Gönderen Konu: İslamîn Tatil ve Eğlence Anlayışı (Okunma sayısı 99 defa)

türkiyem · « : Nisan 29, 2023, 11:18:43 ÖÖ »

İslamîn Tatil ve Eğlence Anlayışı

İnsanoğlu yaratılışında barındırdığı eğlenme, dinlenme gibi gereksinimleri zaman içerisinde farklı şekillerde anlamış ve değerlendirmiştir. Çalışan insan vücudunun, belirli aralıklarla kendini dinlendirmesi, haram olmayan eğlencelerle meşgul olması doğaldır.

Eskiden dinlenme ve eş-dost ziyaretlerinde geçirilen tatil günleri, şimdilerde eğlence mekânlarında tüketiliyor. Üstelik bugün, eğlence mekânları günah merkezi haline gelmiştir. Oralarda paralarını tüketen insanların, kimlik ve kişilikleri de yok olmaktadır.

Dünyaya meyletmek, nefsin her istediğini yerine getirmek konusunda ise Rabbimizin ciddî tehditleri vardır: “Kötülüğe batanlar ise ne mutsuz kimselerdir! Onlar, iliklere işleyen bir ateş ve bir kaynar su içindedirler. Ne serin ve ne de yararlı olan zifirî bir gölge içinde!... Çünkü onlar, bundan önce (dünyada varlık içinde) sefahata dalmış ve azgın kimselerdi. Büyük günah üzerinde ısrar ediyorlardı."

İnsanların elbette tatil yapma, dinlenme hakları vardır. Ancak, İslam dini lüksü, aşırı tüketimi, saçıp savurmayı hoş görmez. İyi bir tatil yapmak ve dinlenmek için su gibi para harcamak gerekmez. Şimdi düşünelim: Dünyanın farklı yerlerinde müslümanlar sıkıntı içerisindeyken, beş yıldızlı otellerde ve deniz kenarlarında tatil yapılabilir mi? Bir yaz tatilinde harcanan paranın ekmek parasına muhtaç olanların derdine derman olabileceğini hiç düşündük mü? Yoksa cebimizdeki ve kasamızdaki paraların kendimize ait olduğunu mu zannediyoruz? Yüce Allah’ın emâneti olan bu paraları O'nun yolunda ve helal istikamette harcamamız gerekmiyor mu? Şimdi de Sevgili Peygamberimize kulak verelim: “Hayal kurup (üstünlük taslayarak) böbürlenen, Yüce Allah’ı unutan kul, ne bedbaht kuldur. Gaflete dalarak gülüp oynayan ve kabirlerde (toprak altında) çürümeyi unutan kul, ne bedbaht kuldur.”

Rabbimiz bize “sıla-i rahim” emrediyor ve “seyahati” de tavsiye ediyor. Buna karşılık mevcut tatil anlayışımızda, akrabalardan uzaklaşma, kökten kopma ve yabancılaşma vardır. Ziyaretleşme ve sıla-i rahimde ise, köke yakın olma ve onlarla bütünleşme vardır.

Peygamberi Efendimiz (sav) bu konuda: “Her kim, rızkının genişlemesini ve ömrünün bereketlenmesini isterse, sıla-i rahimi gözetsin ve buna dikkat etsin.” buyurmaktadır.

Yasak kapsamına giren oyun ve eğlenceler; kumar oyunları, içkili, çalgılı ve kadınlı eğlencelerdir. Hz. Peygamber bazı eğlenceleri faydasına binaen teşvik etmiştir. Bunlar; yüzme, atıcılık, güreş gibi uğraşlardır. Meşru eğlence fırsatları ise, evlilik, sünnet, doğum, hastalık ya da belalardan kurtulma gibi vesilelerle yapılan çeşitli merasimlerdir. “İnsan için ancak çalıştığı vardır.” diye buyuran Rabbimiz, insanı çalışmaya teşvik etmektedir.

Denilebilir ki, insan çalışınca yorulmaz mı? Dinlenmeye ihtiyacı olmaz mı? Elbette yorulur ve dinlenmeye de ihtiyacı vardır. Ama bilinmelidir ki, yorgunluklar sadece tatil ile giderilmez. Kılınan beş vakit namaz, yemek öğünleri, evde çocuklar ile geçirilen hoş dakikalar ve güzel sohbetler, hısım akraba ziyaretleri, kitap okuma faaliyetleri, akşamları erken yatma ve gece uykusu insanı dinlendirir ve zinde kılar. Sonuç olarak müslümanların eğlence ve tatil anlayışı İnşirah Suresinin 7. ayetinde belirtilen Allah'ın rızasına dönük bir anlayışla mümkündür: "Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul."

----------------------------------------------------------

1 - Vâkıa: 41-46

2 - Tirmizî, Kıyamet,17

3 - Buhari, Edeb,12

4 - Necm: 39

5 - İnşirah: 7

RADYO FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: İslamîn Tatil ve Eğlence Anlayışı (Okunma sayısı 99 defa)

türkiyem

İslamîn Tatil ve Eğlence Anlayışı

BENZER KONULAR