* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: İbadet Hayatımız  (Okunma sayısı 172 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı türkiyem

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 2153
İbadet Hayatımız
« : Eylül 19, 2021, 03:23:59 ÖS »
İbadet Hayatımız

“Sen şimdi Rabbini hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol!”

“Ve sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine ibadet et!”

   Her canlı doğar büyür ve ölür. Öyle bir gün gelecek ki bizde ömrümüzü tamamlayıp Allah(cc)’a döneceğiz, bize bu dünyaya tekrar dönme imkanı verilmeyecek. O halde içinde bulunduğumuz dünya hayatı, ahiret hayatımızın temini için bize verilmiş ilk ve son fırsattır. Bizler sonucu kesinlikle olacak bir sınav veriyoruz. Sınav sonrası böyle fırsat bir daha elimize geçmeyecek. Öyleyse yaşamıi olduğumuzun her anın elimize geçen son fırsat olduğunu bilip, dünyaya başıboş gönderilmediğimizin, ibadet sorumluluğumuzun bilincinde olmalıyız. Zira islam dininin özü Allah(cc)’a iman ve ona ibadet etmektir. Kur’an-ı Kerimde ibadet, yartılışımızın sebebi olarak zikredilmiştir.

“Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” Buyurulmuştur.

İbadet,hayatın hiçbir safhasında kayıtsız kalamayacağımız, ölünceye kadar sürdürmemiz gereken temel vazifemizdir. Bizlere ibadet görevini yükleyen Rabbimiz şöyle buyurur: “Sen şimdi Rabbini hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol! Ve sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine ibadet et!”
   
Hz. Ademden Hz. Muhammed (sav) e kadar gelmiş geçmiş bütün peygamerler, yaratılış gayemize dikkat çekmiş, sadece Allah(cc)’a ibadet etmenin insanlık borcu olduğunu belirtmişlerdir. Rabbimiz bu gerçeği Nahl suresinin 36. ayettinde şöyle belirtmiştir:

“Andolsun ki biz, "Allah(cc)'a kulluk edin ve Tâğut'tan sakının" diye (emretmeleri için) her ümmete bir Peygamber(sav) gönderdik. Allah(cc), onlardan bir kısmını doğru yola iletti. Onlardan bir kısmı da sapıklığı hak ettiler. Yeryüzünde gezin de görün, inkâr edenlerin sonu nasıl olmuştur!” Peki, Kur’an-ı Kerimde yüzlerce defa zikredilen ibadet hayatımız, bazı çeşitlerini yerine getirdiğimiz üç-beş sorumluluktan mı ibarettir? Hayır ibadeti hayatın belirli kesimlerine hapsetmek mümkün değildir. Mümini tüm hayatı ibadettir. Yeter ki her hususta bize örnek olan Peygamber(sav) efendimize ittiba etsin, onun yolundan ayrılmasın. Zaten mümini mümin olmayandan ayıran temel husus da budur. İman eden bir kişi attığı her adomon hesabını vereceğini bilir. Allah(cc)’ın rızasına uygun olmasına dikkat eder. Buna mukabil her davranışının sevabını alır. Zaten ibadette her hususta Allah(cc) ve Rasülünün emir ve yasaklarına iteat demektir.
   
Konumuzu örneklerle açmaya çalışalım.

Namaz kılmak, oruç tutak, zekat vermek, hacca gitmek, doğru konuşmak, helal yoldan rızık temin etmek, adaletli olmak, gerçek müminlerle dostluk kurmak ve bütün müminlere merhamet kanatlarını germek ibadettir. Çünkü bunların hepsi Allah(cc)’ın emirleridir. En yakınımızdan başlamak suretiyle, ana- babaya, akrabaya, komşularımıza ve ikramda bulunmak, çocuklarımızı Allah(cc) ve Rasülünün istediği şekilde terbiye etmek, eğitmek, islamı yaşamak ve yaşatmak için azmi gayret sarfetmek de ibadetin ta kendisidir.

Allah(cc)’ın yasaklarından kaçınmakta ibadettir. Zira hiçbir şeyi Allah(cc)’a ortak koşmamak, içki, kumar, zina, zulum, faiz, kibir,  yalan, sözleşmeleri ihlal gibi haramlardan sakınmak ibadettir. Çünkü bunları Allah(cc) yasaklamıştır.
   
