* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Müslüman ve Sanat  (Okunma sayısı 123 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 7249
Müslüman ve Sanat
« : Ocak 17, 2023, 09:37:13 ÖÖ »
Müslüman ve Sanat

Sanat, Kur’an’da; çalışmak, iyi veya kötü bir iş yapmak,1 Seçmek, ayırmak,2 terbiye etmek, eğitmek, yetiştirmek3, sağlam mimari yapı yapmak,4 bir işi gözetim altında yapmak,5 sihirbazlık yapmak6 bir mesleği öğrenmek,7 gibi anlamlarda da kullanılmıştır.

Hud (a.s.)’ın gemiyi yapmasına Rabbimiz aynı kökten türeyen “yasneu” kelimesini kullanmıştır.8

Araplar, fabrikaya da yine aynı kökten gelen Masna’ diyorlar.

Sanat; bütün gücünü, yeteneğini ve imkânlarını ortaya koyup çalışıp bir işi en iyi ve en güzel şekilde yapma becerisidir.

Sanat; inanç, duygu, bilgi ve düşüncelerin hayata yansıtılma yöntemidir. Hayata bakış tarzıdır. Yaşama biçiminin vitrinlenerek sergilenişidir.

Sanat, yalnız belli toplumlara ve kesimlere has bir özellik değildir. Her toplum, sosyal, siyasi, ekonomik, ahlaki ve kültürel yapısıyla kendi sanatkârlarını yetiştirir. Büyük sanat eserleri, her ne kadar kendi toplumlarına hitap etseler de; bir diğer yönleriyle herkesin anlayabileceği evrensel bir dil kullanmaktadırlar.

İsfehani sanat için: “Bir fiili, güzel, uygun ve mükemmel bir şekilde yapmaktır. Her sanat bir fiildir fakat her fiil sanat değildir” diyor.9

Sanat denince daha çok güzel sanatlar geliyor aklımıza. Demircilik, bakırcılık, marangozculuk, dokumacılık gibi para kazanmayı amaçlayan teknik sanatlara zanaat deniyor.

Güzel sanatlar; insanların zevk aldığı, duygularını okşadığı, etkileyici ve güzel olan; eskilerin bediiyat dediği estetik çalışma ürünleridir. (Müzik, resim, edebiyat, tiyatro, sinema, mimari, heykeltıraşçılık gibi…

“Sanatın kendi dışında, hiçbir amacı yoktur” diyor, Kant. Sanatın yalnız sanat için olduğunu söylemek, inandırıcı değil. Bütün sanatçılar, sanatlarını, inanç ve düşüncelerini yansıtmak için kullanırlar. Her sanatçının, düşüncelerini, hayata bakış ilkelerini okuruz eserlerinde.
Resul’ün (s), Mekke’nin fethinde affetmediklerinin arasında İslam’ı ve Müslümanları hicveden şairler de vardı. “Kâbe’nin örtüsünün altına bile gizlenseler, onları öldürün”10 demesi, bu etkileyici sanat güçlerini kullanarak İslam aleyhinde kamuoyu oluşturmalarından dolayıdır.

Sanatlarını kötüye kullanan şairleri yererken;11 hayra kullananları da övüyor Rabbimiz.12 İbnu Abbas (r.a.), “Şairlere gelince, onlara da sapıklar uyar” (Şuara: 224) mealindeki ayet hakkında şunları söylüyor: “Cenâb-ı Hak, (kendilerine sapıklar uyar diye yerdiği) şairlerden; "İman edip de iyi davranışta bulunanlar, Allah'ı çok zikredenler ve zulme uğratıldıklarından sonra öçlerini alanlar başkadır" (buyurarak iyileri) (Şuara: 227) hariç tutmaktadır.”13

İslam’ın hoş görmediği (küfür, şirk, haram ve ahlaksızlık gibi) şeylere teşvik eden her söz, her resim, şekil ve davranış İslam’da yasaktır. Aracı olmak da aynı fiili işlemek gibidir. Yasaklanmayan; güzelliği tasvir ve teşvik eden her fiil İslam’da helal kabul edilmiştir. Sanat ve edebiyat da böyle…

Müslüman, sanatıyla da farklıdır. Onlar, güzele, güzelliklere talip olan güzel sanatçılardır. Güzel olanı, insanlara en güzel bir şekilde tanıtmaya gayret ederler. Yalanı, ahlaksızlığı, tiksindirici, kötü ve çirkin şeyleri görmek de istemezler, göstermek de… Çirkinliklerde bile -varsa- güzellikleri fark edip insanlara göstermeye çalışırlar. Bir leşte dahi, onun ışıl ışıl parlayan dişlerinin güzelliğine dikkat çekerler.

