Gönderen Konu: Dijital Dünyanın Gerçek Hesabı (Okunma sayısı 179 defa)

fanidunya NET · « : Kasım 12, 2023, 08:24:29 ÖÖ »

Dijital Dünyanın Gerçek Hesabı

يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا لَا يَسْخَرْ قَوْمٌ مِنْ قَوْمٍ عَسٰٓى اَنْ يَكُونُوا خَيْراً مِنْهُمْ وَلَا نِسَٓاءٌ مِنْ نِسَٓاءٍ عَسٰٓى اَنْ يَكُنَّ خَيْراً مِنْهُنَّۚ وَلَا تَلْمِزُٓوا اَنْفُسَكُمْ وَلَا تَنَابَزُوا بِالْاَلْقَابِؕ بِئْسَ الِاسْمُ الْفُسُوقُ بَعْدَ الْاٖيمَانِۚ وَمَنْ لَمْ يَتُبْ فَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ

“Ey iman edenler! Bir topluluk diğer bir toplulukla alay etmesin; zira onlar kendilerinden daha iyi olabilirler. Kadınlar da başka kadınlarla alay etmesinler çünkü alay edilenler edenlerden daha iyi olabilirler. Biriniz diğerinizi aşağılamayın, birbirinize kötü ad takmayın. İman ettikten sonra fasıklıkla anılmak ne kötüdür! Günahlarına tövbe etmeyenler yok mu, işte zalimler onlardır.”

(Hucurât, 49/11)

Tabiatta var olan canlıların çoğu hemcinsleriyle birlikte yaşadığı gibi toplumsal bir varlık olarak yaratılan insan da diğer insanlarla bir arada yaşamaya, onlarla iletişim içinde olmaya ve sosyal ilişkiler kurmaya ihtiyaç duyar. Bununla birlikte zaman zaman hemcinslerine karşı fiziksel ve psikolojik şiddet uygulamaya, onlara zarar vermeye ve kendini onlardan soyutlamaya meylettiği de görülmektedir. İşte esasen irade sahibi bir varlık olma ve zaaflarını kontrol edebilme yeteneği tam da bu noktalarda kendini göstermelidir. Zira Kur’an-ı Kerim’de “De ki: Herkes kendi mizaç ve karakterine göre iş yapar. Rabbiniz kimin doğru bir yol tuttuğunu çok iyi bilmektedir.” (İsrâ, 17/84) buyrulmak suretiyle önemli bir psikolojik gerçeğe işaret edilmektedir. İnsan davranışlarının temelini oluşturan psikolojik eğilimlerin teşekkül etmesinde insanın yaratılıştan sahip olduğu karakter yapısının yanında geniş anlamıyla eğitim öğretimin de tesiri vardır. Bu çerçevede dinî inanç ve telakkilerle ahlaki erdemler yahut erdemsizlikler de psikolojik eğilimlerin oluşması ve gelişmesinde iyi veya kötü yönde tesir etmektedir. (Kur’an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir, 3/516) Bunun farkında olmak, doğuştan gelen özellikleri, vahyin ve Hz. Peygamber’in öğretileri ışığında yoğurmak, onun örnekliğinde bir hayat yaşamak önem arz eder.

Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle değerli bir varlık kılınan (İsrâ, 17/70) ve en güzel surette yaratılmış olan (Tîn, 95/4) insan, Allah tarafından âdemoğluna verilen bu değerin farkında olmalı, hem kendine hem de diğer insanlara karşı saygı çerçevesinde davranmalıdır. Böylece saygın ve değerli bir varlık olarak insan, yaratıcısı olan Allah’a karşı kulluk bilinci ve içinde yaşadığı toplumun bir ferdi olarak onlarla uyumlu yaşama şuuruna sahip olmalıdır. Aksi hâlde “Sonra onu aşağıların aşağısına indirdik.” (Tîn, 95/5) ilahi ikazının kapsamına dâhil olma tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir. Böyle olunca da dünyaya gönderiliş amacı ve bu amaç doğrultusunda yaşayabilme inanç ve azmi peyderpey zedelenir.

