Âdil hukuk
Kur’an’ın içeriğini ve dolayısı ile İslam fıkhını araştırmadan İslamî meseleler hakkında görüş beyan etmek tutarsız ve dayanaksızdır. Hele şanı yüce şahsiyet Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetini idrak etmeden İslam hakkında konuşmak cehalet arz etmekten başka bir şeye yaramaz.
Her kim herhangi bir mesele hakkında görüş beyan edeceği konuda beşerî zafiyet ve kalıplarından sıyrılmadıkça, şartlanmışlık illetinden arınmadıkça iddiaları hiçbir değer ifade etmez ve saçmalamaktan kendini kurtaramaz.
Adalette, yalnızca hak değil hukuk da yerini ve sahibini bulmalıdır. İnsan canına kıyan katil, orantılı olarak karşılığını görmelidir. Hiç kimsenin yaptığı kötülüğün yanına kâr kalacağı izlenimi olmamalıdır. Adalet ilkelerinde böyle açık kapı bırakılmaz. İşlenen suçlar karşılık görmezse bir tarafta hapishanelerin diğer tarafta da mezarlıkların doluluk oranı yükselir. Oysa hayat, adalet ve barışla daha güzeldir. Adalet güven sağlar, barış huzur getirir. Bu konuyu görkemli bir tablo şeklinde sunan bir ayet-i kerimeyi ele alıp değerlendirmek daha anlaşılır bir netice verecektir. Nisa suresinde konu ile ilgili ilkeler zikredilerek bu mesele aydınlığa kavuşmaktadır. Bu netice ancak öncelikle Kur’an’ı iyi anlamakla gerçekleşir.
Kur’an ahkâmında “kısas” vardır ve bu kısas haktır. Fakat bunu tam anlayabilmek için başta Kur’an’ı, beraberinde Sünneti kaynağından alıp öğrenmek gerekir. Gelecek ayette adam öldürme hükmü işlenecektir. Bu mesele hakkında bilgi edinmek için ayet mealinin dikkatle okunması gerekir: Bir mümin, hata hariç bir mümini öldüremez. Yanlışlıkla bir mümini öldüren kimsenin, mümin bir köle âzad etmesi ve ölenin ailesine de bir diyet vermesi gerekir. Eğer ailesi, bağışlar diyetten vazgeçerse diyet ödemez. Öldürülen mümin, düşmanınız olan bir kavimden ise mümin bir köle âzâd etmek gerekir. Ve eğer sizinle kendileri arasında antlaşma bulunan bir kavimden ise ailesine verilecek bir diyet ve mümin bir köle âzâd etmek lâzımdır. Bunları bulamayan kimsenin, Allah tarafından tevbesinin kabulü için iki ay ardı ardına oruç tutması gerekir. Allah Âlimdir bilir, Hakîmdir hikmet sahibidir. (Nisa: 4/92)
Bu ayette adam öldürme olayı hakkındaki yapılan uygulama gerçekte anlamlı açıklama yapmaktadır. Bu hükümler yanlışlıkla vuku bulan adam öldürme olayı hakkındadır. Yanlışlıkla yani hata ile adam öldürme, “canım yanlışlıkla oldu, kasıt yok” gerekçesi ile maktul ve yakınları hiçe sayılıp mağdur edilemez ve bu kâtili mazur gösteremez. Kamuoyunu haksız yere tedirgin edemez. Ceza olarak mümin bir köle azad edecek ve maktulün yakınlarına diyet ödeyecektir. Bu ceza ile iki olumlu netice gerçekleşmiş ve kamu vicdanı rahatlatılmış olacak. Böyle adaletle neticelenen mahkeme toplum güvenini sağlayacaktır.
Pekiyi katil, ya kasden adam öldürürse ne olacak denirse, onun dünyevî ve uhrevî olmak üzere iki hükmü vardır. Biri Maide suresi doksan üçüncü ayette açıklanan ebediyete ait hükümdür. “Kim de bir mümini kasden öldürürse, onun cezası, içinde devamlı kalmak üzere, cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, lânet etmiş ve büyük bir azap hazırlamıştır. (Maide:4/93) Diğer hüküm Bakara suresinde iki ayette zikredilmektedir. Bunlar: “Ey müminler! Kasden öldürülenler hakkında sizin üzerinize kısas farz kılındı.” Ve: Ve bu kısasta sizin için hayat vardır, ey lüb akıl sahipleri! Bununla ittika eder haksız yere adam öldürmekten çekinirsiniz. (Bakara: 2/178,179)
Böylesi önemli bir konuyu bu kadar kısa bir izahla dile getirdik. Fakat konu hakkındaki muhakeme daha anlamlı esasları da içermektedir. Ey müminler! Hak üzere adâleti yerine getirmeye çalışan hâkimler ve Allah için doğru söyleyen şahitler olun. Şahitliğiniz, nefsinizin yahut ana ve babanızla yakın akrabanızın aleyhinde olsun, ister üzerine şahitlik yapılan kimseler zengin veya fakir bulunsun... Allah, ikisine de sizden daha yakındır. Onun için siz, haktan yüz çevirip nefsin arzusuna uymayın. Eğer adâlet üzere hüküm vermekten, şahitliğinizde doğru söylemekten dilinizi bükerseniz veya yüz çevirirseniz, şüphe yok ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır. (Nisa:4/135) Kur’an-ı Kerim’in mahkeme ile ilgili verdiği bu temel değerler, en âdil hukuk olduğuna yer ve gökler şahittir. Tarihî süreçte şimdi bize düşmanlık yapanlar da şahit idiler.
İlhan Oral.