Islamda Tevbe Ve Istiğfar
Tevbe; kulun günahını ve hatasını terk edip, dua ve niyaz ile Rab’binden bağışlanma dileyip O’na dönmesi, Cenab_ı Hak’kın da kuluna af ve mağfiretle mukabelede bulunmasıdır Günahlar, Rab’bimizle aramızdaki sevgi bağını zayıflatır; O’nun ihsanına ve rahmetine perde olur Manevi kişiliğimizi zedeler, gönül dünyamızı karartır Bu bakımdan tevbe, Allah ile sevgi bağlarımızı yeniden tesis eder, günah ile zedelenen gönül dünyamızı onarır
Yüce Allah’ın kuluna tevbe etme fırsatı bahşetmesi O’nun sonsuz rahmetinin bir ifadesidir Çünkü kullarının işledikleri günahlar yüzünden onları hemen cezalandırmamakta, bağışlanma dilemeleri için mühlet vermekte ve rahmet kapısını günün her anında açık tutmaktadır Yüce Allah’ın bir ismi de “Tevvab”(çok bağışlayan) dır Cenab- Hak, tevbe kapısını daima açık tutar Kulların bağışlanmak için her yönelişlerinde onlara rahmet ve mağfiretiyle karşılık verir, onların günahlarından dolayı samimi tevbe etmelerinden hoşnut olur Yüce kitabımız bir çok ayetinde bizleri tövbeye davet etmekte ve tevbe edenleri bağışlayıp cennetine koyacağını Cenab-ı Hak Tahrim suresi 8ayette şöyle açıklamaktadır:
“Ey iman edenler! Allah’a içtenlikle tövbe edin Belki Rabbiniz sizin günahlarınızı örter ve peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde, Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar Onların nurları önlerinden ve sağlarından aydınlatır, gider “Ey Rabbimiz! Nurumuzu bizim için tamamla, bizi bağışla; çünkü senin her şeye hakkıyla gücün yeter” derler”[1]
Sevgili Peygamberimiz de günahkarların en iyisinin tevbekarlar olduğunu,[2] ifade etmiş ve Yüce Allah’ın kulunu bağışlamak için daima rahmet ve mağfiret kapılarını açtığını bir hadis-i şerifinde şöyle ifade etmiştir: “Aziz ve Celil olan Allah, gündüz günah işleyenlerin tevbesini kabul etmek için gece, gece günah işleyenlerin tevbesini kabul etmek için de gündüz kulun tevbe etmesini bekler, bu durum kıyamete kadar devam eder[3] Ayrıca Sevgili peygamberimiz kendisinin de Yüce Allah’a günde en az yüz kere tevbe ve istiğfarda bulunduğunu ve bizlerin de tevbe etmemiz gerektiğini şöyle vurgulamıştır: “Ey insanlar! Allah'a tevbe ve istiğfar ediniz, ben günde yüz kere tevbe ediyorum”[4]
Tevbe etmenin bir takım şartları bulunmaktadır: Bunlar günahın bir an evvel bırakılması, işlenen günaha pişmanlık duyulması, bir daha günah işlenmeyeceğine kesin olarak karar verilmesi ve işlenen günah eğer kul hakkı ile ilgili ise mutlaka hak sahibi ile helalleşilmesidir Zira Yüce Allah, kul haklarına çok önem vermektedir Bu hususta Sevgili Peygamberimiz: “Kimin yanında, kardeşinin yenmiş bir hakkı var ise hakkı yiyenin iyiliklerinden alınıp kardeşine verileceği gün gelmezden evvel daha şimdiden helallik dilesin”[5] buyurmuşturTevbe etmede acele edilmelidir Çünkü ölümün ne zaman geleceği bilinmemektedir Ayrıca ölüm anında yapılan tevbeler makbul değildir [6]
Fırsatı kaçırmadan günahları terk ederek samimiyetle tevbe edelim Salih amellere, iyi, güzel ve hayırlı işlere devam edelimUlaştığımız mübarek gün ve geceleri fırsat bilelim Zira Yüce Allah içten yapılan tevbeleri kabul eder,bundan hoşnut olur ve günahları sevaba dönüştürür Nitekim Cenab-ı Hak şöyle buyurmaktadır: “ Ancak tövbe edip de inanan ve salih amel işleyenler başka Allah işte onların günahlarını sevaplara çevirir Allah çok bağışlayandır, engin merhamet sahibidir”[7]
---------------------------------------------------------------------------------------
[1] Tahrim, 66/8
[2] Tirmizi, Kıyamet, 50, HNo:2501
[3] Müslim, Tevbe, 32, HNo:2760
[4] Buhari, 11/85; Müslim, HNo:2702
