Hz. Peygamber S.A.V Kimlere Şefaat Edecektir? Şefaat Şartları Nelerdir?
Kıyamet günü, hususî bazı şahıslara, bazı kesimlere, akrabaya şefaat edenler pek çoktur. Peygamberler dahil, evliyalar, Salihler, şehitler, alimlerin o günkü şefaatlerinin hepsi, belli bir zümreye mahsus, hususî bir özellik arz edecektir.
Başta kendi ümmeti olmak üzere, insanların tamamı için umumî bir şekilde şefaat hakkına sahip yalnız Hz. Muhammed’dir. Makam-ı Mahmud’un önemi de buradan kaynaklanmaktadır.
Mahşerdeki insanların Hz. Adem, Hz. Nuh, Hz. İbrahim, Hz. Musa ve Hz. İsa’ya sırasıyla gidip şefaat diledikleri halde hepsi de bu işi bir başkasına havale edeceklerini, nihayet insanlar Hz. Muhammed’e geldiklerinde bu ricalarını kabul edip onları temsilen secdeye varıp Allah’a yalvaracağını ve Allah tarafından “kaldır başını şefaatin kabul edilir” diye kendisine umumî şefaat payesi verileceğini sahih hadislerden öğreniyoruz(bk. Müslim, İman, 326, 327).
Peygamberimizin “benim şefaatim ümmetimden büyük günah işleyen kimseler içindir”( Ebu Davud, sünnet,23; Tirmizî, Kıyamet, 11; İbn Mace,Zuhd, 27) buyurması, hem ümmetine yapacağı şefaatin boyutunu aydınlatıcı hem de sevindirici bir müjdedir. Çünkü, bunun manası; “küçük günahların sahibi zaten affedilir, asıl sorunlu olan büyük günah sahiplerine de ben şefaat ederim” demektir.
Benim şefaatim ümmetimin günah-ı kebair (büyük günah) işleyen kısmınadır, hadis-i şerifi nasıl anlaşılmalıdır?
“Kıyamet gününde herkes kendi zatının yani Allah dostlarının arkasında olacak, onlar da bize şefaat edecek” şeklinde bir rivayet var mıdır?
Peygamberimiz (asv)'in mahşerde, ümmetinden kalbinde hardal tanesi kadar iman olup da üzerinde hesabı olmayanlara şefaat edeceği bildiriliyor. Üzerinde hesap olmayanlardan kastedilen nedir?
Hesap gününde mizanında kötülükleri ağır gelen mümin kişi, şefaate nail olabilir mi?