* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Miskal’i Zerre  (Okunma sayısı 88 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 7278
Miskal’i Zerre
« : Mart 06, 2022, 10:34:00 ÖÖ »
Miskal’i Zerre

   “Miskâl’i zerre” büyük davanın temel esaslarından ve büyük kitlelerin bağlı olduğu vecibelerinden yüce bir değer olarak süregelmiştir. Bu yüce değere yürekten inanıp uygulayanlar, büyük fetihlere mazhar olmuşlar, gittikleri yerlerde insanlara güven vermişler.

“Miskâl’i zerre”nin bu kadar etkili oluşunda iman, merhamet, şefkat ve adalet gibi çok yüksek manevi değerler sistemi mündemiçtir. “Miskâl’i zerre” kavram olarak derûnî bir mana ihtiva etmektedir. “Miskâl” şer’î ağırlık birimlerinden biridir. Bu kavram, “zerre” kavramı ile kullanıldığında molekül ya da atom şeklinde değerlendirilir. Netice olarak “miskâl’i zerre” en küçük maddî varlık demektir. Bu kavram ile Kur’an-ı Kerim çok köklü bir şuur aşılamaktadır.

Bu şuur, Allah Teâlâ’ya inanmanın ehemmiyetini, hakka riayetin hassasiyetini, ameli sâlihin rûhaniyetini, sorumlu olmanın ciddiyetini ve net adaletin misakıdır; O lüb akıl sahipleri ki, Allah’ın ahdini yerine getirirler ve verdikleri sözü bozmazlar. (Ra’d:13/20) Bu ayetteki mesaj gerçekten manidardır. Allah’ın ahdini yerine getirmeyen ve verdikleri sözden cayanların aklı ermeyen özürlüler olarak nitelendirilmektedir. Diğer bir ayette de O felaha eren müminler ki, emanetlerine ve verdikleri söze riayet ederler. (Müminûn:23/8) Bu ayette de emanetlerine riayet etmeyen ve verdikleri söze riayet etmeyip cayanlar, felaha eren müminler kalitesini kaybeden zavallılardır. Bu mesaj çok önemli ve ciddi mesajdır.

Nice, Allah’ın ahdini yerine getirmeyen ve verdikleri sözden cayan hem deemanetlerine riayet etmeyen sorumluların, gelip geçici bu fani dünyadan hesaba çekilecekleri gün, nelerin olacağından gâfil olarak ölmeleri çok acı birer kayıp ve nedamettir? O gün insanlar, amellerinin karşılığı kendilerine gösterilmek üzere kabirlerinden fırlayarak bölük bölük çıkacaklar. Artık her kim bir zerre ağırlığında bir hayır işlemiş ise onu görecek ve her kim de zerre miktarı bir şer işlemiş ise onu görecektir. (Zilzal:99/6-8) Kesin sonuç budur!

Böylesi önemli açıklama gösteriyor ki herkesin her görevde âdil olması insanlık icabıdır.

Maalesef demokratik sistemlerde bir parti kaybeder, bir başka parti iş başına geçer. İşte olan bundan sonra olur. İş başına geçen parti yetkilileri, diğerlerini tasfiye etmeye başlar. Yani, “Miskâl’i zerre” çok uzaklarda kalır. Zülüm ve haksızlıklar birbirini kovalar.

Maalesef burada adam kayırma kargaşası hortlar. Kargaşa ve curcunada ehliyet, liyakat ve adalet ilkeleri “geçer akçe” olmaktan çıkar.

Dayıoğlu, amcaoğlu, kayınbirader ve daha niceleri devletin sütü kesilmez memesine yapışır. Bu haksızlığı hangi parti yaparsa yapsın haksızdır. “Sen yaparsan suç olur, ben yaparsam hak olur” saçmalığı da kimseye artı değer katmaz. Üstelik insanın ikiyüzlülük tasması sarkmaya başlar. Yapanın kendine güveni kalamaz, söner.

Unutmayalım ki büyük yangınlar bir kıvılcım ile başlar. Büyük davalar da içi yüksek değerlerle yoğunlaşmış kavramlarla başlar. İçi yüksek değerlerle yoğunlaşmış kavramlardan biri “kıvam” terimidir. Yanlış iş yapan insan bu “kıvamlardan birini” kaybetti mi birçok değerini birden kaybeder. “O Erkekler, kadınlarına kıvamında adamlardır.” (4/34 ) “Gerçekten bu Kur’an, insanları en kıvamında hidayete eriştirir. (17/9) “İşte bu, kıvamında dindir.” (98/5) “Allah o İlâhtır ki Kendisinden başka ilâh yoktur. Haydır; ölümsüz diridir, Kayyumdur, kıvamında sonsuz ve dâima etkin Kudrettir.

(2.255) Allah Teâlâ öyle kıvamında sonsuz Kudrettir ki, yarattıklarını bile kıvamında yaratmıştır. Hele bir dikkat eder misiniz? O, yedi göğü, birbiri üzerinde tabaka, tabaka yarattı, Rahman’ın yaratmasında bir aykırılık, uygunsuzluk görmezsin. Gözünü döndür de bak, bir bozukluk görüyor musun? Sonra gözünü iki kez daha döndür bak. Göz aradığı bozukluğu bulmaktan umudu keserek hor ve bitkin bir halde sana döner. (Mülk: 67/3,4) Bu yüce beyanlarda da görüldüğü gibi bir boşluğu, bir çatlağı olmayan bu büyük âlemi yaratan O kayyum Allah her şeyde “Miskâl’i zerre” gerçeğini göstermiştir. Bu şuurda olmayanları korkunç bir ifade ile uyarmıştır.

Kendilerine peygamberler gönderilmiş olanlara mutlaka soracağız ve gönderilen peygamberlere de elbette soracağız. (A’raf:7/6) Bu şuurda olmayan, acınacak insandır.

“Miskâl’i zerreyi” esas alarak herkese hasbice hizmet vermek, iman meselesidir.

Tevhid yolunun bitmez enerjisi “Miskâl’i zerredir.” Esselamu aleykum.

İlhan Oral.