Kazalara, belellara sabredenler
Rabbimiz Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:
"Andolsun, Biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele.
Onlara bir musibet isabet ettiğinde, derler ki:
‘Biz, Allah'a aid (kullar)ız ve şübhesiz O'na dönücüleriz.'
Rablerinden bağışlanma (salat) ve rahmet bunların üzerinedir ve hidayete erenler de bunlardır."[1]
Âlemlerin Rabbi Allah, mü'min müslüman kullarını imtihan etmektedir… Canlarıyla, bedenleriyle, beden organlarıyla, çoluk-çocuklarıyla… Bedenlerine bir sakatlık vermekle, gözlerini almakla, beden organlarının herhangi birisini kaza sonucu noksan bırakmakla, çocuklarını vefat ettirmekle ve kendilerine ruhî bir hastalık vermekle onların sabrını denemekte, şükrünü ortaya çıkarmaktadır… Böylece kulluktaki itaat dereceleri ölçülmüş olur… Sabredenler ve şükredenler, imtihanı kazanıyor ve dereceleri yüceliyor… Rahmân ve Rahîm Allah, onlardan almış olduklarına ve onların sabredip şükretmelerine karşılık kendilerine cennet vermektedir… İşte Rasulullah (s.a.s.)'in müjdesi!
1) Enes b. Malik (r.a.)'dan.
Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurur.
"Yüce Allah:
-Kulumu, iki sevgilisiyle belâlandırıp (göz nûrlarından mahrum edip) de kulum sabrederse, iki sevgilisi yerine ona cenneti veririm, buyurdu."[2]
2) Atâ ibn Ebi Rebâh (rh.a.) anlatıyor:
İbn Abbas, bana:
-Ben sana, cennet kadınlarından bir kadın göstereyim mi? dedi.
Ben:
-Evet, göster! dedim.
İbn Abbas:
-İşte şu (iri yapılı, uzun boylu) kara kadındır. Bu kadın, bir keresinde Rasulullah (s.a.s.)'e geldi de:
-Ben, sar'alanıyorum. Ben, sar'alanınca da açılıyorum. Benim için Allah'a duâ ediver! dedi.
Rasulullah:
"İstersen hastalığına sabret! Bunun karşılığında sana cennet vardır. İstersen sana afiyet vermesi için Allah'a duâ edeyim!" buyurdu.
Kadın:
-Ben, sabredeyim! dedi.
Ve:
-Ben açılıyorum. Açılmamaklığım için Allah'a duâ ediver! diye rica etti.
Rasulullah da, onun için duâ etti.[3]
3) Ebu Hüreyre (r.a.)'dan.
Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurur.
"Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:
-Mü'min kulumun dünyadaki ailesinden en sevdiği birisini elinden aldığımdan, sonra o da Benden ecrini istediğinde, Benim katımda o kulumun mükâfâtı ancak cennettir."[4]
4) Abdullah b. Amr b. el-Âs (r.a.)'dan.
Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurur.
"Allah Teâlâ, çocuğunu kaybeden, fakat sabredip Cenâb-ı Hakk'dan ecrini bekleyen ve takdire boyun eğen mü'min kuluna, cennetten başka mükâfat vermeye razı olmaz."[5]
5) Ebu Said el-Hudrî (r.a.)'dan.
Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurur.
"Kim sabretmek isterse, Allah ona, sabır ihsân eder. Hiçbir kimseye sabırdan daha hayırlı ve sabırdan daha geniş hiçbir nimet verilmemiştir."[6]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Bakara, 2/155-157.
[2] Sahih-i Buhârî, Kitabu'l-Merdâ, B.7, Hds.14.
Sünen-i Tirmizî, Kitabü'z-Zühd, B.46, Hds.2511-2512.
İmam Hafız el-Munzirî, A.g.e., C.6, Sh.424, Hds.89-90. Ahmed b. Hanbel, Taberânî, İbn Hıbban ve Ebu Ya'lâ'dan.
[3] Sahih-i Buhârî, Kitabu'l-Merda ve't-Tıbb, B.6, Hds.12.
Sahih-i Müslim, Kitabu'l-Birri ve's-Sıla, B.14, Hds.54.
İmam Buhârî, Edebü'l-Müfred, B.228, Hds.502.
[4] Sahih-i Buhârî, Kitabu'r-Rikak, B.6, Hds.12.
[5] Sünen-i Neseî, Kitabu'l-Cenâiz, B.23, Hds.1871.
[6] Sahih-i Buhârî, Kitabu'z-Zekat, B.51, Hds.71.
Kitabu'r-Rikak, B.20, Hds.57.
Sahih-i Müslim, Kitabu'z-Zekat, B.42, Hds.124.
Sünen-i Ebu Davud, Kitabu'z-Zekat, B.28, Hds.1644.
Sünen-i Tirmizî, Kitabu'l-Birri ve's-Sıla, B.76, Hds.2093.