* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: En Kıymetli Sermaye: “Sıhhat ve Boş Vakit  (Okunma sayısı 284 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
En Kıymetli Sermaye: “Sıhhat ve Boş Vakit
« : Ağustos 29, 2018, 06:16:55 ÖÖ »
En Kıymetli Sermaye: “Sıhhat ve Boş Vakit”

Yaşadığımız şu dünyada bizlere verilen sayısız nimetler için Allah Teâlâ’ya ibadet, taat, hizmet, hayır ve hasenat yaparak şükrederiz. Kur’an-ı Kerim’de “Şayet Allah’ın size verdiği nimetleri saymaya kalksanız sayamazsınız.” (Nahl, 18) buyrulması Rabbimizin nimetini bizlere sınırsız verdiğinin bir ifadesidir. Ancak ne hazindir ki insanoğlu her daim elinde olacağını sandığı iki büyük nimet olan “sıhhat ve boş vakit”in bir gün ansızın elinden çıktığını görünce işte o zaman aldandığını anlayacaktır.

İbn Abbas radiyallahu anh’dan rivayet olunduğuna göre Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem: “İki nimet vardır ki, insanların çoğu bu nimetlerin kıymetini bilmezler (onları yerli yerince kullanma konusunda gafildirler). Bunlar: Sıhhat ve boş vakittir.” buyurmuşlardır. (Buhari, Rekaik, 1; Tirmizi, Zühd, 1; İbn Mace, Zühd, 15)

Sıhhat ve boş zaman insanın en büyük sermayesidir. Kazanç ve başarı bunlar sayesinde mümkündür. Kim sağlıklı olduğu hâlde vakti de varken Rabbine itaat eder, O’nun emirlerini yerine getirir, yasaklarından uzak durursa kazançlı çıkar. Aksi hâlde sermayesini yerli yerinde kullanmadığında da bir daha faydalanmayacağı ve onları geri getiremeyeceği bir pişmanlığa düşer. İnsan, bu iki nimetin hep devam edip gideceğini düşünürken günün birinde bunların uçup gittiğini görünce ne büyük bir aldanış içinde olduğunu anlar. O zaman da iş işten çoktan geçmiş olur.

Fertlerin ve toplumların başarılı ve verimli olmasında en büyük etkenlerden biri olan boş vaktin değerlendirilmemesi, kişiyi gaflete, rehavete ve tembelliğe sevk eder. Peygamber Efendimizin şahsında Rabbimiz bizden; “Bir işi bitirince diğerine koyul.” (İnşirah, 7) emr-i ilahisiyle her anımızı değerlendirmemizi istemektedir. Hele hele günümüzde birçok kişinin telefon, bilgisayar, tv gibi teknolojik aletlere aşırı tutkunluğu ve özellikle de bunları kullanım amacının dışında boş vakti değerlendirme adına kullanması; diğer yandan ceviz kabuğunu doldurmayacak kadar basit ve boş şeylerle gün geçirmesi gaflet değil midir?

Hayatın disipline edilmesi, kişinin zaman şuuruna sahip olması ile mümkündür. Bunun için zaman tanziminin insanların hayatında önemi çok büyüktür. İnsana verilen ömür sermayesinin azlığı dikkate alındığında, hayatta bir günün, bir saatin, bir saniye ve hatta bir salisenin dahi boşa geçirilemeyeceğini çok iyi anlamak ve bunun idrakine varmak gerekmektedir.

İnsanın hayatı açısından sıhhat ve boş vaktin önemli bir yerinin olduğunu hep müşahede ederiz. Zira insan ömrünün esası vakit ve sıhhattir. Geçen her an insanın ömrünü eksiltirken, sağlığını da hastalığa götürmektedir. Kanuni Sultan Süleyman: “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi/ Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” sözüyle sıhhatin önemine dikkat çekmiştir.

