* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Kalplerin Hasta Olması'nın Anlamı Üzerine  (Okunma sayısı 140 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı KOYLU

  • *****
  • İleti: 2314
Kalplerin Hasta Olması'nın Anlamı Üzerine
« : Ekim 02, 2023, 11:25:00 ÖÖ »


Kalplerin Hasta Olması'nın Anlamı Üzerine

Kalbin hasta olması, onun bir tür kuşku ve tatminsizliğe müptela olması an gelir Bu kuşku, Allah'a inanma ve O'nun âyetleriyle tatmin bulmayı, böyle bir kalp için bulanık ve karanlık bir duruma düşürür Bunun adı, imana şirkin karıştırılmasıdır

Kur'an-ı Kerim'de geçen "Kalplerinde hastalık bulunanlar" ifadesi gösteriyor ki, kalpler için bir hastalık söz konusudur Sağlık ve hastalık birbirine karşıt iki olgudur Bunlardan biri, ancak öbürünün bulunabilme imkânı söz konusu olduğu bir yerde gerçekleşebilir

Hasta kalplerin hali

Yüce Allah'ın kitabının çeşitli yerlerinde kalplerin hastalığından söz ettiği durumlarda, bu kalplerin hallerinden ve etkilerinden bahseder ki, bunlar söz konusu kalplerin fıtratın dosdoğru çizgisinden saptıklarını, doğru yoldan uzaklaştıklarını gösterir Yüce Allah şöyle buyuruyor: "Münafıklar ve kalplerinde hastalık bulunan kimseler, 'Allah ve Resulü bize sadece boş vaatlerde bulundu' diyorlardı" (Ahzâb, 12) "Münafıklar ve kalplerinde hastalık bulunanlar, 'Bunları dinleri aldatmış' diyorlardı" (Enfâl, 49) "Şeytanın attığını, kalplerinde hastalık olanlar ve kalpleri katılaşanlar için bir imtihan yapsın" (Hac, 3) Bu konuda örnek gösterilebilecek birçok ayet vardır

Kalbinden hasta olanlar ve münafıklar

Kalbin hasta olması, onun bir tür kuşku ve tatminsizliğe müptela olması an  gelir Bu kuşku, Allah'a inanma ve O'nun âyetleriyle tatmin bulmayı böyle bir kalp için bulanık ve karanlık bir duruma düşürür Bunun adı, imana şirkin karıştırılmasıdır Dolayısıyla böyle bir kalp için Allah'ı ve âyetlerini inkâr etmekle örtüşen durumlar gerçekleşir Buna karşılık, kalbin sağlıklı olması, onun fıtratın çizgisi üzere kalıcı olmasını ifade eder Allah'ı, her türlü şirk unsurundan arınmış şekilde birler, her şeyden soyutlanarak sırf O'na güvenip dayanır.Ç Yüce Allah bu hususta şöyle buyuruyor: "O gün ki, ne mal, ne de oğullar yarar vermez Ancak Allah'a sağlam ve temiz kalp getiren yarar görür" (Şuarâ, 87-89)

Buradan da anlıyoruz ki, kalplerinde hastalık bulunanlar, münafıklardan ayrı bir grupturlar Nitekim Kur'ân'da da onlardan iki ayrı grup olarak söz edilir: "Münafıklar ve kalplerinde hastalık bulunanlar" diye Birçok yerde geçen bu ifade, onların iki ayrı grup olduğuna işaret ediyor Çünkü münafıklar, dilleriyle "inandık" der, ama kalpleri ile inanmazlar Salt küfür, kalbin ölü olduğunu gösterir, hasta olduğunu değil Nitekim Allah şöyle buyurmuştur: "Ölü iken kendisini dirilttiğimiz ve kendisine insanlar arasında yürüyebileceği bir ışık verdiğimiz kimse" (En'âm, 122) "Ancak işitenler çağrıya gelir; ölülere gelince, Allah onları diriltir" (En'âm, 36) Bundan da anlaşılıyor ki, Kur'ân literatüründe "kalp hastalığı" Allah'ı ve ayetleri bağlamında insanın kavrayışını bürüyen kuşku anlamını ifade eder Böylesi bir kuşkunun etkisine giren bir kalp, dini inanca sağlam bir şekilde bağlı dinginliğe ulaşamaz Buna göre, anlamın doğasını esas alacak olursak, kalplerinde hastalık bulunanlar, zayıf imanlı kimselerdir Bunlar her çağırana kulak verir, her rüzgarın önünde sürüklenirler Ancak, münafıklardan farklıdırlar Münafıklar açıktan mü'min olduklarını söyler, buna karşın içlerinde küfrü gizlerler Bunu yaparken de amaçları dünyevî çıkarlarını korumaktır Dış görünümleriyle müminlerden, iç dünyalarıyla da kâfirlerden yararlanmaya çalışırlar

