İslam kardeşliğinin gereği
Hz. Peygamber (s.a.s.) bir hadislerinde
şöyle buyurmuştur: “Sizden biriniz,
kendisi için arzu edip istediği şeyi
kardeşi için de istemedikçe iman
etmiş olmaz.” (Buhari, “İman”, 7) İslam,
insanları Allah için sevmeyi kendisi
için istediğini, başkaları için de istemeyi
imanın gereklerinden sayan bir
dindir. Cenabı Hak, “müminlerin kardeş
olduğunu” (Hucurât, 49/10) bildirmiş,
sevgili Peygamberimiz de insanın,
kendisi için isteyebileceği bütün
güzellikleri ve hayırları mümin kardeşleri
için de peşinen dilemeyi, kendisinin
sakınıp çekindiği bütün
kötülüklerden onların da uzak olmasını
arzu etmeyi imanın bir gereği sayarak,
“kendisi” ve “başkası” ayrımını
adeta ortadan kaldırmıştır. Müminleri,
bazen bir binanın tuğlaları (Buhari,
“Salat”, 88), bazen bir bedenin uzuvları
(Buhari, “Edeb”, 27) gibi niteleyen Peygamber
Efendimiz, onları, birbirlerine
destek veren, birbirlerinin dertleriyle
dertlenen duyarlı bir toplum haline getirmeyi
amaçlamıştır.
Hodgamlık (bencillik) yerine diğergamlığı
(başkalarını düşünmeyi), israf
ve cimrilik yerine infak ve tasadduku,
kabile asabiyeti yerine İslam kardeşliği
ve dayanışmasını ikame ederek,
karşılıklı sevgi, saygı ve yardımlaşmanın
egemen olduğu bir toplum
oluşturmak istemiştir.