Fert ve toplumumuzun ıslahı için çaba sarfetmek, kendi nefsimiz için istediğimiz güzel şeyleri diğer insanlar içinde istemek ibadettir. Bazı müminlerin eksik kavradıkları gibi ibadet, yalnız namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek, hacca gitmek değildir. İbadet çok daha şumullu olduğuna göre, pek tabidir ki mümin, namaz, oruç, hac vb ile yetinmeyip sosyal münasebetlerini ahlak ve adalet esasları üzerine kurmak, bilgisi, sanatı ve mesleği ile de topluma yararlı oldoğu zaman da ibadet etmek durumundadır. Mümin, islam dininin toplumun kültürel, siyasive ekonomik hayatında daha büyük etkinlik kazanabilmesi için azami gayret sarfetmelidir. Hülasa mümin her zaman ve her yerde her iş ve her sözle Allah(cc)’a ibadet edecek, Allah(cc)’ın kullarını gözettiğini zihninden çıkarmayacak. Evt bütün davranışlarımızın ibadete dönüşebilmesi için Allah(cc)’ın bizim için çizmiş olduğu sınırlara dikkat etmeli Onu görüyormuş gibi davranmalıyız. Nitekim bir hadisi şerifinde peygamberimiz şöyle buyurmaktadır: “Allah(cc) bütün söz, iş ve davranışlar üzerine ihsanı(Allah(cc)’a Onu görüyormuş gibi ibadet etmeyi) farz kılmıştır.o halde Allah(cc)’ı görüyormuş gibi ibadet ediniz. Siz Onu görmüyorsanızda O sizi görüyor.”
   
Ahlakla hukukun, fertle toplumun, adaletle merhametin, savaşla sulhun kısaca dünya ile ahiretin bölünmez bir bütün olduğu islam’da her işi ibadet her, ibadeti mutluluk ve huzur haline getiren Allah(cc)’a Onu görüyor gibi ibadet eme duygusudur. Şüphesiz biz onu görmüyorsakta O bizi görüyor.

Bizler dünya hayatımızı mutsuzlaştıran gelişmeler karşısında gerçek anlamda ibadet eden kullar olmak zorundayız.

Hayatımızı Kur’an ve Sünnet çerçevesinde tanzim ederek büroda, fabrikada, okulda, mahkemede, evde dairede hülasa her yerde Allah(cc)’a Onu görür gibi ibadete yönelmeli ve yaşayışımızla özlemini çektiğimiz gerçek islam insanının örneğini vermeliyiz. Nitekim Allah(cc) bir ayet-i kerimede şöyle buyuruyor:
    
“De ki: Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah(cc) içindir.”
   
   Daha önce de işaret ettiğimiz gibi ibadet hayatımızda ısrarla üzerinde durmamız gereken hususlardan biri ibadetlerde sürekliliktir. Allah(cc), bu hususta şöyle buyuruyor:   
               
“(O) göklerin, yerin ve ikisi arasındaki şeylerin Rabbidir. Şu halde O'na kulluk et; O'na kulluk etmek için sabırlı ve metânetli ol. O'nun bir adaşı (benzeri) olduğunu biliyor musun? (Asla benzeri yoktur).”

Hz. Aişe’nin rivayet etmiş olduğu bir hadis-i  şerifte Peygamberimiz: “Allah(cc)’ın en çok sevdiği amel devamlı olanıdır.” Buyurmuştur. Yine Peygamberimiz hangi amelin daha hayırlı olduğu sorusuna “Azda olsa devamlı olanıdır.”  Buyurmuştur.

Abdullah b Amr b el-As(ra)dan rivayet edildiğine göre O şöyle demiştir: Peygamber(Sav) bana “filanca gibi olma geceleri ibadet ederken sonra gece ibadetini bıraktı” buyurdu.

Peygamber(Sav) ibadetlerden gece namazınada çok önem verirdi. Hz. Aişenin rivayet ettiği bir hadis-i şerif şöyledir: “Peygamber(Sav) efendimiz ayakları şişincete kadar geceleri ibadet ederdi.” Bunu üzerine Ya Resulallah geçmişteki ve gelecekteki günahların affolunduğu halde niçin böyle yapıyorsun dedim? “Rabbime şükreden bir kel olmayayım mı?” cevatını verdi.

İbadetlerimizin ilahi emir ve yasaklara uygun olması kadar Allah’ın rızasını kazanmak gayesi ile de yappılmış olması gerekir. İbadeti yalnız ve yalnız Allah’ın rızasını kazanmak için yapmalıdır.

Allah birçok ayet-i kerimede amelleri ihlasla yapmayı emretmektedir.
   
“(Resûlüm!) Şüphesiz ki Kitab'ı sana hak olarak indirdik. O halde sen de dini Allah'a has kılarak (ihlâs ile) kulluk et.”
   
