Gönderen Konu: İnsanın İmtihanı Helal Gıda İledir (Okunma sayısı 858 defa)

fanidunya NET · « : Ekim 31, 2024, 08:31:58 ÖÖ »

İnsanın İmtihanı Helal Gıda İledir

Beslenme, insanoğlunun temel bir ihtiyacıdır. Bunu yiyecekler ve içeceklerle karşılar. Canlılar yeme-içme ile aldığı besinlerle hayatını devam ettirir.

Yeryüzünde insanoğlunun hizmetine tahsis edilmiş nimetlerin büyük bir bölümü helal kılınmış, bazıları ise haram kılınarak yenilmesi, içilmesi ya da kullanılması yasaklanmıştır.

Allah Teala buyuruyor ki; “Size rızık olarak verdiğimiz şeylerin temiz ve helal olanlarından yiyin. Bu konuda aşırı da gitmeyin, yoksa üzerinize gazabım iner. Gazabım da kimin üzerine inerse o muhakkak helak olmuş demektir.” (Tâhâ,20/81)

Dinî bir terim olarak helâl, şer`an izin verilmiş, hakkında şer’i bir yasaklama ve kısıtlama bulunmayan davranışı ve onun dinî-hukukî hükmünü ifade eder. Helal, bir fiilin mubah, câiz ve serbest olmasıdır. Haram’ın zıddıdır.

Haram ise, kesin ve açık naslarla yasaklanan fiillerdir.

Nasıl ki insanların faydasına olan şeylerin kullanılması mubah kılınmışsa, zararlı olanları da haram kılınmıştır.

Hiç şüphesiz dinimizin emir ve yasaklarında birçok hikmetler vardır. Dünya’ya imtihan için gönderildiğinin bilincinde olan, ahirette hesap verme şuuruna eren her Müslüman helaller ve haramlar hususunda duyarlı davranmak zorundadır.

Elbette gıda uzmanı olmadığımız için, gıdaların niteliklerini, niceliklerini, maddi yönden fayda ve zararlarından bahsetmeyeceğiz.

Âcizane üzerinde durmak istediğimiz konu “helal gıda” hakkında manevi iklimde tefekkür edilmesini sağlayabilmek, helal beslenme duyarlılığımızı gözden geçirmek.

İnsanlığın iki ata’sı Hz. Âdem aleyhisselam ve hanımı Hz. Havva. Cennette başlayan güzel bir hayat, mutlu bir beraberlik. Sonra o güzel, rahat ve huzurlu yurttan dünya âlemine, ayrı mekânlara sürgün olma hadisesi.

Sebep, yasaklanmış, helal olmayan gıdayı yemek.

Üzerinde derin düşünmemiz gerekmez mi?

İlk önce melekler ve iblis imtihana tabi tutuldu “Hani meleklere, “Âdem için saygı ile eğilin” demiştik de İblis hariç bütün melekler hemen saygı ile eğilmişler, İblis (bundan) kaçınmış, büyüklük taslamış ve kâfirlerden olmuştu.” (Bakara,2/34)

İblis kaybedenlerden oldu ve “…dedi ki: “(Öyle ise) bana insanların tekrar diriltilecekleri güne kadar süre ver.” (Araf, 7/ 14)

Ayeti kerimeleri dikkatle takip edersek insanın Rabbinden aldığı “ilk emir” “ilk imtihan” helal ve haram gıda üzerinedir. Helal, çeşit çeşit, haram sadece bir adet.

“Dedik ki: “Ey Âdem! Sen ve eşin cennete yerleşin. Orada dilediğiniz gibi bol bol yiyin, ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.” (Bakara,2/35)

“Andolsun, bundan önce biz Âdem’e (cennetteki ağacın meyvesinden yeme diye) emrettik. O ise bunu unutuverdi. Biz onda bir kararlılık bulmadık.”( Tâ-Hâ,20/115)

“Biz de şöyle dedik: “Ey Âdem! Şüphesiz bu (İblis) sen ve eşin için bir düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın; sonra mutsuz olursun.”(Tâ-Hâ,20/117)

Şeytan kıyamete kadar verilen mühleti değerlendirmek için işine başladı.

“Nihayet şeytan ona vesvese verip şöyle dedi: “Ey Âdem! Sana ebedilik ağacını ve yok olmayan bir saltanatı göstereyim mi?”(Tâ-Hâ,20/120)

“Bunun üzerine onlar (Âdem ve eşi Havva) o ağacın meyvesinden yediler…” (Tâ-Hâ,20/121)

“Bu suretle onları kandırarak yasağa sürükledi. Ağaçtan tattıklarında kendilerine avret yerleri göründü. Derhal üzerlerini cennet yapraklarıyla örtmeye başladılar. Rableri onlara, “Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi?” diye seslendi.(Arâf,7/22)

Sonrası malum, haram gıda ile beslenen bedeni Rabbimiz Cennet’inde istemedi…

Bu hadiseye Kur’an ışığında uzunca değinmemizin nedeni, kendimizin ve ailemizin beslenmesi için gıda temin ederken çeşit çeşit helal nimetlerin yanında “imtihan gereği yasaklanmış ağaçlarında” bulunduğunu unutmamak.

