* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Hz. Muhammed s.a.v Tanıyalım  (Okunma sayısı 1049 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı türkiyem

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 2153
Hz. Muhammed s.a.v Tanıyalım
« : Eylül 20, 2024, 09:57:49 ÖS »


Hz. Muhammed s.a.v Tanıyalım

İnsanlığa kurtuluş rehberi olarak gönderilmiş bulunan Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’i bütün insanlık iyi tanımalıdır. Özellikle onu peygamberleri olarak kabul eden Müslümanlar, çok daha iyi tanımak durumundadırlar. Yıllardır örnek almaya çalıştığımız, dualarımızın en anlamlı bölümünü oluşturan, “sancağı altında gölgeleneceğimiz...” günün ulvîliği ve yüceliği ile teselli bulduğumuz, hasretini yüreğimize tâç yaptığımız Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’i hakiki kimliği ile ne kadar tanıyoruz? Onun rehberliğini nasıl anlıyoruz?...

Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’in doğru anlaşılması Müslümanlar için neden  her şeyden daha fazla önemlidir?

Çünkü peygamberlere iman, inanç sistemimizin olmayınca olmaz şartlarındandır. Eğer Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’i anlamada bir sorun varsa, imanımız da sorunlu hale gelir.

Çünkü: Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) doğru anlaşılamaz ise Kur’an doğru anlaşılamaz, vahiy doğru anlaşılamaz; O Kur’an’ın aynasıdır, Kur’an da  onun.

Çünkü: Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) doğru anlaşılamaz ise İslam bir bütün olarak doğru anlaşılamaz. Öyle ki, onun yanlış anlaşılma oranı, katlanarak, Kur’an’a ve bir bütün olarak İslam’a yansır...

Çünkü: Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) sadece arkasından gözyaşı dökülen; sadece hatırasıyla yaşanılan değil; kendisiyle yaşanılan olmalıdır...

Onun sadece sakalıyla, hırkasıyla, nalisiyle değil; hayatıyla dost olunmalıdır...

O sadece hayran olunacak şahsiyet değil; örnek alınacak şahsiyettir...

Ve onun örnekliğine yine onun kararlılığı ile sahiplenmek zorundayız. Güneşi ve ayı ellerine verseler vazgeçmeyeceğini söylediği kararlılıkla...

İşte bu tebliğimizde Hz. Muhammed(sallallahu aleyhi ve sellem)’i  gerçek kimliği ile ve oldukça yakînen tanımaya çalışacağız. Hiç şüphesiz ona en yakın olan ve onu  en iyi bilen ve tanıtan, onu terbiye eden Allah’tır; sonra onu en doğru ifade eden hiç şüphesiz kendisidir; daha sonra da kederleriyle, coşkularıyla risalet mücadelesine ortak ettiği, kendileriyle ekmeğini, suyunu ve  yüreğini paylaştığı sahabesidir.

ALLAH’IN ANLATTIĞI HZ. MUHAMMED (SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM)

Onu en iyi bilen Rabbı, Kur’an-ı Kerim’de şöyle tanıtıyor onu:

Adı Muhammmed’dir: “Muhammed, sadece bir elçidir.” (Âl-i İmran, 144)

Mekkelidir, Kureyş’e mensuptur: “Andolsun ki, Allah, kendi içlerinden onlara bir elçi göndermesiyle mü’minlere büyük lütufta bulundu.” (Âl-i İmran, 164)

1. Hz. Muhammed(sallallahu aleyhi ve sellem) insandır:

Peygamberliğini ilan edince onu reddeden Mekkeliler, evvelâ onun kendileri gibi bir insan olmasını kabullenemediler ve onun insanüstü bir takım özellikleri olması gerektiğini öne sürdüler. Şu ayetler onların isteklerini oldukça çarpıcı ve net bir şekilde ortaya koymaktadır:

