* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: İbadet de Gizli Kabahat De Ama  (Okunma sayısı 711 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı gurbetciyim

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2330
İbadet de Gizli Kabahat De Ama
« : Mart 21, 2024, 10:04:05 ÖS »


İbadet de Gizli Kabahat De Ama

Bazen ‘birileri’ ezberlerine ters gelen müslümanca bir duruşu mahkum etmek için, inancımızın incelik taşıyan tabirlerini gelişigüzel kullanabiliyorlar. Müslümanların vazifelerini açıkça yerine getirmelerine duydukları rahatsızlığı yine böyle bir tabirle, “ibadet de gizli kabahat de” sözüyle haklı çıkarmaya çalışıyorlar.

Kabahat ve masiyetleri meziyet, ibadetleri ise suç sayan bir düzenin baskısı yüzünden yahut nefsimize hoş gelen cazibesinden zaman zaman yalpalıyoruz. Ne müslümanlığımızdan vazgeçebiliyoruz ne de üç günlük dünyanın aldatıcı konforundan. Böyle iki arada bir derede sıkışıp kalmayı meşrulaştırmak için şuradan buradan duyduğumuz dinî hükümleri, anlayıp dinlemeden hoyratça kullandığımız oluyor.

Hayli zaman önce televizyon kanallarından birinde, okul çatısında namaz kılarken görüntülenen lise öğrencilerinin haberi verildikten sonra, o sırada stüdyoda konuk olarak bulunan bir iş adamı, spikerin “Ne diyorsunuz?” sorusu üzerine yüzünü ekşiterek fetvayı yapıştırıvermişti: “Çok şükür hepimiz müslümanız. Ama ne demişler; ibadet de gizli, kabahat de.” Spiker, bu epeyce meşhur iş adamına, “İyi de sen İslâmî ölçülerde kabahat, hatta düpedüz günah sayılan sefahat âlemlerini bırak saklamayı, medya mensuplarını çağırarak niçin haber yaptırıyorsun öyleyse?” diye sormadı tabii. Sorsaydı, muhtemelen “Allah’ın bildiğini kulundan niye saklayayım” gibi bir cevap alacaktı.

Sıradan insanlar tarafından servetlerine yahut mevkilerine gösterilen itibarın, akıl ve ilimlerine gösterildiği zehabıyla kimsenin aklını beğenmeyen, doğruyu araştırıp öğrenme ihtiyacı duymayan böyle tuzu kuru modern müslümanlara meram anlatmak zor. Allah muhafaza, Ebu Cehil’i küfründe sabit tutan kibir ve inadın beslendiği bir zeminde durduklarının farkında bile değiller. Fakat malum medyanın, İslâm’ı yaşanılan hayatın bir çeşnisi, ihmal edilebilir bir ayrıntısı gibi sunmakla yükümlü kadrolu ilahiyatçılarından beslenen kitlelerde de “Bana göre” diye başlayan fetva cüretkârlığı yaygınlaşıyor. Bazen ezberlerine ters gelen müslümanca bir duruşu mahkum etmek için, inancımızın incelik taşıyan tabirlerini gelişigüzel kullanabiliyorlar. Samimi müslümanların mükellefiyetlerini ifadaki aleniyetten duydukları rahatsızlığı yine “ibadet de gizli kabahat de” sözüyle haklı göstermeye çalışırken, reklam malzemesi yapılan en küçük yardımları dahi “gizlenecek bir ibadet “ saymıyorlar nedense.

Gizlenmesi tavsiye edilen ibadetler

Böyle tipler de, gençlerin namaz için çatılara çıkmak zorunda kalması da birer ibretlik vakadır muhakkak ama bizim bu vesile ile asıl üzerinde durmak istediğimiz, şu, “ibadet de gizli kabahat de” tabirinin hakikati.

Öncelikle bu söz bir emir değil, tavsiyedir. İbadeti de kabahati de gizlemenin daha doğru, daha faydalı olduğunu öğütler. İkincisi, “ibadet” kelimesi burada sadece nafileleri kast etmek üzere özel yahut dar bir anlamda kullanılmıştır. Eskiden medreselerde okutulan “beyan” ilminde bu tarz ifadeler için “umumu söyleyip hususu kast etmek” tarifi öğretilirdi.

Yani genel bir ifade kullanılmış olsa da o genel kategorinin içinde yer alan küçük bir bölümün anlatılmak istendiğine dikkat çekilirdi.

Nitekim en genel anlamıyla “ibadet”, kulun Allah’a bağlılığını, hürmetini, muhabbetini, şükrünü sunmak; O’nun karşısında aczini itiraf etmek üzere yaptığı bir takım iradî fiillerdir.

Maksat, böylece Allah’ın rızasını kazanmaktır. Dolayısıyla Allah rızası gözetilerek yapılan her fiil, her davranış “ibadet” kapsamına girer. Hayatın hemen her sahasını kapsayan bu kadar geniş çaplı davranışların gizlenmesini istemek, kişinin ferdî dairesinden dışarı çıkmamasını istemektir ki olacak iş değildir. Fıkıh terimi olarak ise ibadetin kapsamı biraz daralır, nasıl yapılacağı Allah ve Rasulü tarafından belirlenmiş namaz, oruç, hac, zekat, kurban, cihat.. gibi mükellefiyetleri karşılar. Bunlar içinde de mesela cuma namazını, haccı, kurbanı, gazayı, bu ibadetlerin şartları gereği, gizlemenin imkanı yoktur.

