* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Ben Münafıkmıyım  (Okunma sayısı 1046 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 7241
Ben Münafıkmıyım
« : Ekim 14, 2024, 07:29:44 ÖÖ »


Ben Münafıkmıyım

Bismihilazîm. Hamd ve şükür, Alemlerin Rabb’ine, salat ve selam, Efendimiz’e…

İslam’ın ilk çağlarından beri Müslümanları endişelendiren, gönüllerini mahzunlaştırıp, gözlerini yaşartan yakıcı bir sorudur bu.

Bir Müslüman’ın en büyük tasası Rabbi’nin huzuruna nifak sıfatıyla çıkmaktır. O, Rabbi tarafından sevinç ve sevgi ile karşılanacağını umarken, münafık olarak huzur-u ilahiden kovuluşu sahnesi Müslüman’ın gönlünde onulmaz bir kaygı kaynağıdır.

Sahabenin büyüklerinden Hz. Hanzala’nın, Hz. Peygamberin huzurundayken yaşadığı manevi hâlin, huzurdan çıkıp dünya meşgalesine düşünce kaybolmasını, “Hanzala münafık oldu.”[1] diyerek tarif etmesi bu kaygının en güzel örneklerindendir.

Peygamberimiz münafıkların isimlerini Hz. Huzeyfe’ye bildirmişti. Hz. Huzeyfe münafıkları bildiği için onların cenaze namazına katılmazdı. Hz. Ömer de bir cenaze vukuunda Hz. Huzeyfe’yi takip eder, o katılırsa cenaze namazına iştirak eder, katılmazsa Hz. Ömer de cenaze namazını kılmazdı. Bir gün Hz. Huzeyfe ölen bir kişinin cenaze namazına katılmadı. Hz. Ömer, ölen kişinin samimi bir Müslüman olduğu kanaatine sahipti. Bu duruma şaşırdı, endişe içinde Hz. Huzeyfe’ye giderek “Acaba ben de münafıklardan mıyım?” diye sordu.[2]

Bir taraftan, Hz. Peygamberden bir an bile ayrılmayan, O’nu örnek alma gayretiyle O’nun potasında eriyen ve her haliyle numune olan ashab-ı kiramın bu nifak hassasiyeti; diğer tarafta İslam’ın şeairine hürmetsiz, tereddütlü bir tasdik sahibi, ibadet ve ihsandan yoksun olduğu halde asla bir nifak endişesi taşımayan günümüz Müslümanı…   

Münafıklık testi

Aşağıda münafıkların özellikleri sıralanmıştır. Bir Müslüman bu özelliklere sahip olup olmadığını daima kontrol etmelidir. Eğer bu özelliklerden bir tanesi bile varsa tevbe ve istiğfar etmeli, halini düzeltmelidir. Bu özellikleri taşımıyorsa Allah’a şükretmeli, diğer Müslümanlar için dua etmeli bununla birlikte bu özelliklere karşı sürekli bir teyakkuz halinde bulunmalıdır.

1. Münafıklar inanmadıkları hâlde inandık derler. Rabbimiz bu gerçeği, “İnsanlardan, inanmadıkları hâlde, “Allah’a ve ahiret gününe inandık.” diyenler de vardır.”[3] buyurarak açıklar.

Münafıkların temel vasfı, iman etmedikleri halde iman etmiş gibi görünmeleridir. Bunun temel sebebi ise Allah'a imanlarının kalben değil, göstermelik ve insanlara yönelik olmasıdır. Münafıklar insanları "iman ettiklerine" ikna etmeye çalışırlar, fakat tek başlarına kaldıklarında ya da kendileri gibi münafık karakterli kimselerle bir araya geldiklerinde gerçek yüzleri ortaya çıkar.

Bu iki yüzlülükleri sebebiyle Müslümanlarla beraberken ibadetlerini yerine getirir, onlar gibi davranır, onlar gibi konuşur, onlardan uzaklaştıklarında ise ibadetlerini terk eder, tıpkı bir inkârcının üslubuyla konuşur ve dini umursamaz davranışlar sergilerler.