Peygamber Efendimiz (s.a.s.), Müslüman’ı elinden ve dilinden diğer Müslümanların selamette olduğu kişi olarak tanımlamış, mümini de insanların canları ve malları hususunda kendilerine zarar vermeyeceğinden emin oldukları kimse olarak tarif etmiştir. (Tirmizi, Îman, 12) Bir Müslüman ve mümin olarak hayatımızı bu tanımlamaya uygun biçimde yaşama gayretinde olmamız, sahip olduğumuz en önemli hedeflerimizden olmalıdır. Tabii zaman zaman bu noktada nefsimize yenik düşmek ve zaaflarımızın esiri olmak gibi durumlar bizi farklı yönelimlere sevk edebilir. Ancak böyle bir durumda hemen işin farkında olmak, yanlışta ısrar etmemek ve derhâl Yüce Allah’tan bağışlanma dilemektir bize yakışan. Zira Kur’an-ı Kerim’de “Onlar çirkin bir şey yaptıkları veya kendilerine kötülük ettikleri zaman Allah’ı hatırlarlar da hemen günahlarının bağışlanmasını dilerler.” (Âl-i İmrân, 3/135) buyrulmaktadır.

Hucurât suresinde Rabbimiz, Müslümanların kardeş olduğunu belirtmiş ve bu kardeşliğe zarar verecek olan alay etmek, kötü lakap takmak, aşağılamak, küçük düşürmek gibi işlerden bizi sakındırmış ve bu çirkin işlerin imandan sonra bize yakışmayacağını bildirmiştir. (Hucurât, 49/10-11) Yine Hz. Peygamber (s.a.s.), bana dünyalık birçok şey verilse de kimseyi kötülükle anmayı sevmem. (Ebu Davud, Edeb, 40) buyurarak bize bu konuda yol gösterici olmuştur.

Rabb’imizin bu emirleri ve Peygamberimizin hassasiyeti, bizler için gerçek hayatta olduğu gibi sanal dünya için de geçerlidir. Kişilik haklarına saygı gerçek hayatta ne kadar önemli ise sanal âlemde de o kadar önemlidir. Maalesef bazen sanal dünyanın büyüsüne, sosyal medyanın cazibesine kapılıp gerçek hayatta yapmayacağımız şeyleri yapabiliyoruz. Ancak sanal âlemde yazılan, konuşulan ve yapılan şeylerin de sorumluluk gerektirdiği asla unutulmamalıdır. Günümüzde gerçek dünyanın bir parçası hâline gelen sanal dünyada da bir Müslüman, İslam edep ve ahlakından asla taviz vermemelidir. Çağımızda maalesef zorbalığın bir çeşidi hâline gelen, insanların psikolojik olarak etkilenmesine sebep olan ve sanal dünyada olduğu için çoğu zaman failleri tarafından basit görülen dijital zorbalık, Müslüman’a yakışan bir tavır olamaz.

Sanal âlemde ve sosyal medyada başkalarına hakaret etmek, insanları küçük düşürecek paylaşımlarda bulunmak, başkalarının kusurlarını araştırmak, onlarla alay etmek, insanlara günahları özendirmek vb. şeyler yapmak esasen gerçek hayatta olduğu gibi son derece veballi işlerdir. Sanal dünyada yapılan bu çirkin işlerin daha çok insana ulaşma imkânı söz konusu olduğundan belki de gerçek hayatta yapılandan daha da ağır sorumluluk gerektirebilir. Bu yüzden çok dikkatli olmalı ve ömür sermayemiz içerisinde küçük büyük hiçbir şeyi ihmal etmeden yazan amel defterimizi (Kehf, 18/49) doldururken son derece titiz davranmalıyız.

Dr. Mustafa Güvenç.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Dijital Dünyanın Gerçek Hesabı (Okunma sayısı 179 defa)

fanidunya NET

Dijital Dünyanın Gerçek Hesabı

BENZER KONULAR