Müslüman, Allah’ın verdiği her nimetten sorguya çekileceğini bilir.14 Yetenekler de nimettir. Bu bakımdan iman eden insan, yeteneklerini araştırmayı, onları keşfedip geliştirmeyi; sanatını bu sorumluluk bilinciyle işlemeyi ibadet bilir.

Müslüman sanatçı, bütün yetenek ve imkânlarını kullanarak gerçeklerin peşinden koşma ve yakaladığı güzellikleri, en güzel şekilde diğer insanlarla da paylaşma işi olarak düşünür sanatı.

Allah’ı yadsıyarak insanı Allah’ın yerine koymak isteyen Hegel: “Sanattaki güzellik, doğadaki güzellikten üstündür. Sanat, insan aklının ürünüdür” diyor. Doğadaki güzelliklerin de, insan aklının da Yaratıcının ilminin ürünü olduğunu keşke düşünebilseydi. 

Müslüman, sanatı; Allah’ın yarattığı her şeyde muhteşem bir sanat eserinin inceliklerini görüp15 -bütün hünerini ortaya koyarak- bunu insanlara da estetik bir şekilde gösterebilme gayreti olarak düşünür. Eflatun’un da dediği gibi; sanat eseri, mutlak güzelliğin bir kopyasından ibarettir.16 Bizzat insanın kendisi en büyük bir sanat eseri değil midir?

Müslüman sanatçı, Sâni (sanatkâr) olan Allah’ın ululuğunu; kullarının acizliğini düşünerek huzurunda secdeye kapanır. Eserleriyle bunu diğer insanlara da hissettirmek, düşündürmek için yoğun gayret gösterir.

Allah’ın eserlerini en iyi taklit eden kimse, en başarılı sanatkârdır. Bir ressamın çizdiği gül resmi, güle benzediği kadar güzeldir. Çizdiği bir meyve resmi de o meyveye benzediği kadar beğeni kazanır.

Bir heykeltıraş da heykelini, kopyalamaya çalıştığı insana benzetebildiği kadar başarılı olmuştur.

Kelebeğin, sülünün, kanaryanın nakışlarının, kardaki şekillerin, çiçeklerin, yıldızların, bir doğa manzarasının… Yaratıcısını bize hatırlattığı kadar başarılı görürüz sanatçıyı.

Gül dalındaki bir bülbülün avazı gibi bizi etkileyen ses sanatçısını severek dinleriz.

Bir hikâyeci, bir romancı, -Rabbimizin “Ahsen-el Kasas” (en güzel hikâye) dediği Hz. Yusuf’un hikâyesi gibi- bir hayatı ne kadar canlı ve güzel anlatırsa o kadar başarılı sanatçıdır.

Sanatçı da, bir bilim adamı gibi bilerek, düşünerek, gerektiğinde araştırma yaparak, planlı, programlı ve bilinçli bir çalışma sonunda eserini meydana getirir. Sanatın, başta sosyoloji olmak üzere tarih, coğrafya, matematik, ekonomi, ahlak ve bütün bilim dallarıyla yakın ilişkisi var. Güzel sanatların en güzeli şiirdir. Şair, şuurlu (bilinçli) insan demektir. Bu nedenle Ziyaeddin Fahri: “Sanatçı; bir filozoftur. Aynı şekilde her filozof da sanatkârdır” diyor.17 Edebiyat ta; eğitime, öğretime, terbiyeye ve edebe dair çalışma demektir. Bilinçsizliğin, cahilliğin, ahlaksızlığın, edepsizliğin, bayağılaşmanın simgesi olan eserlerle; inanç ve ahlakımızın onaylamadığı, tiksindirici ve nefret ettirici işlerle işi yoktur Müslüman’ın.

