Haramla Saadet Olmaz
“Şeytan ateştendir. Öfke şeytanın sıfatıdır. Sen öfkelendiğin zaman su ile söndür. Su ateşi söndürür. Git, abdest al.”
Şeytanın en meşhur hilesi insana haram yedirmektir. Cennette yasak meyveden yedirdi, işimizi bozdu. Dünyada da haram yedirerek işimizi bozar. Ne kadar dara düşerseniz düşün, faiz yemeyin. Şeytan, Peygamber Efendimiz s.a.v.’e hakikati anlatırken: “Faiz benim helal lokmamdır. Besmelesiz ve haramdan kazanılanlar da benim lokmamdır.” demişti.
İnsan ilahî emri dinlemezse meşakkati artar, kalp ve ruh hayatı bozulur. Mutluluk, aramakla değil, Allah’ın emrine uymakla bulunur. Mutluluk arayanlar çeşitli çirkin işlere giriştiler. Bu haller Allah’ın rızası dışında işler olduğu için, mutluluk bir yana, nice sıkıntı ve hastalığa düçar oldular.
Allah’ın emrini dinlemeyene Allah türlü meşakkat verir. Atâullah İskenderî k.s., el-Hikemü’l Atâiyye isimli eserinde: “Senin hanımının ve çocuklarının hastalığı, üzüntüsü, Allah’ın sevdiklerinin eliyle sana sıkıntı vermesidir. İnsanın sevdikleri üzerinden meşakkati kat kat olur.” buyurmuştur.
Ne zaman sevdiklerimiz bize isyana başlarsa tevbe etmeliyiz. Onlara küsmekle, kızmakla iş düzelmez. Hanımın seni incittiyse Allah’tan af dile: “Ya Rabbi, beni en sevdiğimle terbiye ediyorsun. Demek ki ben sana isyan ettim” de. Oğlun yüzüne kapıyı çarptıysa helallik dile: “Oğlum, bu hareket babaya yapılmaz. Ben de sana karşı babalığımı tam olarak yapmadım. Bu hal, Allah’ın gazabı olarak senin elinle bana gelmiş bir meseledir” deyip istiğfar et.
Komşundan kürek gördüysen, kazma ile üstüne gitme. Demek ki biz şeytanı tanımıyor, aynı onun yaptığı gibi yapıyoruz. Birisine kızınca: “Önünden, arkandan, sağından, solundan sana yapacağımı biliyorum” diyoruz. Kur’an’ın hükümlerine bak. Allah Tealâ ne diyor, dinle. Altmış Kur’an hatminde bulunmak yerine bir defa anlayarak okusak daha iyi olur.
Haber vakti gelince filan radyoyu açıp dinliyoruz da, Hak Tealâ’nın emrini tam olarak okumuyoruz. Allah’ın haberlerini, tefsiri açıp okumuyoruz. Allah Rasulü s.a.v. buyuruyor:
“Şeytan ateştendir. Öfke şeytanın sıfatıdır. Sen öfkelendiğin zaman su ile söndür. Su ateşi söndürür. Git, abdest al.”
Allah Tealâ buyuruyor:
“Dedik ki: Hepiniz cennetten inin! Eğer benden size bir hidayet gelir de her kim hidayetime tâbi olursa onlar için herhangi bir korku yoktur ve onlar üzüntü çekmezler.” (Bakara 38)
Emir dinlemediğimizden sıkıntıya düştük. Oysa biz hidayetle mükellefiz. Hidayet, Allah tarafından gönderilen Kitap ve Rasul’e inananın kalbindeki iman nuruna denir. Şu halde ben kalbimde hidayet nurunu parlatmaya, lambamı yakmaya mecburum. Gaz lambası yakıyorsam elektrik takmak zorundayım. Elektrik de farklı farklı. Yirmi birim yakıp yüz birim ışık veren var.
Bu da ihlâs sahibi dervişe misaldir. İşin özünü bildiğinden az emekle çok kazanır. Nasıl? Kâmil bir şeyh ile oturur, sâlihlerin cemaatinden ayrılmaz. Cemaatin hatırına, içindeki kâmillerin hatırına, uhuvvet, muhabbet, iman, dirlik, birlikten dolayı az gayretle çok iş yapar.
Gaz lambası ise amel edip kibir ve benliği olana misaldir. Şişeyi açıp gazı koyacak, fitili takıp yakacaksın. Yanarken koku yapar ve ikide bir gazı biter. Bu, ameline güvenen gafil müminin işidir. En verimli elektrik ampulü gibi ol. Ne gaz ister ne fitil takmak. Kokusu da olmaz. Bu da kâmil ve ihlâs sahibi mümine benzer.
İhlâsla âriflerin cemaatinden ayrılma. Gel, nefsine güvenme, işini Allah’a havale et. Sâlihlerin cemaatinden ayrılma, tartışmaya girme, Ümmet-i Muhammed’i cemaatlere bölme!