[5] Buhari, Mezalim, 10; Ahmet,bHanbel, Müsned; II, 506
[6] Nisa,4/18
TEVBE İSTİĞFAR EDİN
Hayır vesilesiyle ALLAH Teâlâ’nın günahı yok etmesi, hem kişinin kalbinden günahın lekesini silmesi, hem de kişinin amel defterinin günah sayfasından, günahı silmesi şeklinde gerçekleşir Kişinin her ikisine de ihtiyacı var Çünkü günahlardan hasıl olan lekeler çoğalarak kalbi tamamen kaplayıp karartabilir Mü’min büyük-küçük bütün günahı ciddiye alıp, tevbe, istiğfar, sadaka ve namaz gibi amellerle ondan kurtulma ve temizlenme gayretinde olmalıdır Unutulmamalı ki: “Her bir günah içinde, küfre giden bir yol vardır Şu hadis-i şerif ile dikkatinizi çekmek istiyorum Ebu Hureyre (RA)den rivayete göre Resûlullah (SAV) efendimiz şöyle buyurdu: “Mü’min bir kul; bir hata yaptığı, bir günah işlediği zaman kalbine siyah bir nokta, siyah bir iz vurulur, işlenir Eğer kul, o hatayı, o günahı işlemekten el çeker, kendini uzaklaştırır, istiğfar eder ve tevbe ederse kalbi, o iz pasından cilâlanır, parlatılır, leke silinir Eğer bunu yapmayarak günahı işlemeye dönerse, hatalara devam ederse, o siyah nokta arttırılır, büyütülür Öyle ki bütün kalbini kaplar, istilâ eder İşte ALLAH Teâlâ’nın: “Hayır! Gerçek öyle değil Bilâkis, onların kazanmakta oldukları, işleye geldikleri günahlar, haramlar kalplerini kirletmiş, paslandırmıştır” (Mutaffifin sûresi: 14) Ayet-i kerimesinde zikrettiği “Rân” budur” (Tirmizi, Tefsir, No: 3334, İbn-i Mace, Zühd: 29, Ahmed b Hanbel, 2/297) Bu Mutaffifin suresi, 14 Ayet-i Kerime kafirler hakkındadır Ancak Mü’min kişi günah işlemek suretiyle kalbinin kararması ve günah işlemeye devam etmesi yüzünden kalbinin kararmasının fazlalaşması bakımından kâfirlere benzer Hz Peygamber (SAV) efendimiz bu ayet-i kerimeyi Mü’minlere okumuş ki, Mü’minler günahları çoğaltmaktan sakınsınlar ve kâfirlerin kalbleri karardığı gibi onların kalbleri de kararmasın Bunun içindir ki: Günahlar küfrün postasıdır, denilmiştir Farzları terketmek, haramları işlemek neticesinde oluşan günahlar, üst üste gelerek kalbi körletir ve onu öldürür Kul farzları terkeder, haramları işler, neticede günahlar kalbini kuşatır ve her tarafını kaplar Kulun kalbi, insanın eline benzer Kul, her günah işledikçe bir parmağı kapanır Böylece günah işlemeye devam ettikçe bütün parmaklar kapanır ve üzeri mühürlenir O kalpler, o günahları alışkanlık haline getire getire, pas tutmuş aynalar gibi körlenmiş, kararmıştır da artık göstermez olmuşlardır Yazı öğrenmek isteyen, yazı yazdıkça yeteneği artar İlerleye ilerleye o derece yetenek kazanır ki bakmadan dahi yazı yazabilir İşte psikolojik durum da böyledir Yapılan işlerin, ruh üzerinde değişik etkileri olur Meselâ herhangi bir günahı sürekli işleyenlerin kalblerinde o günahın yeteneği oluşur Günah, seni ALLAH Teâlâ’dan başka şeyle uğraştırandır Seni ALLAH Teâlâ’dan başka şeylerle uğraştıran her şey karanlıktır, lekedir Demek ki bütün günahlar karanlıktır, kalbi karartır Kalbte bu yeteneği oluşturan amellerden her birinin, bu yeteneğin oluşmasında bir katkısı vardır “İnsan, her günah işledikçe kalbte siyah bir nokta oluşur, böyle böyle kalb kapkara olur” Oluşan yeteneklerin kimi kuvvetli, kimi zayıf olduğundan bu kararmanın da derecesi ayrı ayrıdır Kimi günah kalbe reyn yani pas, leke olur, kimi kalbin üstünü mühürler, kimi de kalbi kilitler, kapatır Zikredilen hadis-i şerifte Resûlullah (SAV) efendimiz tevbe ve istiğfarın ehemmiyetini çok güzel bir teşbih yani benzetme ile anlatmaktadır Kasıtlı ve kasıtsız olarak işlenen her bir hata, her bir günah, ruhta siyah bir leke meydana getirmektedir Günahlar arttıkça bu lekeler çoğalmakta ve temiz yerler azalmaktadır.