* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Güven Sorunu  (Okunma sayısı 148 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 7241
Güven Sorunu
« : Ekim 03, 2023, 08:48:41 ÖÖ »
Güven Sorunu

Hep birlikte şahitlik ediyoruz:

Bugün hissedilen en büyük eksiklik, güven duygusunun yıpranmasıdır.

Gündelik hayatta, iş ortamlarında, güven veren isimler biçimsizce tasfiye ediliyor. İtimat vermeyen, güvensizlik uyandıran isimler öne çıkıyor.

Hiç tartışmasız, güvenmediğimiz veya güvendiğimize pişman olduğumuz bir insana saygı duyamayız. Tersi de doğrudur: İnsan, saygı duymadığına güvenmez, güvenemez.

Hadis-i şerif şöyledir: “Mümin, güven yurdudur.” Yani her mümine itimat etmemiz gerekir. Fakat edemiyoruz. Topyekûn bir “güven sorunu” yaşıyoruz.

Güven duygusu, insanların arasından çekiliyor. İtimat telkin eden insan sayısında ciddi bir azalma yaşanıyor.

Düne kadar, Hıristiyan Avrupa’daki Yahudiler türlü eziyete maruz kalırken, İslam coğrafyasında yaşamayı tercih edenler huzur ve güven içindeydi.

Bugün, kendi içimizde (müminler arasında) dahi, itimat ve dayanışma duygusu her geçen gün yara alıyor, zayıflıyor.

Arkasından gittiğimiz, itimat ettiğimiz insanlardan geriye, hep aynı şey kaldı, kalıyor: Büyük bir hayal kırıklığı, gönül yorgunluğu ve derin bir pişmanlık.

Özellikle dikkat ediyorum. İnsanları birbirine bağlayan itimat ipi iyice inceldi. İlişkilerde itimatsızlık hüküm sürüyor. Selamı veren de, alan da birbirine itimat etmiyor.

Arkadaşlar, birbirine güvenemez oldu. Akrabalar, birbirine itimat edemez hale geldi. Bu cümleyi sıkça duyar olduk: “Şu saatten sonra ancak bir dilsizin sözüne güvenebilirim.”

Dikkatli bakan görecektir. İtimat ve güven gibi dükkân isimlerinin sayısı bile azalıyor.

Bir yerde okumuştum: İlk kapı kilidi, dört bin yıl önce icat edilmiş. İnsanoğluna ait en eski kilidi, Ninova Harabelerinde bulunmuş. Demek ki, insanlar dört bin yıldır birbirlerine güvenmiyorlar. Öyleyse, itimatsızlık yeni bir şey değil. Güven sorunu, oldukça eski bir mesele.

Halbuki güven bahsi ve itimat hususu, ihtiyaç listemizin en başında yer alıyor. Sıralama bellidir: İtimat, birinci şarttır. İtikat, ikinci sıradadır. Bir başka ifadeyle: Güvenmek, inanmaktan önce gelir.

İtimat ve itikat, bütün zorlukları sıfırla çarpacak güçtedir. Aksi bir durumda, ister bir, isterse bir milyon olsun, bütün gücümüz sıfırla çarpılır.

Ne derler bilirsiniz: “Yalnız taş duvar olmaz, ancak baş yarar.”

Her birimiz, itimat duvarının bir taşı, tuğlasıyız. İtimat duygusunun zedelenmesi başka bir şeye benzemez. İtimat duvarı yıkılırsa, insana mahsus birçok incelik o duvarın altında kalır.

Buraya kadar ifade ettiklerimiz, meselenin sadece bir yönüdür. Bir de şu var: İnsanlara güven veriyorsanız, siz de insanlara güvenebilirsiniz.

Hal böyleyken, soru şu: Çevremizde, tam manasıyla bize güvenen, itimat eden kaç insan var? Bizi tanıyan insanlara, güven hissi ve yakınlık duygusu verebiliyor muyuz?

Çok zor.

Akla ilk düşen: “Ne olur, ne olmaz.”

Sorun, başkalarından değil, bizden kaynaklanıyor. İtimat edecek bir insan bulmaktan ziyade, itimat edilecek bir insan olmaya çalışmalıyız.

Sözünüze itimat edip arkamızdan gelenleri yarı yolda bırakmamalıyız. Sonuna kadar yürüme cesaretini göstermeliyiz.

Bir ve beraber olmak, itimat ister. Menfaat ise insanlar arasındaki itimat duygusunu zedeliyor. Devamında aradaki itimat duygusu yıkılıyor. Önceliği kendimize verirsek, menfaatimizi herkesin ve her şeyin önüne koyarsak, itimat telkin etmeyen biri olup çıkarız.

Hayır, bir başkası değil. Önce biz güven yurdu olmak mecburiyetindeyiz. Başımıza gelen musibetlerin önemli bir kısmı, işte bu mecburiyeti duymadığımız içindir.

Konuyu açmak adına bazı örnekler verebiliriz. Verelim.

Aldığımız borçları zamanında ödüyor muyuz? En küçük bir ihtiyaç durumunda bile bankaya gitmek, dayanışma duygumuzun zayıfladığını gösteriyor.

Aramızdaki itimat duygusunu bile ‘kredi’ kelimesiyle ifade ediyoruz: “Onun bende hiçbir kredisi kalmadı!”

Kimse kimseyle dertleşemiyor. Ya da tutuk ve temkinli konuşuluyor. En önemsiz bir şey için bile ‘aramızda kalsın’ uyarısı yapmak ihtiyacı duyuluyor. Neden acaba?

Psikologların bu derece ilgi görmesi, muhtemelen bu durumla ilgilidir.

Tekrar ve tekrar hatırlatalım: İtimat duygusu her daim muhteremdir. Bize itimat eden insanları hayal kırıklığına uğratmaya hakkımız yoktur. Güven israfına sebep olamayız.

Özetin özeti: Güven vermeli, itimat telkin etmeliyiz.

Aksi halde, bunlar da giderse, geriye ne kalır?

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]