“Dediler ki: Yerden bize bir kaynak fışkırtmadıkça sana inanmayız!... Ya da zannettiğin gibi üzerimize gökten parçalar düşürmelisin. Veya Allah’ı ve melekleri karşımıza getirmelisin. Yahut da altından bir evin olmalı, ya da göğe çıkmalısın...  De ki: Rabbimi tenzih ederim! Ben sadece insan bir elçiyim... Şunu da söyle:  Eğer yeryüzünde gezip dolaşan melekler olsaydı, elbette onlara gökten, peygamber olarak bir melek gönderirdik.” (İsrâ, 90-95)

“Dediler ki: Bu ne biçim peygamber; yemek yiyor, çarşılarda dolaşıyor! Ona kendisiyle beraber uyarıcı olarak bir melek indirilmeli değil miydi? Yahut kendisine bir hazine indirilmeli... (değil miydi?) Bak (Rasûlüm), senin hakkında ne biçim temsiller getirdiler! Artık onlar sapıtmışlardır...” (Furkan, 7-9)

“De ki: Ben yalnızca sizin gibi bir insanım...” (18 Kehf, 110; 41 Fussilet, 6)

2.Hz. Muhammed(sallallahu aleyhi ve sellem)  ilk vahiyden önce peygamber olacağını bilmemektedir:

“Sen kitap nedir, iman nedir bilmiyordun...” (Şura, 52)

“Biz bu Kur’an’ı vahyetmekle sana kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Sen ondan önce bilmiyordun.” (Yusuf, 3)

“Sen bu kitabın sana vahyolunacağını ummuyordun. (Bu) ancak Rabbinden bir rahmet (olarak) gelmiştir...”(Kasas, 86)

3. Hz. Muhammed(sallallahu aleyhi ve sellem)  melek değildir, gaybı da bilmez:

“De ki: Ben size, Allah’ın hazineleri yanımdadır, demiyorum; gaybı da bilmem; ben size melek olduğumu da söylemiyorum; ben, sadece bana vahyolunana uyuyorum...” (Enam, 50)

“De ki: Ben kendime, Allah’ın dilediğinden başka herhangi bir fayda veya zarar verecek güce sahip değilim; eğer gaybı bilseydim, elbette daha çok hayır elde ederdim ve bana kötülük dokunmazdı...” (Araf, 188)

4. Hz. Muhammed(sallallahu aleyhi ve sellem)  büyük ahlak sahibidir:

Ona ilk karşı gelenlerin itirazlarında öne çıkardıkları gerekçelerden biri de; “Neden sen? Senin özelliğin nedir ki?” şeklinde olmuştur. Bu itirazın cevabını yine Rabbımız veriyor:

“Çünkü sen muhteşem (gıpta edilecek) bir ahlak üzeresin.” (Kalem, 4)

5. Hz. Muhammed(sallallahu aleyhi ve sellem)  insanların talepleri üzerine mucize gösteremez:

Bilinen insanlık tarihinde mucize talepleri genellikle inanlardan gelmemiştir. Peygamberlerinden kendilerine mucizeler getirme isteği, özellikle, peygamberlerini reddedenlerin ortak talepleri olmuştur. Öyle ki, Hz Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’e inanmayan Mekkeliler ondan mucize istedikleri zaman, Allah onlara şöyle cevap verir:

 “Dediler ki: Ona Rabbinden mucizeler indirilmeli değil miydi? De ki: Mucizeler (âyetler ) Allah’ın elindedir; Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.” (Ankebut, 50)

Yine Mekkeliler:

 “Kendilerine bir mucize geldiği taktirde mutlaka iman edeceklerine dair olanca güçleriyle Allah’a yemin ettiler. De ki: Mucizeler yalnız Allah’ın yanındadır...” (Enam, 109)

Bu net ve apaçık ifadelerden yine aynı açıklıkta anlaşılmaktadır ki, mucize ilahî hikmete uygun düştüğü ölçüde ancak Allah tarafından bahşedilir...

6. Hz. Muhammed(sallallahu aleyhi ve sellem)  âlemlere rahmettir:

“(Ey Muhammed!) Biz seni (başka bir amaç için değil) âlemlere rahmet olarak gönderdik.”( Enbiya, 107)

Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) kendi çağında yaşayan insanlara olduğu gibi, son peygamber olduğu için, kendi çağından sonraki bütün insanlık için de rahmettir, kurtarıcıdır. Onun bütün insanlığa rahmet oluşu ve kurtarıcılığı, çağdaşı muhatapları için hem bizatihi hem getirdiği vahiyler itibariyle; daha sonrakiler için ise hem getirdiği vahiyler hem de kendi mesajları itibariyledir.