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Beş şey gelmeden evvel beş şeyin kıymetini biliniz: İhtiyarlık gelmeden evvel gençliğin, hastalık gelmeden evvel sıhhatin, fakirlik gelmeden evvel zenginliğin, meşguliyet gelmeden evvel boş vaktin, ölüm gelmeden evvel dünya hayatının.” (Hâkim, Müstedrek, 4/306; Terğib, 4/251 Keşfu’l Hafa, 1/167) buyurarak iş işten geçmeden bizleri uyarmaktadır. İslam’a göre beden, insana verilmiş bir emanettir. Ahirette kişinin sorgulanacağı şeylerden birinin de “bedenini nasıl kullandığı” sorusu olduğu bilinmektedir. Sıhhat, hem dünyevî hem de uhrevî açıdan kıymeti bilinmesi gereken en önemli nimetlerden biri ve Allahu Teâlâ’ya karşı bir şükür vesilesidir. “Bu vücutları temizleyin ki Allah da sizi temizlesin.” (Tabarani, 12/446; Mecmau’z Zevaid, 1/226; Terğib, 1/409) buyuran Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem vücutlarımızı gereken itinayı göstermek suretiyle temiz tutmayı, her türlü kirlerden korumayı ve tövbe etmek suretiyle de günahlardan kendimizi arındırmayı teşvik etmişlerdir.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bir başka hadislerinde: “İnsanı iyilik ve ibadetten alıkoyan şu yedi şey gelip çatmadan önce hayırlı işler yapmakta acele edin. Yoksa size haram ve helal sınırlarını unutturan fakirlikten, insanı azgınlığa sürükleyen zenginlikten, sağlığı bozan hastalıktan, bunaklaştıran ihtiyarlıktan, ansızın gelen ölümden, gelmesi beklenen şeylerin kötüsü olan Deccal’dan veya daha korkunç ve daha acı olan kıyametten başka bir şey mi bekliyorsunuz?” (Tirmizi, Zühd, 3) buyurmuştur.

İnsanın en kıymetli sermayesi ömrüdür. Sermayemiz, kartopu gibi eriyen bir sermayedir. Hayat, dönüşü olmayan bir yolculuk, akıp giden bir sudur. Nitekim her şeyi satın almak, değiştirmek, borç alıp, borç vermek mümkündür. Ancak zamanı satın almak, borç alıp vermek ise asla mümkün değildir. Çünkü zaman, herkes için muvakkattir. Şüphesiz, zamanı iyi bilmek, iyi kullanmak ve iyi değerlendirmek başlı başına bir disiplindir. Görev ve sorumluluk alanının dinî boyutunu gösteren namaz, oruç, zekât, hac ve kurban gibi ibadetler de çeşitli zaman dilimleriyle kayıtlı kılınmıştır.

Rabbimiz; gece, sabah, duha ve asr gibi önemli vakitlere yemin ederek, zamanın değerine işaret etmiştir. Hayat, bir hayırlı faaliyetler alanı ve süreci; ölüm ise çalışmalarımızın karşılığını bulacağımız ebedî varlık sahasına geçişi sağlayan bir dönüm noktasıdır.

Bir belagat erbabı, “Her kimin emeli uzun, ameli kısa olursa aldanır. Çünkü dünya geçici bir gölge, aldatıcı bir diyardır. Onu tanıdıktan sonra arayan yolunu şaşırır, zaferinden mahrum kalır.” demiştir. Kelile ve Dimne’nin yazarı Beydeba der ki: “Dünyanın peşine koşan, deniz suyunu içen gibidir. İçtikçe susar.”

Dünyaya imtihan için gönderildik. Ansızın yapılacak bir imtihanda başarılı olmanın yolu her an o sınava hazır olmaktır. Bu imtihan bazen nimetlerin bize çokça verilmesiyle, bazen de nimetlerin eksiltilmesiyle olur. Nitekim yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de: “And olsun ki sizi biraz korku, biraz açlık, biraz da mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele.” (Bakara, 155) buyrulmaktadır. Ömer b. Abdülaziz şu beyitleri çok söylerdi:

“Ey mağrur, günün hep yanılmak ve gaflettir,

Gecen ise hep uykuda geçmektedir.

Fani olanla sevinir, hayallerinle şımarırsın.

Rüyanın lezzetiyle aldanan gibi aldanırsın.

Bütün meşguliyetin seni yarın pişman edecektir.

Senin bu yaşadığın hayatı, hayvanlar da yaşamaktadır.

Haline ağla…”

“Yapman gereken hayırlı ve yararlı işleri yarına bırakma. Bakarsın yarın olur da, sen olmazsın.” Hz. Ali radiyallahu anh.

Ziya Ökçe.

 


* BENZER KONULAR

Mücahitler Kazandığınızı Kaybetmeyiniz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:32 ÖÖ]


İnsanlardan Övgü Beklemek Ateşle Oynamak Gibidir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:24:29 ÖÖ]


Zamanın Kıymetini Bilmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:17:13 ÖÖ]


Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Dün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Dün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Dün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Dün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Dün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Dün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:22:44 ÖS]