Son Nebi’nin dünyayı şereflendirdiği dönem edebiyat doruktaydı. Acılar, sevinçler, normal konuşmalar bile şiirle dile getirilirdi. Herkes edebiyat ve şiirle ilgileniyordu. Her yıl ülke genelinde şiir yarışmaları tertiplenir, en güzel eser sahipleri ödüllendirilir; eserleri, insanların en çok saygı duyup tavaf ettikleri Kâbe’nin duvarlarına asılırdı. Kur’an ayetleri nazil olmaya başlayınca bazı meşhur şairler, şiir yazmayı bırakıyor. Şair Hasan’a niçin şiir yazmadığı sorulunca; “Kur’an ayetleri indikten sonra artık ne yazayım” diyor.

“Allah güzeldir, güzelliği sever” buyuruyor Önderimiz.18 Bütün güzel isimler O’nundur. Sanatı güzel, bütün işleri güzel, sözü güzeldir O’nun. “İnsanlara güzel söz söyleyin”19 buyuran Rabbimiz, en güzel söz olarak da kitabını indirmiştir.20 Doğruluğundan şüphe olmayan sözlerini,21 en güzel ve sanatlı bir üslupla ifade buyuruyor. Kur’an’da, bütün edebi sanatlar kullanıldığı gibi; edebiyatçılara rehberlik edecek derecede yüzlerce ayette çok güzel bir şekilde edebi sanat örneklerini görmek mümkündür.22

Peygamberimiz (s) de konuşurken; çok açık, anlaşılır ve beliğ bir üslup kullanırdı.

Sanatın bir kanadı, içeriği; diğer kanadı ise estetiğidir. Güzel bir içeriğe sahip bulunan ve güzel bir tarzda insanların beğenisine sunulan eserlerin büyüsünden kurtulmak kolay değildir.

Sanat, büyüleyicidir, etkileyicidir, yönlendiricidir. Her devirde toplumu en çok etkileyen kişiler, o toplumun sanatkârları olmuştur. Bir Mimar Sinan’ın, Mehmet Akif’in, Necip Fazıl’ın, Nazım Hikmet’in toplumumuz üzerindeki etkilerini kim inkâr edebilir! Okuduğumuz güzel bir şiirin, hikâyenin, romanın uzun süre etkisinden kurtulamıyoruz. Ülkemizi ziyaret gelen turistlere birer sanat abidesi olan Selimiye ve Süleymaniye gibi eserleri gösteriyoruz. Shakspeare kadar İngilizleri, Goethe kadar Almanları başka kim etkileyebilmiştir! Rus ihtilaline, Maksim Gorki’nin romanlarının zemin hazırladığı söylenir.

Bu nedenle son Nebi: “Şiirde hikmet vardır”23 buyuruyor.

Kur’an’da bazı surelere: “Şuara” (Şairler), “Kalem” “Furkan”, “Mücadele”, Beyyine” ismi verilmesi, sanatın önemini ortaya koymaktadır.
Önderimiz (a.s.), şiir okumayı da, dinlemeyi de severdi. Hatta şiir yarışmaları (atışmaları) tertiplemiştir:

Tebük’ten sonra çok sayıda kabile reisleri veya elçiler heyetler halinde gelerek İslam hakkında bilgi alıp Müslüman olmaya başladılar. Beni Temimlilerden de bir heyet geldi. Heyette eşraf ve tanınmış kişilerden birçok kimse de vardı. Temimlilerin şairleriyle Müslüman şairler arasında yarışma (atışma) tertiplendi. Müslüman şair ve hatipler, büyük bir üstünlük sağladılar. Müslümanların üstünlüğünü itiraf eden Temimlilerin Reisi ve heyettekiler Müslüman oldular. Resulullah da misafirlerine hediyeler verdi.24 

“Cabir İbnu Semure (r.a.) anlatıyor: “Ben, Resulullah’la yüz defadan fazla birlikte oturdum. Ashabı ona şiirler okur, cahiliye devriyle ilgili sözleri zikrederlerdi. Resulullah da susar, onları dinlerdi. Bazen onlarla birlikte tebessüm ederdi.”25

