Sadakaları Allâh Alır
Sadakayı Kendi Elinle Ver!
Cenâb-ı Hak bir âyet-i kerîmede şöyle buyurur:
“...Sadakaları Allâh alır...” (Tevbe, 104)
Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurur:
“Sadaka kesinlikle malı eksiltmez, bir kul elini sadaka vermek için uzattığında o sadaka sâilin eline geçmeden önce muhakkak Allâh Teâlâ’nın eline konmuş olur, bir kul ihtiyacı olmadığı hâlde isteme kapısını açarsa, Allâh Teâlâ onun için mutlaka bir fakirlik kapısı açar.” (Ali el-Müttekî, Kenzü’l-ummâl, VI, 377/16134)
Fahr-i Kâinât -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, umumiyetle iki hususta işlerini hiç kimseye tevdî etmezdi. Bunlar, gece namaza kalktığında abdest suyunu dökmek ve sadaka isteyene sadaka vermekti. O, sadakayı fakire bizzat kendi eliyle verirdi. (İbn-i Sa’d, I, 369; İbn-i Ebî Şeybe, I, 178)
Abdullâh bin Abbâs -radıyallâhu anh- anlatıyor:
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ne abdest suyunu ne de vereceği sadakasını kimseye yük etmezdi. Abdest suyunu hazırlar, sadakasını bizzat verirdi. (İbn-i Mâce, Tahâret, 30)
* * *
Ashâb-ı kirâmdan Hârise bin Nûmân -radıyallâhu anh- gözlerini kaybetmişti. Namazgâhından odasının kapısına bir ip çekmiş, yanına da içinde hurma ve başka şeyler bulunan bir sepet koymuştu. Herhangi bir fakir yakınından geçip selâm verdiğinde, sepetten bir şeyler alır, ipe tutunarak odasının kapısına gelir ve fakire bizzat verirdi. Âilesi:
“–Biz senin adına veririz” dediklerinde o, şu cevabı verirdi:
“–Peygamber Efendimiz’in şöyle buyurduğunu işittim:
«Yoksula kendi eliyle sadaka vermesi, kişiyi kötü ölümden muhâfaza eder.»” (İbn-i Sa’d, III, 488; Taberânî, Kebîr, III, 229, 231; Heysemî, III, 112)