FAYDASIZ VE BOŞ ŞEYLEDEN UZAK DURMAK
Ebu Hûreyre (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre, Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kişinin kendisini ilgilendirmeyen şeyleri (malayani) terk etmesi, Müslümanlığının güzelliğindendir.” [1]
Bu hadis-i şerif Hz. Peygamber’in (s.a.v.) dünya ve ahiret hayrını toplayan özlü sözlerindendir. Yine bu hadis-i şerif, faydalı ve gerekli şeylerle meşgul olmanın ve malayani şeylerden uzak durmanın Müslümanın güzelliklerinden olduğunu bize bildirmektedir.
Malayani şeyler, kişinin dini ve dünyevi hayatı bakımından faydasız, gereksiz ve boş sözler ve eylemlerdir. Malayani şeyler, kişinin olmazsa olmazlarından değildir. Yani yapmadığı takdirde kişiye herhangi bir zarar vermeyecektir. Ama yaptığında zaman israfına neden olan, oyalayan, belki de günah işlemesine yol açacak bir şeydir.
Müslümanın malayani kategorisinde yer alan söz ve eylemlerden sıyrılıp kendisine ve ümmetine yararlı olan faaliyetlerle meşgul olması ve dertlenmesi gerekir.
Malayani söz ve eylem olmak üzere iki şekilde gerçekleşir:
Malayani sözler hususunda, Müslüman diline sahip çıkmalıdır. Boş, lüzumsuz ve hiçbir faydası olmayan sözleri sarf etmesi; yüzünün kızarmasına, itibarının ve izzetinin düşmesine sebep olabilir. Müslüman, sözlerin de amelin bir bölümü olduğunu aklından çıkarmamalıdır. Bununla ilgili Muaz b. Cebel (r.a.), Hz. Peygamber’e (s.a.v) şöyle sormuştu:
“Ey Allah’ın Rasulü! Biz söylediğimiz sözlerden hesaba çekilecek miyiz?”
Rasulullah (s.a.v) şöyle cevap verdi:
“Annem senin hasretinle yansın ey Muaz! İnsanların burunları üstüne ateşe atılmasının sebebi dilleriyle kazandıklarından başka bir şey midir? [2]
Yine başka bir rivayette Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurur: “Kişi bir söz söyler ve onda bir sakınca görmez. Hâlbuki o söz sebebiyle yetmiş yıl cehennemin dibine doğru düşer.” [3]
Durum bu iken amiyane bir tabirle Müslüman geyik muhabbeti ile zamanını öldürmemelidir. Bunun yerine Kur’an tilaveti, istiğfar ve zikirle meşgul olmalıdır.
Eylem olan malayaniye gelirsek, bunlar Müslümanı oyalar durur. Bunların Müslümana hiçbir katkısı olmaz. Bunlar zaman hırsızlığı yapar. Üzüntüyle belirtmeliyim ki; bu malayani eylemlerin başında ‘televizyon vardır’ desek hiç de yanılmış olmayız. Bir Müslümanın televizyon başında veya sosyal paylaşım sitelerinin karşısında saatlerce bomboş vakit harcaması kabul edilebilir bir durum değildir. Birçok TV programının insanın nefsine hitap edecek şekilde tasarlandığını görüyoruz. Bu programlar insanın zaaflarını kullanarak adeta ‘aptal’ durumuna düşürmektedir. Bunlar bir Müslümanın ömür törpüsü olamaz, olmamalı da…
Lüzumsuz ve boş işlerle meşgul olmak, Müslümanın imanının zayıflığının alametidir. Müslüman; yaptığı her işten, konuştuğu her sözden, harcadığı her andan sorumlu olduğunu unutmamalıdır. Şu bir gerçek ki; Müslüman çevresinde olup biten her şeyle meşgul olduğunda ve kendisini ilgilendirmeyen boş şeylere burnunu soktuğunda sorumluluklarını ve önceliklerini yerine getiremez.
Son söz olarak deriz ki: Müslümanın güzelliğinin alameti, kendisini ilgilendiren şeylerle iktifa etmesidir. Müslümanlığı güzelleşince de Hz. Peygamber’in (s.a.v.) tabiriyle, işlediği her bir iyilik on katından yedi yüz katına kadar yazılır. Onun her bir kötülüğü ise ancak misliyle yazılır. [4]
--------------------------------------------------
KAYNAKÇA
[1] Tirmizi, Zühd, 11
[2] Tirmizi, İman, 8
[3] Tirmizi, Sıfatu’l-kıyame, 50
[4] Müslim, iman, 59