Zaman İsrafı
Zaman. Belki de en kolay israf ettiğimiz bir değer.
Bize bahşedilen ömür sermayesinin ölçü birimi. Hepimiz, bir zamanla tahdit edilmiş ve süresini sadece Allah’ın bildiği bir ömürle gönderildik dünyaya. Dolayısıyla zaman şu fani dünyadaki en değerli sermayemiz. Kendisiyle ebedi ahiret saadetini kazanacağımız ya da kaybedeceğimiz bir sermaye. Rabbimiz kitabında bu en değerli sermayeye yemin ederek diyor ki:
‘Asra (zamana) yemin olsun ki insan ziyandadır. Ancak iman edenler, salih amel işleyenler ve birbirine hakkı tavsiye edenler müstesna’
Kainatın maliki Allah insana ziyandan kurtulmanın yolunu iman etmekte, salih amel işlemekte ve hakkı tavsiye etmekte olduğunu göstermiş. Ziyan ve zaman. Bu iki kelimenin aynı satırda zikredilmesi manidar olsa gerek. Modern çağ insanının en çok yaptığı şeylerden biri galiba; Zaman ziyanı.
Hayatımızı kolaylaştıran bize zaman kazandıran onca teknolojik imkâna sahip olmamıza rağmen, ziyan etmekten geri durmadığımız zamanlarımızın hesabının bize sorulacağı da ayrı bir kaygı konusu. Rasûlullah efendimiz buyurur:
‘Mahşerde insanoğlunun ayakları şu 4 soruya cevap vermeden yerinden ayrılmaz:
1- Malını nereye harcadığından
2-Ömrünü nerede geçirdiğinden
3-Malını nereden kazanıp nereye harcadığından
4- İlmiyle amel edip etmediğinden
Bütün bu ilahi ikazlar ışığında sadece cep telefonunda ve sosyal medyada geçirdiğimiz boş zamanları düşünsek ziyanımızı anlayabiliriz galiba. İhtiyaç dışı uykuyla, televizyon karşısında, boş ve lakayt konuşmalarla, çarşıda pazarda uygun kıyafet uygun mobilya aramakla geçirdiğimiz vakitlerde dünyaya ve ahirete ne kadar faydalı iş yapabileceğimizi hiç düşündük mü? Televizyon karşısında geçirdiğimiz ve nasıl geçtiğini anlamadığımız 1 saatte kaç sayfa Kuran lafzı, kaç sayfa meali okuyabiliriz? Sosyal medyada öldürdüğümüz 1 saatte kaç kitabı yarılarız? Kaç kişiye hakkı tavsiye edebiliriz? Kaç rekat namaz kılarız? Her gün 20 dakika ayırarak yeni bir lisan öğrenebileceğimizi söylüyor uzmanlar.
gün kaç 20 dakikayı katlediyoruz? İbn Teymiyye’nin saçını uzatıp ördüğünü, uykuya yenik düşerek başı düşmesin diye o saçı duvardaki bir çiviye takarak kitap okuduğunu, yazılarını o şekilde yazdığını okumuştum bir yerlerde. Fatih Sultan Mehmet’in uykuya çok zaman ayırdığını düşündüğünde meşin zırhıyla yattığını, Rasûlullah Efendimizin yattığı şiltenin iki kat olmasından dolayı teheccüde geç kalmasını ve tek kata düşürülmesini istemesini hepimiz duymuşuzdur.
Tarihe iz bırakan insanların insanın en tabii ihtiyaç olan uykudan bile feragat ederek nasıl zaman artırdıklarıyla ilgili o kadar çok örnek var ki. Bir bu insanlara bakalım; bir de bizim gün içinde uyanıkken ziyan ettiğimiz zamana. Dua ve gayret edelim de, Rabbimizin haber verdiği zamanını ziyan ederek ziyanda olan insanlardan olmayalım.
FANİ DUNYA FORUM HABERLER