Amr İbnu'ş-Şerrid, babasından (naklen) anlatıyor: “Bir gün ben Resulullah’ın bineğinin arkasına binmiştim. Bir ara bana: "Hafızanda Ümeyye İbnu Ebi Salt'ın şiirinden bir şeyler var mı?" diye sordu. Ben: "Evet!" deyince: "Söyle!" dedi. Ben kendisine bir beyt okudum. O yine: "Devam et!" dedi. Ben bir beyt daha okudum. O yine: "Söyle!" dedi. Böylece kendisine yüz beyit okudum.”26

“Hz. Aişe, Resûlullah'ın, İbnu Ravaha'nın bir şiirini terennüm ettiğini söylüyor.27

“Bir şairin söylediği en doğru söz Şair Lebid'in söylediği şu sözdür: “Haberiniz olsun, Allah'tan başka her şey fanidir” buyuruyor.28
Allah’ın Elçisi, hendek kazılırken, Müslümanlara şiir okuyordu.29

Kûba Mescidinin inşasında Müslümanlar, çalışırken şiir okuyorlardı. Resulullah da taş ve kerpiç taşıyordu, onlarla beraber şiir söylüyordu: “Ey Allah’ım, hayır ancak ahiret hayrıdır. Ensar ve Muhacirleri bağışla” diyordu.30

Sanat, kalpleri nakış nakış işlemek için, gönülleri yumuşatma, potada eritme işidir. Güzel işlenirse, insanları güzelleştirir; kötü işlenirse, insanları çirkinleştirir.

Müslüman sanatkârlar, inanç, düşünce ve terlerini eserlerinin harcına katarak -vahyin onayladığı projelerini- estetik bir şekilde uygulayan yetenekli mimarlardır. Medeniyet sitemizin mürşitleridir. Kültür inşaatımızın ustalarıdır. Toplumumuzdaki kültür güzelliklerini motif motif işleyen maharetli işçilerdir.

------------------------------------------------------------------------------------------------------------

1 Bkz. “Allah her ne (sanat) işlerseniz bilir.” (Ankebut: 29/45); “işledikleri bütün iyilikler (sanatlar) heder olmuştur.” (Hud: 11/16); “Onlar ki; güzel iş yaptıklarını sandıkları halde dünya hayatındaki çalışmaları (sanatları) boşa gitmiştir.” (Kehf: 18/104); “Ve: Biz Hıristiyanlarız, diyenlerden kesin söz almıştık. Sonunda onlar kendilerine hatırlatılan şeyden (yararlanıp) pay almayı unuttular. Böylece biz de, kıyamete kadar aralarında kin ve düşmanlık saldık. Allah, yapa geldikleri şeyi (sanatı) onlara haber verecektir.” (Maide: 5/14); “Bari Rabbaniyyun ve Ahbar, bunları günah söz söylemekten ve haram yemekten yasaklayıp alıkoysalardı. Ne kötü işe (sanata) alışmışlar.” (Maide: 5/63); “O küfürde direnenlerin kendi sanatlarıyla başlarına musibet inip duracak, ya da yurtlarının yakınına konacak.” (Ra’d: 13/31); “Firavun ve kavminin yapmakta oldukları ve yükselttiklerini (köşklerini, saraylarını) da yerle bir ettik.” (A’raf: 7/137); “Bunun üzerine bu tutumları (sanatları) yüzünden Allah, sırtlarına açlık ve korku elbisesi giydirdi.” (Nahl: 16/112) “Mümin erkeklere söyle: gözlerini sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar. Bu kendileri için daha temizdir, her halde Allah ne (sanat) iş yaparlarsa haberdardır.” (Nur: 24/30) “Allah onların ne (sanat) yaptıklarını biliyor.” (Fatir: 35/8)

2 “Ben, seni kendim için seçtim, ayırdım, yetiştirdim.” (Ta-ha: 20/41)

3 “(Ey Musa!) Bir de benim gözetimim altında yetiştirilmen için, üzerine katımdan bir sevgi bırakmıştım. (Ta-ha: 20/39)

4 “Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı ediniyorsunuz?” (Şuara: 26/129)

5 “Bizim gözetimimiz altında ve vahyimize göre gemiyi yap.” (Hud: 11/37; Mu’minun: 32/27)

6 Bkz. Taha: 20/69

7 “Sizin için zırh yapmayı (sanatını) öğretmiştik” (Enbiya: 21/80)

