İslâm’ı Kolaylaştırın
Hz. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem), İslâm Dini’ni tebliğe devam ederken herkes hemen hemen hergün yeni bir şeyler öğreniyordu. Peygamberimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) ile aynı şehirde yaşayanlar tabiî olarak dini daha iyi biliyorlardı.
Şehir dışından gelen Müslümanlar veya Müslüman olmayanlar daha az bilgiliydiler. Meselâ, mescidlerin kutsal bir yer olduğunu bilmiyorlardı. Çünkü daha önce mescid (câmi) görmemişlerdi.
Arabistan’da çölde ikâmet edenlere bedevî denir. Bir gün, Medine’ye gelen bir bedevî mescide girdi. Peygamberimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) mescidi çok sade idi. -Bugünkü mescidler gibi mimarisi diğer yapılardan farklı değildi.- Zemini topraktı. Bedevî bir müddet sonra tuvalet ihtiyacını mescidin bir köşesinde giderdi. İdrarını yaptı. O, mescidde böyle şeylerin yapılmayacağını bilmiyordu.
Orada bulunan sahâbiler, hemen bedevînin üzerine yürümeye yeltendiler. Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) onları durdurdu ve “Onu bırakın ve oraya su dökün.” buyurdu. Peygamberimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) sonra şunları ilâve etti: Siz kolaylaştırıcı olarak gönderildiniz, zorlaştırıcı olarak değil.”
Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), bu sözüyle bir Müslüman’ın nasıl olması gerektiğini belirtiyor, öğretiyordu. Yapılan hatayı büyütmemek ve hoşgörülü olmak Müslüman’ın özelliklerindendi.
Ayrıca o bedevînin niyetinin kötü olmadığı, hatasının bilgisizlikten kaynaklandığı hadîs-i şerifin devamından anlaşılmaktadır. Hz. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem), namazı kıldıracağı sırada bedevî de O’nun (sallallâhu aleyhi ve sellem) arkasındaki safta bulunuyordu. “Allahım Muhammed’e ve bana rahmet et, bizden başkasına merhamet etme!” dedi. Bunu duyan Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), onun yanlış duasını düzeltti. Bedeviye dönüp şöyle buyurdu: “Geniş olanı daralttın.” Bu sözü ile o (sallallâhu aleyhi ve sellem), Allah’ın rahmeti çok genişken, bir-iki kişiye hasrettiğini anlatmış oluyordu.