* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Müslümanın Helal ve Temiz Gıda Hassasiyeti  (Okunma sayısı 1099 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı anadolu

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 813
    • www.fanidunya.net
Müslümanın Helal ve Temiz Gıda Hassasiyeti
« : Ekim 16, 2024, 09:11:20 ÖÖ »


Müslümanın Helal ve Temiz Gıda Hassasiyeti

  " Bir kimse saçı başı dağınık, toza toprağa bulanmış bir vaziyette, ellerini gökyüzüne kaldırarak: 'Ya Rabbi, ya Rabbi, diye dua eder. Hâlbuki yediği haram, içtiği haram, giydiği haram, kendisi haramla beslenmiş olursa, duası nasıl kabul edilir?" (Müslim, Zekât, 65)

 

 Her kültürün, her medeniyetin kendine has bir giyim-kuşamı olduğu gibi, bir de yeme, içme kültürü vardır. Müslüman kalmanın şartları arasında, İslam kıyafetinin muhafazası gibi, midenin de korunması önemlidir. Kâmil anlamda Müslüman olabilmek için, helal kazanıp, temiz yemek şarttır. Başka bir ifade ile gayr-ı müslim mutfaktan beslenerek, Müslüman kalmak zordur. Veya kendi kendimizi aldatmadır.

Sözgelimi İslam mutfağında şarap, domuz, leş, yırtıcı hayvan eti, besmelesiz kesilmiş hayvan eti, böcek, haşerat yoktur. Faiz ve benzeri haram yollarla elde edilmiş haksız kazanç Müslümanın midesinden geçmez. Nitekim Cenabı Hak, mümin için hep temiz, faydalı ve gerekli olan şeyleri helal kılmıştır: "Allah'ın size helâl ve temiz olarak verdiği rızıklardan yiyin ve kendisine iman etmiş bulunduğunuz Allah'tan korkun." (Maide /88)

(Ey Muhammed!) sana, kendilerine neyin helal kılındığını soruyorlar, de ki: "Size temiz olanlar helal kılındı… (Maide 4).

İbadetlerin kabulü ve iyi bir kul olmanın yolu, şu hadisi şerifle, helal kazanma ve helal yemeye bağlanmıştır.

" Bir kimse saçı başı dağınık, toza toprağa bulanmış bir vaziyette, ellerini gökyüzüne kaldırarak: 'Ya Rabbi, ya Rabbi, diye dua eder. Hâlbuki yediği haram, içtiği haram, giydiği haram, kendisi haramla beslenmiş olursa, duası nasıl kabul edilir?" (Müslim, Zekât, 65)

Helâl kazanmak, helâl yiyip içmek çok önemli bir husustur. Müslümanlar kalbini, dilini, gözünü korudukları gibi, midelerini de haramdan korumalıdırlar. Midesinde haram lokma olan bir kişinin ibadetlerinden haz alması, dualarının kabul olması beklenemez. Kaldı ki Müslümanlar, değil haramlardan, şüpheli şeylerden de kaçınmak zorundadırlar.

Yemek yerken tıka basa, çok yememeye dikkat etmelidir. Çok yemek hem israf, hem de sıhhate zararlıdır. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır:

“Âdemoğlu, midesinden/karnından daha şerli/fena bir kap doldurmamıştır. Belini doğrultacak birkaç lokmacık ona yeter. Yok, birkaç lokma ile yetinmeyecekse (nefsinin galebesiyle) ille de midesini dolduracaksa hiç olmazsa onu üçe ayırsın:   (karnının) üçte birini yemeğe, üçte birini içeceğine/suya, üçte birini de nefesine (ayırsın, üçte birden fazlasına yemek koymasın).” (Tirmizî, Zühd 47 -2381)

Hz. Ömer radiyallahu anh: "Kamburlaşacak kadar namaz kılsanız, kıl gibi incelene kadar oruç tutsanız haramdan kaçınmadıkça bu ibadetleriniz sizden kabul olunmaz." buyurmaktadır.