8 Bkz. Hud: 11/38

9 Rağıb el İsfehani, Müfredatu Elfazu’l Kur’an (Beyrut – Dimeşk): “Sa-ne-a” maddesi s. 493

10 Ebu Davud: 3/59 Cihad; Nesai: 7/105 Tahrimi’d Dem; Taberani, Mu’cemu’l Kebir: 6/66; Hâkim, Müstedrek: 2/54

11 Bkz. Şuara: 26/224 -226 ayetler.

12 Bkz. Şuara: 26/227. ayette “illâ” istisna edatıyla “Allah’ı çok ananlar ve haksızlığa uğradıklarında kendilerini savunan (şairler)” hariç tutulmuştur.

13 Ebu Davud, Edeb 95, (5016)

14 Bkz. Tekasür:102/8

15 “Sen dağları görürsün de, onları yerinde durur sanırsın. Oysa onlar bulutların yürümesi gibi yürümektedirler. (Bu,) her şeyi sapasağlam yapan Allah'ın sanatıdır. Şüphesiz ki O, yaptıklarınızdan tamamıyla haberdardır.” (Neml: 27/88)

16 Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu, Bediiyat s. 30

17 Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu, Bediiyat s. 42

18 İbrahim Canan, Hadis Ansiklopedisi (Akçağ Yay.): 14/406 h. 5218

19 Bakara:2/83; Nisa:4/8; İbrahim:13/24 - 27

20 Hac: 22/24; Zümer: 39/23

21 Nisa: 4/87, 122

22 Daha geniş bilgi için; Celaleddin Suyti’nin El İtkan fi Ulumi’l Kur’an ve Subhi Salih’in Kur’an ilimleri adlı kitaplarına bakınız.

23 Buhârî, Edeb 90; Ebü Dâvud, Edeb 95, (5010,5011); Tirmizî, Edeb 69, (2847), 63, (2848); İbnu Mâce, Edeb 41, (3755)

24 Ebul Hasen Ali en Nedvi, Rahmet Peygamberi (Ter. Abdulkerim Özaydın): s. 344

25 Tirmizi, Edeb 70, (2854)

26 Müslim, Şiir 1, (2255)

27 Tirmizi, Edeb 70, (2852)

28 Buhârî, Edeb 90, Menâkıbu'l-Ensâr 20, Rikâk 29; Müslim, Şiir 3, (2256); Tirmizî, Edeb 70, (2853).

29 Bkz. Buhari, Megazi 29, Cihad 34, 161, Kader 16, Temenni 7; Müslim, Cihad 125, (1803)

30 Buhari (1/524) -48 – Kitabu’s Salât ve (7/240) 63- Kitabu Menakibi’l Ensar; Müslim (1/373) -5- Kitabu Mesacid ve Mevadiu’s Salât

RADYO  FANİDUNYA FM.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap


 


* BENZER KONULAR

Rahîm Ve Rahmân Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:28:55 ÖÖ]


Davranışlarımız Kaydediliyor Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:22:46 ÖÖ]


Biliniz Cesedin Öyle Bir Et Parcası Vardır Ki Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:18:08 ÖÖ]


Melek Girmeyen Evler Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:04:30 ÖÖ]


Doğru Çalışma Methodu Gönderen: türkiyem
[Bugün, 10:59:59 ÖÖ]


Başınızı Çevirip Gitmeyin Gönderen: türkiyem
[Bugün, 10:39:23 ÖÖ]


Ozan Birgül 320 kbps - 2 kısım Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 09:15:33 ÖÖ]


Ozan Birgül - İlahiler 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 09:04:09 ÖÖ]


Dualarımız Neden Kabul Olmuyor Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:10:43 ÖÖ]


Birlikte Hizmet Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:59:59 ÖÖ]


Gizli Halleri Açık Hallerinden Daha Hayırlı Adamlara İhtiyacımız Var Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:40:31 ÖÖ]


Mücahitler Kazandığınızı Kaybetmeyiniz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:32 ÖÖ]


İnsanlardan Övgü Beklemek Ateşle Oynamak Gibidir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:24:29 ÖÖ]


Zamanın Kıymetini Bilmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:17:13 ÖÖ]


Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Dün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Dün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Dün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Dün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Dün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Dün, 08:09:36 ÖS]