* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Resûlullahın (S.A.V.) Öğrencileri 2  (Okunma sayısı 97 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 7241
Resûlullahın (S.A.V.) Öğrencileri 2
« : Temmuz 09, 2023, 08:14:43 ÖÖ »


Resûlullahın (S.A.V.) Öğrencileri  2

Tayâlisî nin Mekhûl b. Müslim den rivâyetine göre ise, Hz. Aişe, Ebû Hüreyre nin rivâyet ettiği hadis kendisine bildirilince şöyle demiştir: Ebû Hüreyre iyi ezberleyemedi, Resûlullah (s.a.v.), Yahudilerin uğursuz saydığı şeylerden bahsediyor, bundan ötürü onlara beddua ederek şöyle diyordu: Allah Yahudileri katletsin. Çünkü onlar, Şüphesiz uğursuzluk üç şeyde; evde, kadında ve attadır derler. İşte bu sırada Ebû Hüreyre içeriye girmiş, hadisin sonunu duymuş; ama baş tarafını duymamıştır. Yine Abdullah b. Ömer in de Hz. Aişe (r.anha) tarafından tenkide uğramasının sebebi, hadisi iyi anlamaması ve bundan dolayı hadisi yanlış ezberlemesi veya hadisi unutmasıdır. Abdullah b. Ömer, Hz. Peygamber (s.a.v.) in Yakınlarının kendisine ağlamasından dolayı ölüye azap edilir. buyurduğunu rivâyet etmişti. Onun bu hadisi rivâyet ettiği Hz. Aişe ye iletilince o şöyle dedi: Allah Ebû Abdurrahman ı (yani Abdullah Ömer i) bağışlasın. Bir şey (hadis) duydu; ama onu iyi ezberleyemedi. Yalan söylemedi; fakat unuttu yahut hata etti. (Hâlbuki işin aslı şudur:) Resûlullah kendisine ağlanılan bir Yahudi cenazesine rastlamış, Onlar ölüye ağlıyorlar; oysa o şimdi kabrinde azap çekiyor. buyurmuştur. [Müslim, Cenâiz 931, 932; Nesâî, cenâiz 15] Hz. Aişe (r.anha) böyle dedikten sonra, kendi rivâyetini destekleyip, Abdullah b. Ömer in rivâyetinin de âyete ters düştüğünü, dolayısıyla yanlış olduğunu göstermek için Hiç kimse bir başkasının günahının cezasını çekmez. meâlindeki En am Sûresi nin 164. âyetini okumuştur.

Bazen de beyinlere kaydedilen hadisler için şahit istendi

Bazen de beyinlere kaydedilen hadisler için şahit istendi Hz. Ebû Bekir (r.a.), hadisleri kabulde ihtiyatlı davranan ilk kimsedir. Bir gün ölmüş birinin ninesi, Hz. Ebû Bekir e gelerek ölen yakınının mirasından hissesine düşen altıda bir payın kendisine verilmesini istedi. Hz. Ebû Bekir ona, Ben bu konuda Kur an da açık bir hüküm bulamadım. Resûlullah ın da bu konuda bir şey söyleyip söylemediğini bilmiyorum. Sen şimdi evine dön, ben bu konuyu araştırayım. dedi. Ardından orada bulunan ashâba bunu sordu. Mugire b. Şu be ayağa kalkarak, Hz. Peygamber in böyle bir uygulamasına bizzat şahit olduğunu söyledi. Bunun üzerine Hz. Ebû Bekir, Senin yanında başka kimse var mıydı diyerek ondan, Hz. Peygamber den naklettiği olay için şahit getirmesini istedi. Muhammed b. Mesleme (ö.43/663) de o gün Mugire nin yanında olduğunu, olaya birlikte tanık olduklarını söyleyince Hz. Ebû Bekir, bu şahitlik üzerine Hz. Peygamber (s.a.v.) in uygulamasıyla amel ederek kadına istediği 1/6 oranındaki miras payını verdi. [Muvatta, Ferâiz 4; İbn Mâce, Ferâiz 4; Ebû Davud, Ferâiz 5] Ebû Bekir in böyle titiz davranmasının sebebi Hâricîler in Kur an bize yeter! şeklinde düşündükleri gibi düşündüğünden değil elbette. Hadis kapısını kapatmak da değil gayesi. Bu olay bize Ebû Bekir (r.a.) ın haberlerin rivâyeti konusunda ne kadar titiz ve hassas olduğunu göstermektedir.

