Cehalet
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem on dört asır önce bugün olacakları haber verdi. “Kıyamete yakın hakiki din âlimleri azalır. Cahil din adamları, kendi görüşleri ile hüküm vererek, insanları doğru yoldan saptırırlar” buyurdu.
“Âlim, cahili hemen tanır, çünkü daha önce o da cahildi. Cahil âlimi tanımaz, çünkü daha önce âlim değildi.” (Hz. Ali)
Âlimlerin kalmadığı, azaldığı zamanlarda onların kıymetli kitaplarından istifade edilmelidir. Cehalet, insanı dünya ve ahiret saadeti olan imandan mahrum bırakır. Veyahut da sahip olunan imanın elden çıkmasına sebep olur.
“Cahil olarak amel eden kişi, yoldan başka yerde yürüyen gibidir.” (Hz. Ali)
İlim sahibi olunmayınca ya da yanlış veya eksik bilgilere sahip olup cahil kalınınca bidatlere, hurafelere sıkı sıkı sarılıp, sünnete ehemmiyet vermeme durumları ortaya çıkar. Şiddetle kaçınılması gerekenler bilinemiyor. Tıpkı ateşin, korun ne olduğunu yılanın, akrebin ne derece tehlikeli olduğunu bilmediği için onlardan kaçmayan küçük çocuklar gibi. Trafik kurallarını bilmeden, yol levhalarının anlamlarını bilmeden veya ciddiye almadan trafikte seyredenlerin başına çeşitli sıkıntılar gelebileceği gibi.
İnsanı fitneye, yanlışa sürükleyen etkenlerin başı cehalettir. Çünkü cahil kimselerin kandırılması çok kolaydır. Dinimizde, ilim öğrenmekten daha kıymetli bir şey yoktur. İşlerin hepsi, ilim ile doğru olur, ilimsiz bir şey yapılamaz. Peygamber efendimize “İşlerin hangisi üstündür?” diye üç kere sual edildi. Peygamber efendimiz her seferinde “İlimdir” buyurdu. “Ya Rasulullah bunun hikmeti nedir?” diye sorulduğunda “Çünkü hiçbir şey ilimsiz doğru olmaz ve onsuz hiç kıymeti olmaz.” buyurdu.
Din bilgilerini öğrenmeden başka şeyler öğrenenler ve çocuklarına doğru din bilgisi öğretmeden, para, mal, mevki kazanmaları için uğraşanlara ne demelidir! İstikbali temin etmek, acaba bunları kazanmak mıdır? Yoksa Allah Teâlâ’nın rızasını kazanmak mıdır? Her vahşetin altında cehalet yatar. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem ne güzel buyurmuş; “İlim olan yerde Müslümanlık vardır. İlim olmayan yerde Müslümanlık kalmaz.”
Âlimler, cahilin altı vasfı olduğunu ve bunlarla tanınacaklarını söyler:
1- Hemen öfkelenirler.
2- Faydası olmayan şeylerden konuşurlar.
3- Yersiz (yanlış yerlere) sadaka verirler.
4- Sırrı korumayıp ifşa eder ve yayarlar.
5- Dostunu ve düşmanını birbirinden ayıramazlar.
6- Herkese güvenirler.
Ölmemek için yemek ve içmek lazım olduğu gibi din düşmanlarına aldanmamak, dinden çıkmamak için de İslamiyet’in emir ve yasaklarını öğrenmek lazımdır. Ecdadımız her zaman bir araya gelir, ilmihâl kitaplarını okur, dinlerini öğrenirlerdi. Ancak bu şekilde Müslüman olarak kalabilmişler ve İslamiyet’i bizlere doğru olarak ulaştırabilmişlerdi.