2. Aldatmak münafıkların bir sıfatıdır. “Münafıklar, Allah’ı aldatmaya çalışırlar. Allah da onların bu çabalarını başlarına geçirir.” [4]

Münafıklar ortaya koydukları sahte mü’min görüntüsü ile Mü’minleri ve Allah’ı aldattıkları yanılgısına düşerler. Halbuki Allah kalplerin özünü bilir. Mü’minler ise münafıkların karakterini Kur’an’da açıkça görmektedirler.

3. Münafıklar namaza ağır ve isteksiz davranırlar. “Onlar, namaza kalktıkları zaman tembel tembel kalkarlar.” [5]

Münafıkların namazdan manevi bir zevk almadıkları açıktır. Onlar namazı bir görevi yerine getirme ve bir borç ödeme şeklinde algılarlar. Namazı Rabbimizin nimetlerine şükrün bir ifadesi olarak göremezler. Mecbur kaldığı ortamlarda namazını kılarken fırsatını bulunca terk ederler. Namazı isteksizce kılmaları onların namazın gerekliliğinden ve manevi zevkinden habersiz olduklarının bir delilidir.

“Ki onlar, namazlarında yanılgıdadırlar, onlar (namazlarıyla) gösteriş yapmaktadırlar.”[6]

4. Gösteriş için yaşarlar. “İnsanlara gösteriş yaparlar.”[7] Münafıklar, Allah'ı değil, insanları hoşnut etmeye çalışırlar. Kendilerini takvalı göstermek için abartılı tavırlarda bulunurlar. Kendilerini ön plana çıkarmaya, yaptıkları herhangi bir işi herkese duyurarak kendilerince insanlar nazarında "puan toplamaya" çalışırlar.

Münafıklar samimi bir imana sahip olmadıkları için yaptıkları bir iyiliğin gizli kalmasından rahatsız olurlar. Çünkü yaptıkları iyiliğin ahirette mükâfatını alacağına dair inancı tereddütlüdür. Yaptıklarından olabildiğince fazla kişinin haberdar olmasını ister ki, bu dünyada insanların takdirini kazanabilsin.

5. Allah’ı çok az hatırlarlar. “Allah’ı pek az anarlar.”[8] Allah ile birliktelik şuuru ve Allah’ı anma bilinci müminlerin bir niteliğidir. Mü’minler her an Rabb’lerinin murakabesi altında olduklarının bilinciyle yaşarlar. Allah ile beraberlik halini kuşanırlar. Münafıklar ise Allah ile bağlantılarını koparmışlardır. Onların kalb ve akıllarında Allah ile birliktelik şuuru yoktur. Onlar, Allah ile birlikte değildirler, O'na yönelmez, O'nu anmaz, O'ndan bağışlanma dilemezler. Birliktelik şuuru olmayınca da Allah’ı anmazlar ve onu gündemlerine almazlar, unuturlar. Allah’sız bir hayat planlar ve yaşarlar. Sadece mümin görünmek için gerektiğinde Allah’ı mevzu konusu yaparlar.

Rabbimiz, “Şeytan onları sarıp-kuşatmıştır; böylelikle onlara Allah'ın zikrini unutturmuştur. İşte onlar, şeytanın fırkasıdır. Dikkat edin; şüphesiz şeytanın fırkası, hüsrana uğrayanların ta kendileridir.”[9] buyurarak münafıkların Allah’ı unuttuklarını açıklamıştır.