Bizi yasaklanmış olana yönlendirmeye çalışan şeytanın oyununa gelmemek. Zira şeytan öyle yaman bir düşmandır ki; insanoğlunu daima kötülüklere sevk eder. Helalden uzaklaştırıp, haramlarla meşgul etmeye çalışır. Haramları ve çirkinlikleri nefse hoş gelecek şekilde süsleyerek, verdiği vesveselerle insana güzel göstermeye çalışır.

Pekiyi, dininin emir ve yasaklarına karşı duyarlı Mü’min ne yapmalı?

Öncelikle kazancımız helal olmalıdır. Dinimizin açık bir şekilde haram kılmış olduğu yollardan elde edilen parayla “aslen helal olan bir gıdayı” satın almak, tüketmek ekmeği pis çamura bandırarak yemek gibidir. Beden bundan beslenebilir fakat ruhumuz bundan asla gıda alamaz.

Sorumluluğumuz altındakileri, başta ailemizi ve çocuklarımızı helal ve temiz gıda ile beslemeli, ihtiyaçlarını karşılarken haramdan şiddetle sakınmalıyız.

Satın aldığımız başta gıda olmak üzere bütün ürünlerde helal ve temiz olanını seçmekte hassas davranmalıyız.

Dinimizce haram kılınmış ürünlerden şiddetle kaçınmalı, aldığımız üründe “haram katkı maddesi” olmamasına dikkat etmeliyiz. Çünkü “Çoğu haram olan şeyin azı da haramdır.” (Tirmizî, "Eşribe", 3; Ebû Dâvûd, "Eşribe", 5)

Dikkat edilmesi gereken diğer bir hususta; Hakkında kesin bilgiye sahip olmadığımız birçok yiyecek ve içecek hakkında yanlış hükümler vermemektir.

Yüce Rabbimiz buyuruyor ki; “Diliniz yalana alışmış olduğu için her şeye "şu haramdır, bu helâldir" demeyin. Zira Allah'a karşı yalan uydurmuş olursunuz” (Nahl, 16/116)

“Ey iman edenler! Allah’ın size helal kıldığı iyi ve temiz nimetleri (kendinize) haram etmeyin ve (Allah’ın koyduğu) sınırları aşmayın. Çünkü Allah haddi aşanları sevmez.”(Mâide,5/87)

Yüce dinimizin açıkça helal kabul ettiği şeyleri haram kılmaya, yasaklamaya ya da çirkin göstermeye kimsenin hakkı ve yetkisi yoktur. Bununla birlikte, kesin delillerle haram kılınmış, yasaklanmış ürünleri, hileyle, aldatarak, yalan söyleyerek, adını değiştirerek, gerçeği (içerisindeki katkı malzemelerini) gizleyerek “helal ve mubah” gibi göstermek… caiz değildir. Bununla beraber hileli ürünleri bilerek kullanmak, kabullenmek, alıp satmak, Müslüman’a yakışmayan çok yanlış bir davranıştır. Zira kâmil bir Mü’min haramlara bilerek yaklaşmadığı gibi şüpheli şeylerden dahi kendini korumaya çalışır.

Sevgili Peygamberimiz buyuruyor ki; “Helâl belli, haram da bellidir. Bunların arasında, halktan birçoğunun helâl mi haram mı olduğunu bilmediği şüpheli şeyler vardır. Dinini ve namusunu korumak için bunları yapmayan kurtuluştadır. Bunlardan bazısını yapan kimse ise haram işlemeye çok yaklaşmış olur. Nitekim korunun etrafında hayvanlarını otlatan kimse de koruya dalma tehlikesi ile burun buruna gelmiş olur. Dikkat ederseniz her hükümdarın bir korusu vardır. Allah'ın korusu da haram kıldığı şeylerdir” (Buharî, "Büyû`", 2, Müslim, "Müsâkat", 20)

Birde fıkra;

Kamil, bir gün çocukluk arkadaşı Kaya ile karşılaşır. Kaya kendine göre sofrasını kurmuş, sofrasında üzüm, pekmez, birkaç çeşit nevale ve bir şişe şarap bulunmaktadır. Hal-hatır sorulduktan sonra Kaya, Kamil’e bir bardak şarap doldurarak ikram etmek ister. Kamil, haramdır içmem. Yalnız eski arkadaşlığımızın hatırına diyerek bir parça ekmeği pekmeze batırır, birkaç üzüm denesi (tanesi) ile yer.

Kaya der ki; şarabı haramdır diye içmedin üzümle pekmezi yedin. Bunların hepsi aynı ağacın bedeninden değil mi?

Kamil sorar, uşağım sen bebekken neyle beslendin?

Kaya, tabi ki annemin sütüyle, deyince.

Kamil son sözü söyler, aklını sevdiğim Kaya, sütünü emdiğin aynı bedenden çıkan diğer iki şeyi de yiyip içer misin?!!!

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: İnsanın İmtihanı Helal Gıda İledir (Okunma sayısı 858 defa)

fanidunya NET

İnsanın İmtihanı Helal Gıda İledir

BENZER KONULAR