Neden Hayır Demeliyiz
Hayır diyememek, 7’den 70’e tüm bireylerin yüksek oranda yaşadıkları ortak bir iletişim sorunudur. İnsan ilişkilerinde öncelikle odak noktası belirlenmelidir. Herkesin isteği, beklentisi, mutluluğu farklıdır. Kendi ihtiyaçlarını önemsemeden; karşı tarafın gönlü olsun diyerek adeta adanmış bir ruh hali ile kendi enerjimiz ve zamanımızdan vererek yetişmeye çalıştığımız evetlerimiz, bir süre sonra odak noktamızı gözden kaçırmamıza sebep olmaktadır.
İletişim; kişiler arasında, duygu, düşünce, bilgi ve haber alışverişinin akla gelebilecek her türlü biçim ve yolla kişiden kişiye karşılıklı olarak aktarılması şeklinde tanımlanır. Günlük yaşantımızdaki diyaloglarda birçok farklı talebe, yönlendirmeye, itiraza dâhil olarak aslında kişisel ilişkilerimizde bir duruş sergiliyor olduğumuzu fark ederiz.
Kişi Hayır Derken Niçin Zorlanır?
Sergilediğimiz tutumlar yaş aralığımıza, kişisel özelliklerimize, karakterimize, meslek veya konumlara göre farklılaşan özellikler taşımaktadır. Farklılaşan tüm özelliklere rağmen, istemediğimiz herhangi bir şeyi istemiyor olduğumuzu dile getirebiliyor muyuz?
Hayır diyebilmek, iletişim süreci içerisinde ilişkilerin çeşidine göre çoğu kişinin zorlandığı bir durumdur. Yetişkin olarak, hayır demekte zorlandığımız gerçeğini fark ettikçe çocuklarımızın hayır diyebilme becerisine sahip olup olmadıklarını anlamayı önemsemekteyiz. Arkadaş çevrelerinde kabul görmek için her şeye koşulsuz evet diyebilme ihtimalleri, ebeveynleri oldukça kaygılandıran bir durumdur. Böylesi bir durumdan kaygılanırken büyüme çağındaki çocuklarımızın her denileni sorgusuz sualsiz yapmalarını beklemek, itiraz etme haklarını farkında olmadan dahi bile olsa görmezden gelmek, verebileceğimiz zararların en başında gelmektedir. Yaş aralıklarının ihtiyaçlarına göre her çocuğun özgürce karar verebilme becerisinin desteklenmesi, kendi kararlarını kendisinin almasını beklediğimiz zamanlar için önemli bir temel oluşturacaktır.
Odaklanmak İçin Hayır Diyebilmek Gerekir
Steve Jobs, ‘’Odaklanmak ‘hayır’ demekle ilgilidir.’’ derken günlük işlerimizde önceliklerimizi ve kararlarımızı hep başkalarına göre şekillendirmenin, odak noktamızı gözden kaçırmak olduğunu vurgulamıştır.
O halde neden hayır diyemiyorum? diye kendinize sorduğunuzda cevaplarınız;
Arkadaşım üzülür.
Benimle konuşmaktan vazgeçerler.
Beni sevmez ve bencil olduğumu düşünür.
Karşımdaki kişiden bir talepte bulunma hakkım kalmaz.
Yalnız kalırım.
Ben kibar bir insanım, reddederek kabalık etmiş olurum; bu nedenle kimseyi kırmak istemem.
Cevaplarınız bu ve benzeri içeriklerden oluşuyor ise lütfen kendinize izin verin. Hayır deme sorunu yaşıyor olduğunuz için isteseniz de kaba, duyarsız ve vurdumduymaz bir kişi olamazsınız. Herkesi memnun eden, kimseyi reddetmeyen biri olmak zorunda değilsiniz. Hayır diyebilme ve kendinize ait önceliklerinizi, planlarınızı önemseme hakkınız var. Empati yaparken tamamen karşınızdaki adına düşünmeye başlarsanız kendinizi gözden kaçırmış, önemsememiş olursunuz. Bu yönünüzü kontrol altına alıp daha yönetilebilir bir hale getirmeye özen gösterin.