7. Hz. Muhammed(sallallahu aleyhi ve sellem)  şefkatli, merhametli ve şânı yüce olandır:

 “Doğrusu, size kendi içinizden öyle bir elçi gelmiştir ki; sıkıntıya uğramanız (belaya çarptırılmanız) ona ağır gelir; O sizin üzerinize titrer, (size çok düşkündür); Müminlere karşı çok şefkatli ve merhametlidir.” (Tevbe, 128)

 “(Ey Muhammed!) Biz senin şan ve şerefini yüceltmedik mi?” (İnşirah, 4)

8. Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)  örnek bir şahsiyettir:

 “Andolsun, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmaya inanan ve Allah’ı çok anan kimseler için; Allah’ın Rasûlünde en güzel örnekler vardır.” (Ahzab, 21)

Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’in örnek olması, onun emir ve yasaklarına itaat edilmesi ile Onun hayat anlayışını benimsemekle ve Onun ahlakı ile ahlaklanmakla gerçekleşir.

HZ. MUHAMMED (SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM)’İN  ANLATTIĞI  HZ. MUHAMMED (SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM)

1. Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)  kendisinin beşer/insan olduğunu söylüyor:

“Ben de sizin gibi bir insanım, hatırladığınız gibi hatırlar, unuttuğunuz gibi unuturum.” (Müslim, Mesâcid, 93 (1/402)

“Şüphe yok ki, bana vahyedilmeyen konularda ben de sizin biriniz gibiyim.” (Feyzü’l-Kadir, 3/12)

“Ben ancak bir beşerim, size dininizden bir şey emrettiğim zaman onu alınız; size kendimden bir şey emrettiğim zaman ise ben sadece bir beşerim.”( Müslim, Fedâil, 140 (4/1836)

 “Ben sadece bir kulum, kulun yediği gibi yer, içtiği gibi içerim.”( Feyzü’l-Kadir, 2/571)

 “Hıristiyanların Meryem oğlu (İsa’yı) övmekte aşırılığa gittikleri gibi siz de beni övmekte aşırılığa gitmeyin; çünkü ben sadece O’nun bir kuluyum; bundan dolayı “Allah’ın kulu ve elçisi deyiniz.”( Buharî, Enbiya, 48 (4/142))

“Hakkında vahiy gelmemiş konularda ben de sizin gibiyim.” (Heysemî, Mecmaüz-Zevâid, IX, 46)

2. Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)  gaybı bilmediğini söylüyor:

 “Vallahi, yarın nefsime bile ne yapılacağını bilmiyorum.” (Buharî, Cenâiz, 3)

“Ben de yalnızca sizler gibi bir insanım; siz birbirinizle olan davalarınızın çözümü için bana geliyorsunuz; mümkündür ki, bir taraf kendi iddiasını diğerinden daha iyi savunabilir; eğer ben buna dayanarak onun lehine hükmeder de, gerçekte ona ait olmayan bir şeyin ona verilmesine karar verirsem; o bundan az bir parça bile almasın; iyi bilsin ki, (alacak olursa) o onun için ateşten bir parçadır.”(Muvatta, Akdiyye, 36.1, 2/719; İbn Hıbban,11/470)

“Yarın ne olacağını ancak Allah bilir.” (İbni Mâce, Nikah, 21, 1898)

3. Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)  insanların istekleriyle mucize gösteremeyeceğini belirtir:

“Bana verilen şey, sadece Allah’ın bana indirdiği vahyidir.”( Buharî, Fedâilü’l-Kur’an, 1; Müslim, İman , 239)

4. Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)  büyük bir ahlak sahibi olduğunu söyler:

“Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.” (Muvatta, Hüsnu’l-Huluk, 8, 2/904)