Sırf bu olayla sınırlı değildir Hz. Ebû Bekir in hassasiyeti

Sırf bu olayla sınırlı değildir Hz. Ebû Bekir in hassasiyeti. Hz. Ebû Bekir bir gün adamın birine bir hadis söyledi. Adam, ona hadisin kesinlikle bu şekilde olduğundan emin olup olmadığını sorunca Hz. Ebû Bekir şu karşılığı verdi: Hadis sana rivâyet ettiğim gibidir. Yoksa bilmediğim bir hadisi nakledecek olursam, hangi yer beni barındırır! [İbn Mâce, Mukaddime 3 (25); Ahmed b. Hanbel, IV, 370, 372.] Sahâbenin, hadis rivayetinde hata yapmaktan bu derece çekinip korkmalarının en önemli nedeni, hadis rivâyetinde hata yapmayı, -istemeyerek de olsa- Hz. Peygamber in ağzından yalan uydurma kapsamında değerlendirmeleri ve Resûlullah ın, hadis uyduranlara yönelik tehditlerinin bu insanlar için de geçerli olacağına inanmalarıydı. Resûlullah (s.a.v.) in söz konusu ikaz ve tehdidine hiçbir şekilde muhatap olmak istememeleriydi birçok sahâbînin, hadis rivâyetinde son derece titiz ve temkinli davranması. O yüzden hadisleri Peygamberimiz (s.a.v.) in ağzından çıktığı lafızlarla rivâyet etmeye özen göstermiş ve çok hadis rivâyetinden kaçınarak, zorunluluk olmadıkça hadis rivâyet etmemişlerdir. Hz. Ebû Bekir, yine bu konuda en hassas sahâbidir. Bir kısmını Resûlullah tan bizzat duymayıp, bazı sahâbîlerden dinleyip yazdığı 500 hadisi vardı. Vefatına yakın bir gün kızı Hz. Aişe den hadislerin yazılı olduğu sayfaları istedi ve ardından bu sayfaların hepsini yaktı. Niçin yaktığı sorusuna verdiği cevap, onun hadis rivayetindeki temkin ve ihtiyatının büyüklüğünü ortaya koymaktadır: Ben bu hadisleri, güvendiğim insanlardan yazdım. Ama buna rağmen bazı hadisler bana söylendiği gibi olmayabilir. Bu sayfalar birinin eline geçer de böylelikle bu hadisleri başkalarına nakletmiş olurum diye korktum. [Zehebî, Tezkiretu l-huffâz, I, 5.]

Evet, Ebû Bekir (r.a.) gibi hassas davranan Zübeyr b. Avvâm (r.a.), İmrân b. Husayn (r.a.) ve Enes b. Mâlik (r.a.) gibi bazı sahâbîler hadisleri yazmamış hatta rivayet bile etmemişlerdir.. Bir ara da sahabe arasında ihtilaf konusu olmuştur hadislerin yazılıp yazılmama konusu. Kimi sahâbî, Peygamberimiz(s.a.v.) in Benden Kur an dan başka bir şey yazmayınız. Kim benden Kur an ın dışında bir şey yazmışsa onu silip yok etsin hadisine dayanarak yazılmasına karşı çıkmışlardır hadislerin. Peygamberimiz (s.a.v.) in böyle söylemesinin sebebi İslâmiyet in ilk zamanlarında Kur an dan insanların uzaklaşabileceği veya Kur an ın hükümleriyle, hadislerin karışabileceği endişesiydi.

Ancak daha sonra Peygamberimiz (s.a.v.) teşvik etmiştir hadislerin yazılmasını

Ancak daha sonra Peygamberimiz (s.a.v.) teşvik etmiştir hadislerin yazılmasını Abdullah b. Amr Peygamberimiz (s.a.v.) e:

  Ya Resûlullah! Senden hadisler dinliyor, fakat onları ezberleyemiyoruz; onları yazabilir miyiz Hz. Peygamber (s.a.v.), Evet, onları yazınız. buyurdu. [Ahmed b. Hanbel, II. ]

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Dün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Dün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Dün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Dün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Dün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Dün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Aralık 21, 2024, 04:50:26 ÖS]