Kişi Kendisine Zarar Verir
Hayır diyemedikçe özgüvenimizde azalma, benlik saygımızın körelmesi gibi kendimize zarar verdiğimiz durumların içerisine gireriz. Duygu ve düşüncelerimizi açıkça iletip iletmemek bizim seçimimizdir. Kendimizi ifade etmenin veya etmemenin sonuçlarına bakmamız gerekir. Karşımızdaki kişiye tam olarak ne istediğimizi ya da neyi yapabileceğimizi söylemezsek biriken duygularımızdan dolayı ufak bir şey yaşadığımızda dahi öfkelenip kırıcı olabiliriz. Bu şekilde bir şey yaşamak yerine, rahatsız olduğumuz davranış ya da duygularımızı dile getirerek duygularımızın zaman içerisinde birikmesini ve iletişimimize zarar vermesini önlemiş oluruz.
Peki, Nasıl Hayır Diyebileceğiz?
Alışkanlıklarınızdan dolayı direkt geri çeviremiyorsanız, istekte bulunulan durum hakkında düşünmek için zaman isteyerek tutumunuz hakkında fikir vermeye başlayabilirsiniz. Bunun yanında, gerektiği şekilde ilgili bir tavır sergilememeniz ya da ortamdaki başka bir duruma dikkat çekecek bir paylaşım yapmanız, isteksizliğinizin karşı taraf tarafından anlaşılmasını sağlayacak ve sonraki aşamada geri çevirmenizde kolaylık sağlayacaktır. Böylesi yaklaşımlar ile hayır diyebilmeye adım atmış oluyorsunuz. Zaman içerisinde geri çevirebiliyor olmayı başardıkça kararlı ve doğrudan bir şekilde ‘’bana uygun değil’’ düşüncesini karşı tarafa iletiyor ve hayır diyebilmeyi başarıyorsunuz.
Geri çevirmek istediğimiz talepleri kimi zaman duymazdan gelerek kimi zaman ise türlü sebepler sunarak, niyetimizde cevabımızın olumsuz olduğu mesajını vermek de hayır diyebilmek ile eşdeğer görülebilir. Önemli Türk düşünürlerinden Nasreddin Hoca’nın fıkralarında da her iki geri çevirme metoduna uygun, ders alabileceğimiz, gülümserken düşüneceğimiz noktalar vardır:
Bir gün Nasreddin Hoca şehre geldiğinde arkadaşıyla birlikte bir handa kalmış. Gece yarısı arkadaşı hocaya seslenerek sormuş:
- Hocam uyudunuz mu?
Hoca:
- Hayırdır bir şey mi var?
- Biraz borç para isteyecektim.
Nasreddin Hoca derhal horlamaya başladıktan sonra:
- Ben uyuyorum, der.
Kendisinden ödünç aldığı hiçbir eşyayı geri vermeyen komşusu bir gün gelip hocadan ip ister. Hoca önce güzelce geri çevirir, kusura bakma veremem, der. Israrı devam edince de ‘’İpe un sermişler.’’ diyerek vermeme kararını pekiştirmek isteyen bir bahane bulur. Komşusu ‘’Aman hocam, hiç ipe un serilir mi?’’ diye talebini sürdürür. En sonunda hoca dayanamayıp der ki ‘’İp benim değil mi? Vermek istemeyince ipe un da serilir başka şey de.’’
Hayır diyebilmenin birçok farklı yolu vardır. Bir teklif veya durumla karşılaştığımızda önce gerçekten isteyip istemediğimize karar vermeli, sonra kabul ya da reddetmeliyiz. Hayır diyebilmek, bizi istemediğimiz şeyleri yapmaktan kurtaran sihirli bir kelimedir. Pratik yaptıkça gelişen her şey gibi ‘’hayır’’ diyebilme becerisi de alıştırma yaparak gelişir. Gerçek duygularınızı ifade ediyor olmak sizi daha mutlu hissettirecek. Hayır diyebilmeyi başardığınızı gördükçe hayır derken kendinizi daha rahat hissettiğinizi ve bu sihirli sözcüğü daha kolay kullanabildiğinizi fark edeceksiniz.
Derya Seyis.