Gönderen Konu: Bu Esaslar Tehlikedeyse - Vatan Da Devlet De Tehlikededir! (Okunma sayısı 98 defa)

fanidunya NET · « : Eylül 01, 2022, 09:16:20 ÖÖ »

Bu Esaslar Tehlikedeyse - Vatan Da Devlet De Tehlikededir!

Hz. Âdem’den son peygamber Hz. Muhammed’e kadar gönderilen tüm peygamberler insanların dünya/ahiret saadeti için mücadele etmişler…

Dünyada insanların daha mutlu, huzurlu olmaları, ahirette de yaptıkları yanlışlar sebebiyle pişmanlık çekmemeleri için insanları gece gündüz Allah’a kulluğa çağırmışlar.

Kulluk, doğru olanı yapmak, yanlıştan uzak durmaktır.

Başta Rabbine karşı olmak üzere her hususta, adaleti tesis etmek; haklıya hakkını tam teslim etmektir.

Rabbini bütün sıfatlarda birlemek, O’na ortak koşmamaktır.

İbadeti yalnızca O’na yapmak, O’nun emir ve yasaklarına uymayı hiçbir şeye değiştirmemektir.

O’na kulluk yaparken kendin dâhil hiçbir insanın, canlının hakkına girmemektir.

Geçmişte olduğu gibi bugün de İslam’ın bu gerçek gayesini anlamak istemeyenler çoğunluktadır.

Allah’ın son peygamberi, “Müslüman olun, kurtulun!” diye çağırıyordu.

O’nun tedrisatında eğitim alan Cafer b. Ebî Talib (r.a.). Necaşi’nin huzurunda söz alıyor, son dinin getirdiklerini şöyle özetliyordu:

“Biz Allah’tan başka hiç kimsenin önünde secde etmeyiz!

Allah Teâlâ, bizim içimizden asil soylu, doğru, güvenilir, iffetli olarak bildiğimiz birini peygamber olarak gönderdi.

O bizi bir olan Allah’a inanmaya ve yalnızca O’na ibadet etmeye çağırdı. Atalarımızdan miras kalan putlara tapmaktan bizleri kurtardı.

Doğru söylemeyi, emanete riayet etmeyi, akrabalarla iyi geçinmeyi, komşuları gözetmeyi emretti.

Bütün kötülük ve günahları, kan dökmeyi, yalancı şahitlik yapmayı, yetim malı yemeyi ve namuslu kadınlara iftira etmeyi ise yasakladı.”

Evet, İslam, -Cafer’in de söz ettiği gibi- belli/başlı temel esasları güvence altına almayı amaçlar.

Kur’an ve sünnetin çerçevesini çizdiği, güvence altına alınmasını istediği bu esaslar, insanların dünya ahiret saadetini temin eder!

“Makasıd-i diniye” olarak bilinen dinin bu beş ana maksadı:

-Nefsin (canın) korunması,

-Aklın Korunması,

-Dinin korunması,

-Neslin korunması,

-Malın korunmasıdır.

Bu esaslar güvence altına alınmayan bir toplumda huzur aranamaz!

Bu esaslar, zayi edildiğinde sadece toplum huzuru ve refahı değil, çatısı altında yaşadıkları devletleri de, sahip oldukları toprakları da kaybolmaya mahkûmdur.

Bunun içindir ki, İslam geldiğinde evvela bu esasları tek tek muhafaza altına almış.

Can güvenliği olarak, kan davalarını, intikam almayı hepten kaldırmıştır.

Onun yerine köklü çözümü esas almış, kısası veya mümkünse diyet karşılığında affı getirmiştir.

Bırakın başkalarının canına kastetmeyi, kendi canına kastetmek olan intiharı dahi haram ve cehennemlik ilan ederek yasaklamıştır. Anne karnındaki cenine dokunmayı dahi cinayet olarak ele almış, dokunulmaz kılmıştır.

Bu ciddi tutum karşısında -Allah’ın dini uğrunda savaşlar hariç- can kaybı neredeyse görülmez olmuştur.

Aklın muhafazası için sarhoş edici tüm içecekleri yasaklamıştır.

İçeni, ona yardım edeni, bu yoldaki maddeleri temin edeni de aynı kefeye koymuştur. Bununla, adam öldürmekten-aile hayatını tehlikeye atmaya kadar birçok olayın vukuunu, tâ başından engellemiştir.

Dinin korunması için İslam, “Dinde zorlama yoktur; artık doğru eğriden ayrılmıştır.” (2-Bakara 256) esasını öncelemiş, hak dini tebliğ ettikten sonra isteyenin istediği dinde (sonuçlarına katlanmak şartıyla) kalmasını da serbest bırakmıştır.

Kimsenin Hak din olan İslam’a saldırmasına, hakaret etmesine müsaade etmemiştir.

Müslümanların da başkalarının inançlarına sövmesini yasaklamıştır.

Hak Din’in hurafelerden, bidatlerden, ifrat ve tefritten arındırılmasına dikkat çekmiştir.

Neslin güvencesi adına zina, fuhuş ve türevlerini yasaklamıştır. Evliliği teşvik etmiş, kolaylaştırmış; bekârlığı kınamıştır. Fuhşa gidecek yolları, açılıp saçılmayı, karşı cinsin dikkatini çekecek davranışları vs. menetmiştir; zina edenleri cezalandırmıştır. Boşanmada kadına, (hamile mi değil mi diye) iddet bekleme şartını getirmiştir.

Malın korunmasını esas almıştır. Kendi emeğiyle çalışmayı övmüş; hırsızlığı, gaspı, faizi, rüşveti, yağmacılığı, hileyi, karaborsacılığı vs. her türlü dolandırıcılığı, haksız kazancı yasaklamıştır. Bu yollara tevessül edenleri, gözünün yaşına bakmadan cezalandırmıştır.

İslam’ın korumaya aldığı bu temel esasların birçoğu bugün, ne yazık ki, yok sayılıyor.

Aklın, canın, malın ve neslin muhafazası adına ciddi karşılığı olan hiçbir önlem bulunmamaktadır.

Medeni Kanun’da yer alan yaptırımlar ne yazık ki bugün caydırıcılıkta yetersiz kalmakta.

Yolda yürürken nereden geldiği belli olmayan bir serserinin, katilin darbesiyle canınızın, malınızın elinizden gitmesi sıradanlaşmış.

İşe giderken/durakta beklerken bir sapığın sataşmasına, taciz ve tecavüzüne uğramanın sıkça görüldüğü bir zaman.

Keza dine saldırı, gün geçtikçe normalleşmeye başladı.

Din ve esaslarına saldırmak, hakaret etmek sadece kendini bilmez birkaç sanatçı bozuntusuyla kalmamakta.

Ekranlarda, sosyal medyada din adına konuşanların bile gözümüzün içine baka baka dine hakaretleri gittikçe yaygınlaşıyor!

Ciddi önlemler ve yaptırımlar konulmazsa ve bu gidişata dur denilmezse komşu ülkelerde olduğu gibi ülke ve devletin güvencesi de tehlikeye girer!

Nusret Reşber.

RADYO DİNEME LİNKİMİZ.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Bu Esaslar Tehlikedeyse - Vatan Da Devlet De Tehlikededir! (Okunma sayısı 98 defa)

fanidunya NET

Bu Esaslar Tehlikedeyse - Vatan Da Devlet De Tehlikededir!

BENZER KONULAR