir Zaman Bağırıp Çağırmamalıdır
« : Haziran 16, 2021, 07:12:38 ÖÖ »
Konuşurken Hiçbir Zaman Bağırıp Çağırmamalıdır

İnsanın, karşısında sağır varmışçasına bağırarak ya da kavga ediyormuş gibi öfkeli bir ses tonuyla konuşması, doğru değildir.
 
Güzel dînimizin konuşma âdâbı ile alâkalı bildirdiği kâideleri yayınlamaya devam ediyoruz:

1. Müslüman, hiçbir zaman bağırıp çağırmak sûretiyle yüksek sesle konuşmamalıdır. Kişinin karşısında sağır varmışçasına bağırarak ya da kavga ediyormuş gibi öfkeli bir ses tonuyla konuşması, doğru değildir. Kibar ve nâzik bir üslûbun benimsenmesi, her zaman için en isâbetli yoldur. Kur'ân-ı Kerim'in beyânıyla Lokman aleyhisselâm oğluna söz konusu metodu şöyle tavsiye etmektedir. ([Yavrum!] Yürüyüşünde tabiî ol ve sesini alçalt. Unutma ki seslerin en çirkini merkeplerin sesidir.) [Lokman, 31/19] Bir başka âyet-i kerîmede (Kullarıma söyle, en güzel sözü söylesinler!) [İsrâ, 53] buyurmaktadır. Hatta Allahü teâlâ, Hazret-i Musâ ile kardeşi Hârûn aleyhisselâmı, Fıravun'a gönderirken onu yumuşak bir sözle uyarmalarını istemiş [Tâhâ 43-44], muhâtap kafir de olsa, konuşma âdâbı gereği güzel bir üslûbun kullanılmasını emretmiştir. Bir hadis-i şerifte de, söylenecek güzel bir sözle bile, cehennem azabından kurtulunabileceği ifâde edilir:

Yarım hurma vermek sûretiyle de olsa cehennemden korunun. Bunu da bulamayan [hiç olmazsa] güzel bir sözle cehennemden korunsun![Müslim]

2. Bir mecliste herhangi bir konu görüşülüyor ise veya cevaplandırılmak üzere bir soru sorulmuşsa, ilk söz hakkı meclisin büyüğüne ait olmalıdır. Bununla birlikte diğer kişiler de yeri geldiğinde edebe uygun bir şekilde fikirlerini beyân edebilirler. Nitekim bir hâdiseyi anlatmak için, yaşça en küçük olan Abdurrahman bin Sehl ilk önce söze başlayınca, Efendimiz sallallâhu aleyhi ve sellem; (Sözü büyüklerine bırak, sözü büyüklerine bırak!) buyurmuş, bunun üzerine olayı büyükler anlatmıştır. [Buhârî, Cizye, 12]

Abdullah bin Ömer şöyle anlatır:

“Bir gün, Allah Resûlü Eshâbına: (Bana mümine benzeyen bir ağacı söyleyin!) buyurdu. Oradakiler çölde bulunan ağaçları tek tek saymaya başladılar. Gönlüme onun hurma ağacı olduğu düştü ve hemen söylemek istedim. Ancak orada benden büyük insanlar bulunduğundan konuşmaktan çekindim. Onlar cevâbı bilemeyip sükût ettiklerinde, Efendimiz onun hurma ağacı olduğunu söyledi.” [Müslim]

3. Müslüman, maddî veya manevî değeri bulunmayan, dünya ve âhiret için hiçbir faydası olmayan, bilâkis zararı bulunan konuşmalardan şiddetle kaçınılmalıdır. Zîra (İnsan hiçbir söz söylemez ki yanında onu gözetleyen, yazmaya hazır bir melek bulunmasın) [Kaf sûresi 18] âyet-i kerîmesi, insanın kendisine bahşedilen hayatın kelime kelime hesabını vereceğine dikkat çekmektedir. Peygamberimiz sallallâhü aleyhi ve sellem de şöyle buyurmuştur:

Allâh'a ve âhiret gününe inanan, ya hayır söylesin ya da sussun! [Buhârî]

Hasan Yavaş.