6. Mallarını desinler için sadaka verirler. “Bunlar, mallarını insanlara gösteriş için harcayan, Allah’a ve ahiret gününe de inanmayan kimselerdir. Şeytan kimin arkadaşı olursa, o ne kötü arkadaştır.”[10]

“De ki: "İsteyerek veya istemeyerek infak edin; sizden kesin olarak kabul edilmeyecektir. Çünkü siz bir fasıklar topluluğu oldunuz." İnfak ettiklerinin kendilerinden kabulünü engelleyen şey, Allah'ı ve elçisini tanımamaları, namaza ancak isteksizce gelmeleri ve hoşlarına gitmiyorken infak etmeleridir.”[11]

Münafıklar, ibadetleri "isteksizce", ya da "hoşlarına gitmeye gitmeye" yaparlar. Yaptıkları ibadetler gösteriş için yapıldığından dolayı boşa gitmektedir. Münafıklar, başka insanlarla birlikte oldukları ortamlarda diğer insanların kınamasından çekinerek istemedikleri halde sadaka vererek insanların iltifatını kazanmayı umarlar.

7. Münafıklar yalancıdırlar. Rabbimiz bu gerçeği,  “Allah, o münafıkların hiç şüphesiz yalancılar olduklarına elbette şahitlik eder.”[12] buyurarak açıklamıştır.

Münafıklar Allah'tan korkmadıkları için, sıkıştıkları durumlarda hemen yalana başvururlar. Yalan söyleyerek yüklendikleri sorumluluklardan kaçmaya çalışırlar. Münafıklar, zorluk ve sıkıntı anlarında, müminleri yalnız bırakarak kendi çıkarlarını korumaya bakarlar. Ancak, bunu da büyük bir iki yüzlülükle kendilerini haklı göstererek yaparlar. Asılsız bahaneler üreterek bin bir çeşit yalanla Mü’minleri kandırdıklarını sanırlar.

8. Dış görünüşleri insanların hoşuna gider. Rabbimiz, “Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerine kulak verirsin. Onlar sanki elbise giydirilmiş kereste gibidirler.”[13] buyurur.

Dış görünüşleri aldatıcıdır. Münafık, yüzüne bakılınca sahtekârlığı anlaşılabilecek bir kişi değildir. Bu kişiler dış görünüş olarak samimi insanlardan farklı olmayabilirler. Hatta sakal, cübbe, sarık, çarşaf ve başörtüsü gibi dış görünüşleriyle birçok samimi Müslüman’dan bile daha takva görünebilirler. Allah ayet-i kerimede münafıkların konuşmalarının süslü olabileceğine dikkat çekmektedir. Yani konuşunca mangalda kül bırakmazlar. Lafla her işi yaparlar. Ancak iş icraata geldiğinde ortalıklarda görünmezler.

Nitekim mü2minlerin fiziksel temizlikleri, giyim kuşamları münafıkların taklit etmeye çalıştığı özellikler arasındadır. Bu şekilde dışarıdan bakıldığında münafıkları diğer Müslümanlardan fiziksel yönden ayırmak pek mümkün olmayabilir. Ancak münafıklar hayatlarının her anına yansıyan manevi bir kir içindedirler. Zihinleri sürekli olarak kötülük tasarlama, tuzak kurma, hainlik, kin, yalan, haset gibi pek çok olumsuzlukla meşgul olduğundan yüzlerinde de imanın nuru oluşmaz.[14]

9. Münafıklar kibirlidirler. “O münafıklara, “Gelin, Allah’ın Rasûlü sizin için bağışlama dilesin” denildiği zaman başlarını çevirirler ve sen onların büyüklük taslayarak uzaklaştıklarını görürsün.”[15]

Münafıklar son derece kibirli ve kendini beğenmiş kimselerdir. Kendilerine verilen hiçbir öğüdü dinlemez, hata yaptıklarını asla kabul etmezler. Onlar kendilerini çok zeki ve bilgili sanırlar. Bu yanlış zanları onları daha da ileri götürerek kendilerini, Allah'ın en iyi kulları arasında görme sonucuna götürür. Münafıklar kendilerinin kusursuz olduğuna inanırlar, insani hataları bile kendilerine yakıştırmazlar.

