Gönderen Konu: İnancıyla Nefsi Arasında Sıkışmış İnsan (Okunma sayısı 167 defa)

fanidunya NET · « : Ağustos 31, 2023, 08:51:40 ÖÖ »

İnancıyla Nefsi Arasında Sıkışmış İnsan

Aslında yazının başlığı; “İnancıyla nefsi arasında sıkışmış Müslüman” olacaktı. İnancı olmayanların yahut inanmış gözüküp de inanmayanların böyle bir sıkışmışlığı yoktur.

Kafa göz yarmadan ve kimseye zarar vermeden meramımı dile getirebilecek miyim bilmiyorum. Bu sebeple dikkatli olmaya çalışıyorum.

Öyle bir zamana denk geldik ki, inancımızla nefsimiz arasındaki savaşı bir türlü lehimize döndürüp kazanamıyor ve genelde nefsimize mağlup oluyoruz.

Din başka bir şey söylüyor, nefsimiz başka bir şey diretiyor. Din ile nefsimiz birbiriyle asla bağdaşamıyor. Böyle bir çıkmazdayız.

İşin ehli olanlar, izaha çalıştığım bu problem hakkında şunları söylüyorlar:

- “Modern insan, kendi yaptıklarının sonucunda, failinin kendisi olduğu dünyada ciddi düzeyde güvenlik problemi yaşar hale gelmiştir.

İnsan, sahibi olduğu ve övündüğü modernite ile yalnız ve ürkmüş bir hali yaşamaktadır. Modernitenin bu başarısının(!) arkasında her zaman olduğu gibi ilahi olanla kavgası vardır”.

Meselenin özü işte burada yatmaktadır. İnancımızla nefsimiz arasında sıkışmak böyle bir şeydir. Bu hali başkalarının üzerinde görmek için uğraşmayalım. Evlerimize, ailemize, işimize bakalım yeter. Şahide gerek yok.

Aman yanlış anlaşılmasın. Din derken, dini değerlere dair bir şey söylemek istemiyoruz. Dini değer yargılarımızı dünyalık meselelerimize uydurarak; vicdanımızı pas geçip, nefsimize kurban ederek, dinin esasının ve özünün ötelenmesinden söz ediyoruz.

Yaratılışı ve yaratılış sebeplerini kavrayan bilinçli Müslümanlık, kişinin kendisiyle yüzleşmesini sağlar ve kendisine bahşedilen ömrü tamamladığında, geldiği gibi gideceğini ama gidişinin hesabını da vereceğini bilerek yaşar.

Bu hususları es geçmek sağlıklı bir Müslümanlık örneği olarak görülmüyor ve şöyle deniliyor: “Bu hal Müslümanın psikolojisini olumsuz etkilemektedir”.

Din insana huzur ve güven verir, çatışma ve gerilimi azaltır. Kişi kendisini sigaya çeker, disiplin altına alır ve ona göre kendisine bir yol çizer.

İnsanlık tarihinde her kavmin sonu, kendi yapıp ettiklerinin neticesinde, neye nasıl layık olmuşlarsa, öyle harap olmuş ve çökmüşlerdir.

Bizim coğrafyamız başta olmak üzere bütün dünya coğrafyası böyle nice kavimlerin, toplumların, uygarlıkların kalıntılarıyla doludur ve ibretlik olarak durmaktadırlar.

Bugün toplum olarak bize dayatılan hadise; kapitalizmin ve küresel güçlerin başlıca amacı ve içine düştükleri girdabın sarhoşluğuyla, toplumların insani değerlerden kopartılarak, hayatın bütününde sadece tüketen varlıklar haline getirilmek istenmesidir.

Bu çerçevede tüketim hırs ve tamahı, bireysel ve toplumsal hayattaki insani melekelerin dengesini bozmuş, insana sıcak, güvenlikli, itibarlı sığınak olan dini, ahlaki, yargıları yerle bir etmiş ve insanı sığınaksız hale getirmiştir. Bu hal haberlerde görülmektedir.

Ezcümle:

Ailemiz, akrabalarımız, komşularımız ve günlük hayatın sürdüğü her yerde, birbirimize ne kadar güvenip güvenemediğimize bakarsak, meseleyi idrak etmiş oluruz.

Hüseyin Öztürk.

RADYO FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: İnancıyla Nefsi Arasında Sıkışmış İnsan (Okunma sayısı 167 defa)

fanidunya NET

İnancıyla Nefsi Arasında Sıkışmış İnsan

BENZER KONULAR