“Ben ancak ahlakın salihini tamamlamak için gönderildim.” (Müsned, 2/381)

5. Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)  rahmet peygamberi olduğunu söyler:

“Ben ancak (âlemlere ) hediye edilmiş rahmet peygamberiyim.” (Darimî, Mukaddime, 3, 1/9)

“Ben lanet edici olarak gönderilmedim; ben ancak rahmet olarak gönderildim.” (Müslim, Birr, 87, 4/2007)

6. Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)  Müslümanlara çok şefkatli ve merhametli olduğunu bildirir:

O bir duasını şöyle tamamlamıştır:

“Allah’ım! Her kim ümmetimin işinden bir şeyi üzerine alır da onlara meşakkat (sıkıntı) verirse; sen de ona sıkıntı ver!; her kim de ümmetimin işlerinden bir şeyi üzerine alır da onlara lütuf ve merhametle muamele ederse; sen de ona lütuf ve merhametle muamele et.” (Müslim, İmare, 19)

“Ben size karşı, oğluna karşı baba gibiyim.” (İbni Mâce, Taharet, 16, 1/114)


7. Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) kendisinin örnek olduğunu ifade eder:

“Sizden hiçbiriniz ben kendisine, babasından, çocuğundan (ve) tüm insanlardan sevimli olmadıkça iman etmiş olmaz.”( Buharî, İman, 8, 1/9)

“Ben muhakkak ki apaçık uyarıcıyım.”( Müslim, Fedâil, 16, 4/1788-89)

“Ben Müslümanların sığınağıyım.” (Ebu Davud, Cihad, 104, 3/46)

“Ben hikmet yurduyum.” (Tirmizi, mnâkıb, 21, 5/637)

SAHABENİN  ANLAYIŞINDA  HZ. MUHAMMED (SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM)

Babasıyla beraber Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)’i görmeye gelen ve henüz genç olan Ebû Rimse et-Teymî’nin Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’ı gördükten sonra: “Ben Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’ı insanlardan farklı bir yapıda zannederdim. Bir de gördüm ki, o da (bizim gibi) bir beşermiş.” (İbn Sa’d, I, 429)

Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) bir beşer olarak korunmaya ihtiyaç duymuştur: Medine’ye geldiğinde bir gece uyuyamamış ve “Keşke ashabımdan müsait birisi bu gece beni korusa” demiş, az sonra Sa’d b. Ebî Vakkas (ö. 55) silahıyla gelerek onu sabaha kadar beklemiş, Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)  de uyumuştur.”( Buharî, Cihad, 70, III, 222-3)

Hz. Aişe onu şöyle anlatıyor:

“Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) herhangi bir insandan farksız idi; kendi elbisesini yamar, koyununu kendi sağar, kendi işini kendi yapar, ev işlerinde ailesine de yardım ederdi.” (Buharî, Ezan, 44, I/64)

“Oğlu İbrahim vefat edince, Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)’in gözleri yaşla dolmuştu, Abdurrahman b. Avf (ö. 32) “Sen de mi ağlıyorsun ey Allah’ın Rasûlü!” diye hayret edince: Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem):

“Bu merhamettendir, zira göz ağlar, kalp mahzun kalır. Ama biz ancak Rabbimizin razı olacağı şeyleri söyleriz.”( Buharî, Cenâiz, 44, II/85)

Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)’den işittiği her sözü yazan Abdullah b. Amr’a (ö. 65) Kureyşliler (sahabeler):

“Sen Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’dan işittiğin her şeyi yazıyorsun; halbuki Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) da bir beşerdir; hoşnut iken konuştuğu gibi, öfkeliyken de konuşur.”( Ebu Davud, İlim, 3 No:3646)

Hz. Ömer’in Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)’in bulunduğu bir meclise gelmesiyle kadınlar birden toplanırlar. Peygamberimiz buna gülünce, Hz. Ömer: “Allah yüzünden gülmeyi hiç eksik etmesin, niçin gülüyorsun ey Allah’ın Rasûlü deyince: Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem):

