PEYGAMBER EFENDİMİZE S.A.V SALAT’Ü SELAM GETİRMEK
Allah-u Teâlâ, Kur’an-ı Kerim’inde Peygamber Efendimizin (s.a.v.) âlemlere rahmet olduğunu, “(Resulüm!) Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik” (Enbiyâ, 107) ayetiyle bildirmektedir. Yine yüce kitabı Kur’an-ı Kerim’de Peygamber Efendimizin (s.a.v.) güzel ahlakı ve örnekliği hakkında, “Şüphesiz sen çok büyük bir ahlak üzeresin” (Kalem, 4) ve “Sizin için Allah’ın elçisinde alınması gereken güzel bir örnek vardır” (Ahzab, 21) buyurmaktadır.
Kur’an-ı Kerim’de, “Ey iman edenler, Allah’a itaat edin, Peygambere ve sizden olan ulu’l-emre itaat edin. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz Allah’a ve Resulüne götürün (onların talimatına göre halledin). Bu hem hayırlı hem de netice bakımından daha güzeldir” (Nisa, 59) buyrularak anlaşmazlık konularımızı Allah ve Resulünün talimatıyla çözmemiz emredilmektedir.
Allah-u Teâlâ, Peygamber Efendimize (s.a.v.) itaat edilmesi gerektiğini, “Allah’a ve Peygambere itaat edin ki, rahmete erdirilesiniz” (Al-i İmran, 132) ayetiyle hatırlattıktan sonra, “Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, Peygambere itaat edin. Amellerinizi boşa çıkarmayın” (Muhammed, 33) ayetiyle itaat edilmemesi durumunda amellerin boşa çıkacağını belirtmekte, “Onlar bilmiyorlar mı ki, kim Allah’a ve Resulüne karşı koymaya kalkarsa, ona, içinde sürekli kalacağı cehennem ateşi vardır! İşte büyük rezillik budur” (Tevbe, 63) ayetiyle cehennem ateşiyle tehdit etmektedir. “De ki: Allah’a ve Peygamberine itaat edin. Eğer yüz çevirirlerse, şüphesiz Allah kâfirleri sevmez” (Al-i İmran, 32) ayetiyle itaat etmemeyi kâfirlik olarak nitelemektedir.
“Ey inananlar! Seslerinizi, Peygamberin sesini bastıracak şekilde yükseltmeyin. Farkına varmadan, işlediklerinizin boşa gitmemesi için, Peygambere birbirinize bağırdığınız gibi yüksek sesle bağırmayın” (Hucurat, 2) emriyle O’nun yanında edepli olunması, “Resulüm de ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın” (Al-i İmran, 31) ayetinde, Allah’ın (c.c.) sevgisine nail olabilmek için Peygamberine tabi olmak gerektiği emredilmektedir.
Peygamberimizin (s.a.v.) karşısında edebimizi muhafaza etmek, O’nun ismi anıldığı zaman, “Muhakkak ki Allah ve melekleri Peygambere salât ederler. Ey iman edenler! Siz de O’na teslimiyetle salât ve selâm getirin” (Ahzab, 56) emri gereği salât ü selâm getirme emrini yerine getirmeliyiz. Hz. Peygamber aleyhisselama, Allah’ın salât etmesi rahmet etmesine, meleklerin salât etmesi şanının yüceltilmesini dilemeleri, müminlerin salât etmesi ise O’na dua etmeleri demektir.
Kur’an-ı Kerim’deki Peygamber Efendimiz (s.a.v.) hakkında Müslümanları bağlayıcı ifadelere bakıldığı zaman görülecektir ki, “O’na itaat, saygı, sevgi ve salâvat getirmek” bizzat Allah-u Teâlâ’nın emridir.
O halde salât ü selâm (Ahzab, 56), müjdeci, uyarıcı (Bakara, 119), ümmetine karşı şefkatli, merhametli (Tevbe, 128) ve âlemlere rahmet (Enbiya, 107) Muhammed aleyhisselâma olsun!