“De ki: Ben, yalnızca sizin gibi bir beşerim. (Şu var ki) bana, İlâh'ınızın, sadece bir İlâh olduğu vahyolunuyor. Artık her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, iyi iş yapsın ve Rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın.”

“ De ki: Ben dinimde ihlâs ile ancak Allah'a ibadet ederim.”

   İmanla beraber kur’an ve sünnet çerçevesi içerisindeki bütün davranışlar ibadet sayıldığı için müminin bütün halleri, ibadet kapsamına girer. Bu sebeple Peygamberimizin hayatını çok iyi okumalı her hususta onun bize örnek olduğunu unutmamalıyız. Takva adına özellikle ibadetlere Peygamberimizden daha fazla düşkünlük göstermek itidalden sapmak doğru değildir. Aşağıdaki hadis-i şerif bu durumu çok çarpıcı bir şekilde ortaya koymaktadır.

Enes (ra) den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:

“Peygamberimiz (sav)in evine üç kişi gelip peygamberimizin ibadetini sordular. Kendilerine haber verilince onu kendileri için azımsadılar ve:

Peygamberin yanında biz neyiz ki? Onun geçmişteki ve gelecekteki günahları yarlıganmıştır, dediler bunlardan birisi

Ben yaşadığım müddetçe bütün gece namaz kıllacağım dedi. Diğeri:

Ömrüm boyunca oruç tutacağım iftar etmeyeceğim dedi. Üçüncüsü de :

Kadınlardan uzak kalacağım ve hiçbir zaman evlenmeyeceğim dedi. Peygamber(sav) bunların yanına geldi, Onlara:

Şöyle şöyle söyleyenler siz misiniz? Dikkat ediniz ! Allah’a yeminederim ki Allah’tan en çok korkanınız ve ona karşı gelmekten ençok sakınanız benim. Böyleyken ben bazan oruç tutuyorum bazanda tutmuyorum. Namaz kılıyorum uyuyorum ve kadınlarla evleniyorum. Buyurdu. Eğer bir kimse benim sünnetimden yüz çevirirse o kimse benden değildir.” Buyurdu.
   
 Hayatımızda en çok korkmamız gereken hususlardan biride riyadır. Allah cümlemizi muhafaza buyursun. Riya öylesine korkunç bir hastalıktır ki, kişiyi sadece ibadetinin sevabından mahrum bırakmaz. Allah’ın azabına da sürükler.

Maun suresinde gösteriş için ve çıkar için namaz kılanların cehennem azabına uğrayacakları bildirilmiştir.
     
“Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, Onlar namazlarını ciddiye almazlar. Onlar gösteriş yapanlardır.”

Peygamberimiz konuyla alakalı bir hadiste şöyle buyurmuştur:

“Kıyamet gününde insanlardan ilk sorguya çekilip hakkında hüküm verilecek (üç kişiden) biri(insanların gerçek )şehit (olduğunu zannettikleri kişi)dir. bu kişi İlahi huzura çıkartılacaktır. Rabbimiz ona verdiği nimetleri hatırlatacak, o da hatırlayıp bilecek, sonra soracak:

Bu nimetler karşılığında ne yaptın? O da cevap verecek:

Allah’ım senin uğrunda savaşıp şehit düştüm. Diyecek ama Rabbimizden şu karşılığı alacak:

(Hayır hayır) sen yalan söylüyorsun, sen ancak sana kahraman denilmesi için savaştın. (Benim rızam için savaşmadın.) Nitekim sen, “kahramandı” şeklinde anıldın.

Bu muhakemeden sonra Rabbimizin emri üzere bu kişi yüzükoyu sürüklenerek cehenneme atılacak”

Peygamberimiz bu hadislerinde gösteriş için harcama yapan mal sahibinin ve şöhret yapmak ve mevki edinmek için konuşan, yazan ve okutan aliminde aynı tarz muhakemeden sonra cehenneme atılacağını bildirmişlerdir.
   
Allah’ın rızasını kazandıracak amelleri insanların takdiri ve övgülerini kazanmak için yapmanın Allah katında böyle bir akıbete uğraması Allah’a ortak koşmak derecesinde bir suç olmasındandır. Zira günahların en büyüğü de Allah’a şirk koşmaktır.

Allah kulunun sadece kendisine ibadet etmesini, samimi ve dürüst olmasını ister.

Rabbim cümlemize bilinç ve basiret versin. Bizi hayatın gayesini anlayarak Rabbine her koşulda samimiyetle yönelen onu görüyormuşçasına ibadet eden kullarından kılsın.

Amin!     

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]