Kaldı ki “vecibe” olan ibadetler müslümanın şiarıdır. Çevresindeki insanlar, ibadetine bakarak kişinin müslümanlığına şahadet edebilirler. Öte yandan bu ibadetler, Cenab-ı Hakk’a karşı bir borcun edası olmak yanında, fertler kadar toplumların da İslâmî ölçülere göre inşasında rol oynar. Bu çerçevede aşikare yapılması çok zaman bir gereklilik olur.
Yukarda da belirttiğimiz gibi, gizlenmesi tavsiye edilen ibadetler, mükellefiyet alanının dışında kalan “nafileler”dir. “İbadet de gizli, kabahat de” sözündeki “ibadet”i nafile ibadetler olarak anlamak gerekir.

Küçük şirkten emin olmak için

Nafileler; farz, vacip ve sünnet hükmüne dahil olmayan, daha fazla sevap kazanmak maksadıyla kişinin kendi isteğiyle yaptığı ilave yahut fazladan ibadetlerdir. Diğer ibadetler gibi malî de olabilir bedenî de. Ancak islâmî kaynaklarda nafilelerin gizliliği daha çok malî ibadetler, özellikle de sadaka üzerinden mesele edilmiştir.

Aşağı yukarı bütün değerlendirmeler, Hz. Peygamber s.a.v.’e sorulan “Sadakanın gizlisi mi efdal (daha faziletli), açığı mı?” suali üzerine nazil olan, Bakara suresinin “Sadakaları açıkça verirseniz, o ne güzeldir; yok eğer onları gizler, fakirlere bu suretle verirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır.” mealindeki 271. ayeti ekseninde yapılmıştır. Ulemanın ekseriyeti, zekât gibi farz sadakaların aleni, nafile sadakaların ise gizli verilmesinin daha faziletli olacağına hükmetmişlerdir.

Bununla beraber bu bir ihtilaf mevzuu değildir. İmam-ı Gazali rh.a.’in ifade ettiği gibi, “Buradaki ihtilaf meselede değil, insanların hal ve vaziyetlerindedir. Efdaliyyet niyetlerin ihtilafıyla ihtilaf eder. Niyetler de hal ve şahıslar itibariyle değişir.” Bu, şu demektir: Nafile ibadetlerin illa gizli olması veya illa âşikare yapılması daha faziletlidir gibi peşinen verilmiş kesin bir hüküm yoktur. Şartlar ve niyet neyi gerektiriyorsa öyle yapılır. Ne var ki terk edilmesinde bir masiyet olmayan ibadetler yalnızken yapılmıyor da halk arasında yapılıyorsa, güçlü bir riya ihtimali var demektir. Aleni verilen sadakada bir de muhatabı rencide etme tehlikesi söz konusudur. Nafilelerin açıkça edasını daha faziletli kılan “örnek teşkil ederek diğer insanları hayra teşvik” ve “ihlâs” şartlarına sahip olabilmek ise öyle her babayiğidin harcı değildir. Bütün bu sebeplerle nafilelerin gizlenmesi, aşikare yapılmasından evladır. Hz. Peygamber s.a.v.’in “küçük şirk” dediği riya tehlikesinden ancak böyle emin olunabilir.

Gizlemekten murat ne?

Riya vesvesesi ile huzursuz olanlara insanların görmediği yer ve zamanlarda bol bol nafile ibadet yapmaları tavsiye edilir. Şu halde nafile ibadetlerdeki gizlilik, bu ibadetlerin değil, riya vesvesesinden korunmanın geçici bir şartıdır. Arapça “görmek” fiilinden türeyen “riya”, elbette her türlü görüntüyü veya göstermeyi kapsamaz. Bir davranışın tabii olarak görünmesi başka; gösteriş niyetiyle sergilenmesi yahut farkına vardırılması için özel bir çaba sarf edilmesi başkadır. Dolayısıyla “ibadetlerinizi gizleyin” tavsiyesi, mademki riya tehlikesine karşı bir tedbir sadedindedir, nafile bile olsa “ibadetlerinizi mutlaka gizli gizli yapın, kesinlikle göstermeyin” demek değildir. “Mükellefiyet dairesine girmeyen ibadetlerinizi insanların gözüne gözüne sokmayın, bu hususta dikkat çekecek abartılı tavırlardan kaçının, gösteriş yapmayın, kalbinizde olmayanı varmış gibi göstermeyin” telkinidir bu.

Meselenin “kabahat” tarafına bakınca, gizlemenin aslında “var olan bir şeyi açığa vurmamak” anlamına geldiği daha net görülebilir. “Kabahat gizli olsun” denmekle, “gizli gizli kabahat işleyin” tavsiyesinde bulunulmadığı açıktır. Her nasılsa işlenmiş bir günahın, bir çirkin davranışın ifşa edilmemesi istenmektedir. Böyle bir gizleme çabası, insanları aldatmak gibi süflî duyguların değil; pişmanlık gibi, hayâ gibi, yapılan kabahatin başkaları için kötü örnek oluşturmasından endişe etmek gibi soylu duyguların eseridir. Bu şekilde gizlenmesi halinde bazı günahların bağışlanacağına veya bunların kıyamet gününde müminlerin yüzüne vurulmayacağına dair haberler, bu soylu duyguların mükafatı olmalıdır.

Kısaca “ibadet de gizli, kabahat de” sözü, nafile ibadetlerinizin de günah ve kabahatlerinizin de “reklamını yapmayın” demektir. Hal böyleyken, gizlenmesi gereken hayır veya masiyetlerin reklamını yapmayı meziyet sayanların, farzların alenen ifasından rahatsız olması hayli düşündürücü bir durum. Riya tehlikesine karşı tedbir için söylenmiş bir sözü, riyanın adını “imaj” yaparak modernleştirip bunu bir marifetmiş gibi takdim edenlerin bu kadar çok kullanması sizce de manidar değil midir?

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]