Münafıklar, kendilerinin de çok akıllı olduklarını sanırlar. Mü’minleri, İslam uğrunda büyük fedakârlıklar yaptıkları için “enayi” olarak görürken, kendilerini de "gözü açık ve karlı" sanırlar. Oysa münafıklar en büyük akılsızlardır. Kuran'da, münafıkların akılsızların olduğu şöyle bildirilmektedir:

“Ve (yine) kendilerine: "İnsanların iman ettiği gibi siz de iman edin" denildiğinde: "Düşük akıllıların (akılsızların) iman ettiği gibi mi iman edelim?" derler. Bilin ki, gerçekten asıl akılsızlar kendileridir; ama bilmezler.”[16]

Kendilerini çok akıllı, zeki ve bütün hata ve eksikliklerden uzak gördükleri için sahip oldukları ahlaki bozukluklarının, yaptıkları kötülüklerin telafisini de düşünmezler. Mü’minler sürekli olarak hatalarını düzeltip, eksiklerini telafi ederek kendilerini geliştirirken, münafıklar yaşadıkları ikiyüzlü hayatın içine daha da saplanırlar.

10. Müslümanlarla alay ederler. “İman edenlerle karşılaştıkları zaman, “İnandık” derler. Fakat şeytanlarıyla (münafık dostlarıyla) yalnız kaldıkları zaman, “Şüphesiz, biz sizinle beraberiz. Biz ancak onlarla alay ediyoruz.” derler.”

11. Hayırlı işlerde ve hizmetlerde sahte mazeretler bularak görev almaktan kaçarlar. “Onlara (münafıklara), “Gelin, Allah yolunda savaşın veya savunmaya geçin.” denildi de onlar, “Eğer savaşmayı bilseydik, arkanızdan gelirdik.” dediler. Onlar o gün, imandan çok küfre yakın idiler. Ağızlarıyla kalplerinde olmayanı söylüyorlardı. Oysa Allah, içlerinde gizledikleri şeyi çok iyi bilmektedir.”[17]

12. Kur’an-ı Kerim’i anlamazlıktan gelirler. Rabbimiz bu durumlarını, “Bir sure indirildiğinde onlardan bazısı: "Bu, hanginizin imanını artırdı?" der. Ancak iman edenlere gelince; onların imanını artırmıştır ve onlar müjdeleşmektedirler.”[18]

Allah'a ve dine karşı kuşku içinde olduklarından, Kur’an’a teslimiyetle ve inançla değil de, inkar gözüyle bakarlar. Bu durumda Kur’an da onların inkârını artırır.

Münafıklar kendilerindeki tereddüdü mü’minlere de aşılamak isterler. Din ve Kur’an hakkındaki çarpık yorumlarını dile getirirken, çevrelerindeki kişilerin kalplerine vesvese verme, onları kuşkuya düşürme ya da müminler arasında ayrılık çıkarma gibi amaçlar da taşırlar.

13. Kur’an’ı dinlemekten rahatsız olurlar. Münafıklar Allah'ın anıldığı ve Kuran'ın okunduğu ortamlardan uzak durur, çeşitli bahaneler öne sürerek kaçmaya çalışırlar. Çünkü Kuran'ı dinlediklerinde unutmak istedikleri ve düşünmekten kaçtıkları ölüm, ahiret günü, cehennem gibi gerçeklerle yüz yüze gelecekler ve bu durum vicdanlarında bir baskı oluşturacaktır. Rabbimiz münafıkların bu durumunu “Ki onlar, Beni zikretme (konusun)da gözleri bir perde içindeydi. (Kur'an'ı) dinlemeye katlanamazlardı.”[19] buyurarak ortaya koymuştur.

