Münakaşa Etmeyene Cennette Köşk Var
"Konuşurken muhalefet etmeyen ve boş söz söylemeyen kimse için Cennette bir saray yaparlar."
Münakaşa, dil ile işlediğimiz kötü bir huydur. Dilin âfetlerindendir. Herhangi bir konu hakkında, hep kendini haklı göstermek için, karşısında konuşan kimsenin kalbini kıracak şekilde sözü uzatmak ve gönül incitmek, insanın kötü huylarındandır. Böyle davranışlara münakaşa denir. Münakaşa etmenin, insanlarla çekişmenin birçok zararları vardır.
Kimsenin sözünü kabul etmemek ve hep, “Hayır, öyle değildir” demek, muhalefet etmeyi âdet hâline getirmek çok çirkin bir huydur. Böyle davranışlar, kibirli olanların, kendini başkalarından büyük görenlerin alışkanlığıdır.
Münakaşa etmenin zararlarını bildiren hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Konuşurken muhalefet etmeyen ve boş söz söylemeyen kimse için Cennette bir saray yaparlar.)
(Haklı olsa bile, münakaşadan vazgeçmedikçe, kişinin imanı tamam olmaz.)
Demek ki, bu hadîs-i şerîflerde bildirilen emre uymak için bir kimse, herhangi bir meselede haklı bile olsa, münakaşayı uzatması doğru değildir, hatta kötüdür. Bir de, lüzum yokken, karşımızdaki şahsın hata ve kusurlarını bulup kendisine göstermek haramdır. Çünkü onun hatasını söylemekle kendisini üzmüş ve kalbini kırmış oluruz. Başkalarını, zaruretsiz incitmek caiz değildir. Dinimize göre, bunun gibi hususlarda başkasının hatasını söylemek farz değildir. Böyle durumlarda susmak ise, imanın olgunluğunu gösterir. Eğer karşımızdakinin kabul edeceğini biliyorsak, nasihat yollu söyleyebiliriz. Kabul etme ümidi yoksa susmalıyız.
Peygamber Efendimiz bu konuda yine buyurdular ki:
(Dalâlete düşen kavimlerin hepsi, dinde birbirleriyle mücadele ettiklerinden sapıtmışlardır.)
(Münakaşa, dostların dostluğunu azaltır, düşmanların düşmanlığını arttırır. Geçimsizlik, münakaşa ve mücadele etmek dinimizde yasaklanmıştır.)
(Fitnesinden emin olunmayan mücadeleyi terk ediniz!)
(Putperestlik ve içki içmekten sonra Rabbimin yasakladığı şey, insanlarla mücadele etmektir.)
(Allahü teâlânın hidayet verdiği kavim, birbirleriyle mücadele ederlerse ancak o zaman dalâlete düşerler.)
Hadis-i şeriflerin bildirildiğine göre, insanı, imânın hakikatine kavuşturan altı hasletten birisi de doğru olduğu hâlde mücadeleyi bırakmaktır.
Malik bin Enes hazretleri buyurdu ki:
“Mücadelenin, cedelleşmenin dinde yeri yoktur. Mücadele kalpleri katılaştırır. Kin ve nefret doğurur.”
İnsanlarla cedelleşen, münakaşa eden kimse mürüvvetsiz olur. Böyle insanlar başkaları tarafından sevilmezler. Dostları olmaz.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlânın en çok buğzettiği, sevmediği kul; mücadelede, münakaşada şiddet gösterendir.)
(Hangi kavme hitabet kuvveti ve mücadele, cedelleşme verilmişse, o kavim amel etmekten menedilmiştir.)
Hasan Yavaş.