Evet, Kur'an-ı Kerim'de, kalplerinde hastalık bulunanlar için "münafıklar" kelimesinin kullanıldığını görüyoruz Bu, onların iç dünyalarının da tıpkı münafıklar gibi iman letafetinden yoksun olduğuna vurgudur Bu ise, içinde iman bulunmadığı halde mü'min gibi görünenlere ilişkin olarak kullanılan "kalplerinde hastalık bulunanlar" niteliğinden ayrıdır Aşağıdaki âyeti buna örnek gösterebiliriz: "Münafıklara, kendileri için acı bir azap olduğunu müjdele! Onlar mü'minleri bırakıp kâfirleri dost edinirler Onların yanında mı izzet (güç ve şeref) arıyorlar?" Doğrusu izzet bütünüyle Allah'ındır O, kitapta size şöyle indirmiştir ki: Allah'ın ayetlerinin inkâr edildiğini yahut alaya alındığını işittiğinizde, bundan başka bir söze geçinceye kadar kâfirlerle bir arada oturmayın; yoksa siz de onlar gibi olursunuz Doğrusu Allah, münafıkların ve kâfirlerin tümünü cehennemde toplayacaktır" (Nisâ, 138-140) Bakara sûresinde yer alan, "İnsanlardan öyleleri vardır ki, inanmadıkları halde 'Allah'a ve ahiret gününe inandık' derler Onların kalplerinde hastalık vardır Allah da hastalıklarını artırdı Onlara, 'İnsanların inandıkları gibi siz de inanın' dense, o beyinsizlerin inandıkları gibi inanır mıyız derler" (Bakara, 8-20) âyetlerine gelince; burada, onların kalplerinin haktan şüphe ederek sonunda hakkı inkâra kadar vardığı anlatılıyor Bunlar, başlangıçta kalplerinde hastalık bulunan kimselerdi

Kalpleri ancak iman nuru parlatır

Yüce Allah, kalp hastalığının fiziki bir hastalık gibi arttığından ve kişiyi helâke sürüklediğinden söz ediyor Bu hususta yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Onların kalplerinde hastalık vardır Allah da hastalıklarını artırmıştır" (Bakara, 10) Yüce Allah bir diğer âyette de şöyle buyurmuştur: "Ne zaman bir sure indirilse Fakat yüreklerinde hastalık olanlara gelince bu, onların pisliklerine pislik katar Ve onlar kâfir olarak ölürler Kendilerinin her yıl bir iki defa sınandıklarını görmüyorlar mı? Yine de tövbe etmiyor, öğüt almıyorlar" (Tevbe, 124-126)

Yüce Allah, kendisine yönelik imanın, bu hastalığın tedavisi olduğunu açıklıyor ve şöyle buyuruyor: "İmanlarından dolayı Rabb'leri onları hidayete erdirir" (Yûnus, 9) Konuyla ilgili olarak bir başka âyette de şöyle buyuruyor: "Güzel söz O'na çıkar, iyi amel de onu yükseltir" (Fâtır, 10) Şu halde, kalbinde hastalık bulunan kimse, eğer bu hastalıktan kurtulmak istiyorsa, Allah'a tövbe etmeli! Konuyla ilgili daha kapsamlı olarak da şu âyetleri zikredebiliriz: "Ey inananlar! Mü'minleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin Allah'a aleyhinizde apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz? Şüphe yok ki münafıklar, ateşin en alt tabakasındadırlar Artık onlara asla bir yardımcı bulamazsın Ancak tövbe edenler, durumlarını düzeltenler, Allah'a sımsıkı sarılanlar ve dinlerini sırf Allah için yapanlar başka İşte onlar (gerçek) müminlerle beraberdirler; Allah da yakında müminlere büyük bir mükâfat verecektir" (Nisâ, 144-146)

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]