“Benim yanımdayken rahat duran şu kadınların, senin sesini duyunca toparlanmalarına hayret ettim de” der. Hz. Ömer kadınlara : “Allah’ın Rasûlünden çekinmiyorsunuz da benden mi çekiniyorsunuz?” diye çıkışınca, onlar da: “Evet sen Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’dan daha sert ve katı kalplisin” derler. (Buharî, Fedâilü’l-Ashab, 6, IV.199)

Huneyn zaferinden sonra, Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) Kureyş’ten bazı kimselere 100’er deve verince Ensar’dan bazı kimseler:

“Allah Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’ı bağışlasın, kılıçlarımızdan Kureyş’in kanları akıp dururken, bizi bırakıp da onlara veriyor”; “Savaş olunca biz çağrılıyoruz, ganimetler ise başkalarına veriliyor” demişlerdi. (Buharî, Menâkibu’l Ensar, 1, IV/221; Buharî, Megazi, 56, V.104-106)

Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Bedir savaşı öncesinde:

“Kim Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’ın amcası Abbas b. Abdulmuttalib’le karşılaşırsa onu öldürmesin. Çünkü o da ancak zorla savaşa çıkartıldı” buyurunca Ebu Huzeyfe:

“Biz babalarımızı, oğullarımızı, kardeşlerimizi ve kavmimizi öldüreceğiz de Abbas’ı terkedeceğiz! Vallahi onunla karşılaşırsam, kılıcımı yüzüne çalacağım!” Bunun üzerine Hz. Peygamber:

“Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’ın amcasının yüzüne kılıç vurulur mu?” deyince Ebu Huzeyfe  sözlerine pişman olur. Ve bunun kefareti şehadettir der ve Yemame’de şehid olur.

Hudeybiye barışı öncesinde Urve b. Mesud Kureyş’e, sahabenin Hz. Muhammed’e bağlılığını anlatırken izlenimlerini şöyle dile getirir: “Ey kavmim, vallahi ben birçok krallar gördüm; Kayser’e, Kisra’ya ve Necaşi’ye gittim; vallahi Muhammed’in ashabının ona bağlılığı kadar, ona saygı gösterdiği kadar hiçbir kralın adamlarının kendisine saygı gösterdiğini görmedim.” (Abdurrezzâk, V.336, 9720)

Yine Ebu Süfyan Hudeybiye barışını yeniletmek için Medine’ye geldikten sonra Mekke’ye dönünce kavmine: “Size hepsinin kalpleri tek bir kalbe bağlı bir kavimden geldim” diyordu. (Ebu Davud, Libas, 28,4048, IV.344)

 Kadın sahabiler onun hakkında şöyle diyorlar: “Allah ve Rasûlü bize bizden daha merhametlidir.”( Müstedrek, IV, 71)

 Hz. Aişe’nin nakline göre, Hz. Hatice Hz. Peygamber’e ilk vahiy geldiğinde ona şunları söylüyor:

“Vallahi, Allah seni kesinlikle mahcup etmez;  çünkü sen, sözüne güvenilir bir adamsın; akrabalık bağlarını gözetirsin, kimsesizleri korursun; misafirine ikram edersin; haklının hakkını almasına yardım edersin.” (İbni Hanbel, 6/223) 

Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’in sahabesi ile yaşadığı hayattan naklettiğimiz bu örneklerin her biri, ona karşı sahabenin tasavvurunu, ona bakış açılarını, yeri gelince onun karşısında ne kadar rahat düşüncelerini dile getirdiklerini,  yeri gelince ne kadar itaatkâr olduklarını, kısaca onu nasıl örnek aldıklarını  ifade etmektedirler.

Ey Muhammed!

Seni sevdik, canımız kanımız gibi desek inanır mıydın bize?

Göremedik seni, karşılaşamadık seninle, gözün gözümüze gelmedi, bakışların yüreğimizi titretmedi, tebessümlerinle ısınmadı içimiz, muhabbetinle dolmadı gönlümüz, şefkatinle seller gibi taşmadı coşkumuz...

Ey Muhammed!

Yeniden gel hayatımıza, insanlık can çekişiyor yokluğunda, bir güneş gibi doğ gerçek kimliğinle bütün insanlığa...

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]