İslam Şiddeti Tasvip Etmez
خُذِ الْعَفْوَ وَأْمُرْ بِالْعُرْفِ وَاَعْرِضْ عَنِ الْجَاهِلِينَ
Yüce dinimiz İslam; tüm yaratılanlara karşı adalet, merhamet ve iyilikle davranmayı emretmiş, bunun aksini zulüm olarak nitelemiş ve bu davranışları yapanları da zalim olarak vasıflandırmıştır. Zulüm; hak yemek, eziyet, işkence ve baskı kullanmak, adaletsizlik yapmak, haddi aşmak, söz ve fiilde aşırı gitmek demektir.
Rabbimizin rahmeti her şeyi kuşatmıştır. Rasulullah (sav)’ın deyimiyle Allah’u teala rahmetini yüz parçaya ayırmış, doksan dokuzunu yanında tutup birini yeryüzüne indirip yarattıklarına paylaştırmıştır. Allah’u teala indirdiği bu merhametle insanların ve diğer canlıların birbirine zulüm ve adaletsizlik yapmadan davranmasını istemiştir.
Her konuda olduğu gibi, şiddetten sakınıp, adaletli olma konusunda, bizim için en büyük örnek Rasulullah (sav) olmuştur. Allah’ın elçisi insanlara merhametle davranmış, af yolunu tutmuş, iyiliği emretmiş ve cahillerden yüz çevirmiştir. Şayet böyle davranmayıp da kaba ve katı kalpli olsaydı, etrafındakilerin dağılıp gideceğini yüce Rabbimiz haber vermektedir.
Günümüzde özellikle aile içi şiddetin son derece yaygınlaştığını ve bunun da beraberinde bir takım sorunlar getirdiğini müşahede etmekteyiz. Eşlerin boşanmaları, çocukların anne ve baba şefkatinden mahrum olarak büyümeleri, uyuşturucu, fuhuş, içki, kumar, bataklığına saplanmaları, aile içi şiddetin getirdiği sorunlardan sadece bir kaçıdır. Oysa Allah’ın elçisi; evinde eşlerine ve çocuklarına karşı şiddetin her türlüsünden kaçınıp, şefkatle ve merhametle davranmıştır. Ayrıca eşlerin, birbirlerine sevgi ve saygı göstermesini, özellikle kocanın ailesine karşı daima nazik davranmasını, kaba ve kırıcı olmamasını emretmiştir.
Yine dünyanın birçok bölgesinde, yeraltı ve yer üstü zenginliklere sahip olma veya başka sebeplerle toplumların huzurunu bozan terör olayları, savaşlar meydana gelmektedir. Ve bunu yapanlar da insanlık adına, barış adına bunları yaptıklarını iddia etmektedirler. Oysaki bu terör olaylarından ve savaşlardan dolayı insanların huzuru kaçmakta, kadınlar ve çocuklar mağdur olmaktadırlar. Üstelik onlar bu şiddet olaylarını İslam’a atfetmekten çekinmemektedirler. Oysa İslam; kadınların, çocukların, masum insanların öldürüldüğü böyle şiddet olaylarını tasvip etmez. Kuran’ı Kerim’de; Onlara “Yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayın” dendiği zaman: “Biz sadece barışı sağlayanlardanız” diye cevap verirler. Dikkat edin, gerçekte onlar bozgunculardır ama anlamazlar” buyrulmaktadır.
Şiddetin her türlüsünü yasaklayan Rabbimiz “Anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, muhtaçlara, kendi çevrenizden olan komşulara, uzak komşulara, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa ve elinizin altındaki hizmetçi ve işçilere iyilik yapın, iyi davranın. Doğrusu Allah, kendini beğenen ve böbürlenenleri sevmez” buyurarak insanlarla ilişkilerimizde iyilikle muamele etmemizi öğütlemiştir.
Müslüman olarak, herkesten önce bizlerin; eğitim ve öğretimde, ailevi ve sosyal yaşantıda, hatta diğer yaratıklara karşı davranışlarımızda kısacası hayatın her alanında, şiddetin her türlüsünden kaçınıp adalet, şefkat ve merhametle davranmalıyız. Sözlerimiz ve işlerimizde en güzel hayat tarzını ortaya koyarak, yaptığımız günahlardan dolayı Allah’tan af dilemeliyiz.