İnsan İbadet İçin Yaratılmıştır
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla,
Allah'ın Rahmeti ve Bereketi üzerimize olsun.
Ümmet-i Muhammed’in ağır imtihanlardan geçtiği bu günlerde, değişmeyen gündemimize dair bir konuyla huzurlarınızdayız., “Ben cinleri ve insanları, ancak Bana ibadet etsinler diye yarattım.” (Zâriyât, 56)
Bugün modernizm adı altında insanın adeta herhangi bir canlı türü derekesine indiren bir zihniyet ile karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Batıdan bütün dünyaya yayılan maddiyatçı felsefe, insandaki ruhani yönü adeta yok sayıyor, insanı sırf nefsani arzuları için yaşayan bir mahluk seviyesinde görüyor.
Halbuki insan Allah-u Zülcelâl’in eşref-i mahlukat olarak yarattığı müstesna bir kuludur. Ahsen-i takvim yani en güzel şekilde biçim verdikten sonra ruh nefhettiği, Rabbini tanıyacak bir gönül alemi verip mükerrem kıldığı bir varlıktır. Ancak insanın bu hususiyetlerini geliştirmesi için de bir manevi gelişim programına ihtiyacı vardır. O program, ibadet, zikir ve takvadır.
Her zaman söylüyoruz; ahir zamandayız, İslam medeniyetinin fetret devrindeyiz. Hepimiz bu maddiyatçı dünya ile kuşatılmış olmanın getirdiği imtihanlarla yüz yüzeyiz. İster istemez hatalarımız, kusurlarım oluyor. Ama umudumuzu yitirmemeli, vazgeçmemeliyiz. İçinde bulunduğumuz Üç Ayları bir vesile bilerek, yepyeni, taptaze bir diriliş hamlesiyle nefse, şeytana ve dünyanın hilelerine galip gelmeye çalışmalıyız.
Tek çaremiz, Allah'ın rahmetinden, mağfiretinden ve nusretinden ümidimizi kesmemek. Düştüğümüz gafletten silkinip kalkmak ve maneviyatımızı tazelemek.
Unutmamalıyız ki İslam bize anne babamızdan miras kalan bir kuru mensubiyet değildir. Her birimiz imanımızı ve kulluğumuzu samimi bir kalple, ciddi bir gayretle yeniden inkişaf ettirmeliyiz.
Rabbimizin birçok ayet-i kerimede salih amelleri birbirimizle yarışırcasına güçlü bir şevkle yapmamızı istiyor ve: “Haydi, hep hayırlara koşun, yarışın!” (Bakara, 148) buyuruyor.
Allah-u Zülcelâl hepimizi, ahiretin tarlası olan bu dünya hayatımıza hep sevap tohumları eken kullarından eylesin.
Âmin.
Hatice Kübra Ergin