GENÇLER EVLİLİKTEN KORKUYOR MU
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla,
Allah'ın Rahmeti ve Bereketi üzerimize olsun.
Yaz mevsimi gelirken evlenme çağında çocukları olan ailelerin düğün dernek hazırlıkları da hız kazanıyor. Biz de Haziran sayımızda anne babaların üzerindeki bu sorumluluğu ele almayı seçtik. Bir ayet-i kerimede Rabbimiz:
“İçinizden bekârları ve kölelerinizden, cariyelerinizden salih olanları evlendirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lütfuyla onlan zenginleştirir. Allah, (lütfü) geniş olan ve (her şeyi) bilendir.”(Nur, 32.) buyuruyor.
İstatistiklere göre evlenme yaşı gecikiyor, evlilik oranları düşüyor. Oysa dinimiz hem ferdin, hem cemiyetin ahlaki yapısını muhafaza etmek için evliliği teşvik ediyor.
Evlilik, gençlerin muhafaza olmasına olduğu kadar, kuvvet ve kabiliyetlerini iyi bir amaca yöneltmeleri için de faydalıdır. Zamanımızda sorumluluk yüklenmekten kaçınan nesiller, gençlik çağını kazan harca kısır döngüsü içinde tüketiyor.
Oysa gençliğinde evlenen, evlat yetiştiren bir insan, ahir ömründe onun semerelerine kavuşur. Gençlik çağının enerjisini düzgün aile hayatı içinde, iyi bir hayat arkadaşıyla birlikte, salih amellere sarfeden kişi ileri yaşlarda sevilen, sayılan, örnek alınan, itibarlı bir kimse olur; başkalarının da kurtuluşuna vesile olur. Evlatlarını iyi bir aile yapısında, güzelce terbiye eden, yaşlılığında onların gününü görür, ahirette ise derece kazanır.
Üstelik şu ahir zamanda, nefsaniyeti tahrik eden medya, internet ve bozuk çevreler gençliğimizi ifsat ediyor. Teknoloji çağında dünyaya gelen çocuklar, sanal âlemin, sorumluluk yüklemeyen ilişkileriyle kuşatılmış buluyor. Öyleyse onları bu tuzaklara düşmekten korumak için zamanında doğru tercihlere yönlendirmeli ve evliliklerine destek olmalıyız.
Evliliğe destek olmanın bir yolu da evliliği zorlaştırıcı olmamak, hiç kuşkusuz… Ne yazık ki zamanımızda düğün dernek işlerinde dinimizin ölçüleri rafa kaldırılıyor. Düğünlerde hem israf konusunda, hem de mahremiyet esasları açısından birçok günaha giriliyor.
Dinimizin ölçülerine uygun olarak yapılırsa, hayırlı bir iş için harcanan masraflara Rabbimiz sadaka sevabı veriyor. Ne yazık ki birçok kişi bunun şuurunda değil. Bu en önemli günlerimizi hem günaha girerek hem başkalarının günaha girmesine vesile olarak kutlamak büyük bir manevi kayıp olur.
Unutmayalım ki evlatlarımız bizim ahirette hesaba çekileceğimiz mesuliyetlerimizden biridir. Onları hayatlarının en önemli kararında desteklemeli ve doğru tercihlere teşvik etmeliyiz.
Rabbimiz bizleri, hem kendi nefsimizi, hem gelecek nesilleri en güzel şekilde terbiye etmeye muvaffak eylesin.
Âmin.
Hatice Kübra Ergin.