14. Münafıklar her türlü hayır ve iyiliğe engel olur, kötülük yaparlar. Mü’minler iyi ve iyiliği yaymaya geliştirmeye çalışırlar. Ancak münafıklar elinden geldiğince insanları iyilik ve hayırdan men etmeye çalışırlar. Dinin ve mü’minlerin yararına olan faaliyetleri engellemeye çalışırlar. Müslümanların lehine sonuçlanacak olan gelişmelerden rahatsız olurlar. Buna karşın, bencil istek ve tutkuları yönündeki her hareketin başını çekerler. Müslümanlara zarar vereceğini, onları sıkıntıya uğratacağını düşündükleri hareketlerin tümüne destek olurlar.[20]

15. Münafıklar İslam için hiçbir fedakârlıkta bulunmazlar. Mü’minler, gerektiğinde tüm imkânlarını Allah'ın razı olacağı hayırlı işlerde kullanmaktan çekinmezler. Oysa münafıklar, sadece insanların gözünü boyamak için bazı sınırlı işleri yerine getirirler. Maddi anlamda küçük bir meblağ, hizmet anlamında en kolay ve zahmetsiz olanı seçerler. Çünkü münafıkların amacı Allah’ın rızasını kazanmak değil sadece mü’minlerle birlikte olduğu görüntüsünü vermeye çalışmaktır. Hiçbir işin ucunda samimiyetle tutmazlar. Her an sıvışıp gitmeyi ve sorumluluktan kaçmayı düşünürler.

“Allah’a ve ahiret gününe iman edenler, mallarıyla ve canlarıyla cihat etmekten geri kalmak için senden izin istemezler. Allah, kendine karşı gelmekten sakınanları çok iyi bilendir. Ancak Allah’a ve ahiret gününe inanmayan, kalpleri şüpheye düşüp kendileri de o şüphelerinin içinde bocalayan kimseler (münafıklar) senden izin isterler.”[21]

Mü’min gözükmek uğruna yapacağı ufak bir harcama veya hizmet ile mü’minlerin sahip olduğu daha büyük imkânlardan yararlanacağını düşünmektedirler.

Yazımızı Peygamber Efendimizin münafıkların alametlerini açıklayan hadis-i şerifiyle sonlandıralım.

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Kendisinde şu dört özellik bulunan kişi halis münafıktır. Bir kimsede bu dört özellikten sadece biri bulunursa o özelliği terk edinceye kadar o kimsede münafıklıktan bir haslet bulunmaktadır. (Bu dört özellik şunlardır:) Yalan söylemek, verdiği sözde durmamak,  davalaştığında aşırı gitmek (haddi aşarak zalimlik yapmak),  üzerinde anlaşılan anlaşmayı bozmak.”[22]

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

[1] Riyâzus-Sâlihîn, s. 140, 151. Hadis.

[2] İbn Ebi Şeybe, Ebu Bekir b. Ebi Şeybe, Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman el-Absi (v. 235), el-Kitabu’l- Musannefu fi’l-Ahadisi ve’l-Asari,  Muhakkik, Kemal Yusuf el-Hut, Mektebetü’r-Rüşd, Riyad, 1409, (I-VII), c. 7. s. 481. No: 37390.

[3] Bakara, 2/8.

[4] Nisâ, 4/142.

[5] Nisâ, 4/142.

[6] Mâûn, 107/6-8.

[7] Nisâ, 4/142.

[8] Nisâ, 4/142.

[9] Mücadele, 58/19.

[10] Nisâ, 4/38.

[11] Tevbe, 9/53-54.

[12] Münâfikûn, 63/1.

[13] Münâfikûn, 63/4.

 [14] Harun Yahya, Kur’an’da Münafık Karakteri, Araştırma Yayıncılık, İstanbul, 2007, s. 14.

[15] Münâfikûn, 63/5.

[16] Bakara, 2/13.

[17] Âl-i İmrân, 3/167.

[18] Tevbe, 9/124.

[19] Kehf, 18/101.

[20] Harun Yahya, Kur’an’da Münafık,  s. 19.

[21] Tevbe, 9/44-45.

[22] Ebu Abdullah Muhammed b. İsmail, el-Buharî, el- Câmius’s-Sahih,el-Matbaatü’s-Selefiyye, tah., Muhibbüddin el-Hatib, Kahire, İman, 24, no: 34.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]