Söz Taşıyanlara Ne Yapmalıdır
Müslüman, dili ile kimseyi gıybet etmemelidir. Nemîme de yapmamalı, yani Müslümanlar arasında söz taşımamalıdır.
Hakiki Müslüman, dili ile kimseyi (Gıybet) etmemeli ve (Nemîme) de yapmamalı, yani Müslümanlar arasında söz taşımamalıdır. Bu iki günâhı işleyenlere çeşitli azaplar yapılacağı bildirilmiştir. Yalan söylemek ve iftirâ etmek de harâmdır, sakınmak lâzımdır. Bu iki fenalık, her dinde harâm idi. Cezâları çok ağırdır.
Müslümanların ayıplarını örtmek, gizli günahlarını yaymamak ve kusurlarını affetmek çok sevaptır. Herkes, kendi kusurlarını görmeli, Allahü teâlâya karşı yaptığı kabahatleri düşünmelidir. Allahü teâlânın, kendisine ceza vermekte acele etmediğini, rızkını kesmediğini bilmelidir.
Urvet-ül-vüskâ Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretleri, buyurdular ki: “Dedikodu yapanın sözü kabul edilmez, reddedilir. (Kenz-ül-hafî) kitabında diyor ki: Hâlid bin Sinan; 'Dedikoduyu kabul etmek, dedikodudan daha kötüdür. Çünkü dedikodu; günâha yol göstermek, onu kabul, yani onu dinlemek ise, izin vermek, onu tasdik etmektir. Bir şeye delâlet eden ile, onu kabullenip, hükmeden bir değildir. O hâlde dedikodu yapanın azabı, sâdece dedikodusudur. Eğer doğru ise, bir kimsenin gizli bir şeyini ortaya dökmek, hürmetini gidermek, namusuyla oynamak vardır. Yalan ise, Allahü teâlâya karşı gelmek, yalan ve iftira söz ile şeytana uymak vardır.
Sana bir kimse gelip, filân kimse, senin hakkında şöyle şöyle dedi, senin için şöyle şöyle yaptı dese, bu durumda şu altı şeyi yapman üzerine vâcip olur:
1-Tasdik etmemelisin, yâni söz getiren kimsenin sözlerinin doğruluğuna inanmamalısın. Çünkü nemmâm, yâni dedikodu yapanın şâhitliği, İslâmda merdûddur, yâni şâhidliği kabul edilmez.
Allahü teâlâ, Hucurât sûresi altıncı âyetinde meâlen; (Ey imân edenler, eğer size bir fâsık, bir haber getirirse, onu araştırın [doğruluğunu anlayıncaya kadar tahkik edin]. Değilse, bilmeyerek bir kavme sataşırsınız da, yaptığınıza pişman olursunuz) buyuruyor.
2-Dedikodu yapanı menetmelisin. Çünkü dedikodu yapmak münkerdir. Kötü iştir. Münkerden nehy ise vâcibdir. Allahü teâlâ, Âl-i İmrân süresi yüz onuncu âyetinde meâlen; (Ey Muhammed aleyhisselâmın ümmeti! Siz beşeriyet için meydana çıkarılmış en hayırlı bir ümmetsiniz, iyiliği emreder, fenalıktan alıkorsunuz ve Allah’a îmânınızda devam edersiniz!) buyuruyor.
3-Dedikodu edene, söz taşıyana, getirip götürene, Allah için kızmalısın. Çünkü o âsîdir, günahkârdır, fâsıktır. Günahkâra buğuz ise, vâcibdir.
4-Yanında olmayan din kardeşine dedikodu yapanın sözü ile, sû-i zan etmemelisin. Çünkü Müslümana sû-i zan haramdır. Haramdan sakınmak ise elbette lâzımdır.
5-Dedikodu yapanın sözüne bakıp, tecessüs etmemeli, araştırmamalısın. Çünkü Allahü teâlâ tecessüsü nehyediyor ve Hucurât sûresi on ikinci âyetinde meâlen; (Ey müminler! Zannın çoğundan sakınınız. Çünkü, zan etmenin bâzısı günâh olur. Birbirinizin kusurunu araştırmayın) buyuruyor.
6-Bu dedikoducunun yaptığını, beğenmediğin şeyi sen de yapmamalısın.” [Mektûbât-ı Ma’sûmiyye 2. cild 123. Mektûb]
Hasan Yavaş.