“Her kim helâl lokma yer, Sünnet (Şeriat) gereğince amel eder ve insanlar da onun kötülüklerinden emin olurlarsa, mutlaka cennete girer.” Bunun üzerine bir adam: “Yâ Rasûlallah, bugün halk arasında bu (vasıfta kişiler) pek çoktur’ dedi. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: “Benden sonraki asırlarda da bulunacaktır.” (Tirmizî, Sıfatu’l-Kıyâme 22, hadis no: 2640)

Yahya bin Muaz: "İtaat Allah'ın hazinelerinden bir hazinedir. Fakat onun anahtarı dua, anahtarın dişleri helâl lokmadır." demektedir.

Gerçek müminler kendi yediklerini tuvalete, başkalarına ikram ettiklerini de cennete gönderdiklerine inanırlar. Bu sebeple de hep yedirme, içirme, ikram ve cömertlikte yarışmışlardır.

Yemek, içmek hususunda israfa kaçmak da haramdır. Bu hususta Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır: "Bir de akrabaya, yoksula, yolcuya hakkını ver. Gereksiz yere de saçıp savurma. Zira böylesine saçıp savuranlar, şeytanların dostlarıdırlar. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankördür." (İsra /26-27)

"Ey âdemoğulları! Yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah müsrifleri sevmez" (A'raf 31)

Diğer bir hadis-i şerifte de şöyle buyurmaktadır: "Mümin bir bağırsağa yer. Kâfir ise yedi bağırsağa yer." (Müslim)

Allah Teâlâ hastalığı da, ilacı da indirmiştir. Ve her hastalığa bir ilaç var etmiştir. “Allah sizin için haram kıldıklarında şifâ yaratmamıştır.” (Tâc, c. 3, s. 212)

Öyleyse tedavi olun. Ancak haram olan şeyle tedavi olmayın." (Ebû Dâvud, Tıbb 11)

Kur'an-ı Kerim'in en uzun surelerinden birinin adı Mâide yani, sofra’dır. Yiyeceklerle ilgili temel meseleleri ele alır. Mâide suresinin, Kur'an-ı Kerim'in ilk surelerinden biri oluşu da mevzuumuz açısından önem taşır.

Bu hususta birkaç ayet zikretmek faydalı olcaktır: Haram ve şüpheli şeyleri yemek ve içmek haramdır. Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

"Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına boğazlanan, boğulmuş, vurulup öldürülmüş, yukarıdan yuvarlanıp ölmüş, boynuzlanıp ölmüş, canavarların yediği hayvanlar -ölmeden önce yetişip kestiğiniz müstesna-dikili taşlar (putlar) üzerine boğazlanmış hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar yoldan çıkmaktır." (Maide /3)

 "Deniz avı ve onu yemek size de, yolculara da geçimlik olarak helal kılınmıştır. İhramlı bulunduğunuz sürece kara avı size haram kılınmıştır..." (Mâide 96).

"Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda haksızlıkla değil, karşılıklı rıza ile yapılan ticaretle yiyin, haram ile nefsinizi mahvetmeyin" (Nisa 29).

Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem bir zekât hurmasının dahi, ne kendisinin ne de ailesinin boğazından geçmesine izin vermemiş, helal-haram hassasiyetine çok dikkat etmiştir. Hazreti Ebubekir başta olmak üzere, bütün sahabeler de helal ve temiz gıdaya dikkat etmişlerdir. Bir defasında Hz.Ebubekir, ağzından geçen şüpheli bir lokmayı çıkarabilmek için boğulacak derece uğraş vermiştir.

Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem’in Hazreti Ali’ye öğrettiği bir dua ile konumuzu tamamlayalım: “Allahümmekfini bi-helalike an haramik ve ağninî bifazlike ammen sivak.

“Allahım! Bana helal rızık nasip ederek haramlardan koru! Lütfunla beni senden başkasına muhtaç etme!”Âmin.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]