* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Oruç İlmihali 1  (Okunma sayısı 267 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Oruç İlmihali 1
« : Mayıs 01, 2021, 12:59:00 ÖS »
Oruç İlmihali  1

Ön Söz

     Bu dünyada varoluşumuzun gerçek amacı, yaratanımızı tanımak ve O’na ibadet etmektir. İbadet, inanan insanın inandığı varlıkla iletişimidir; Allah’a olan sevgi, saygı ve bağlılığın bir göstergesidir.

     Hiç şüphesiz, yerine getirdiğimiz ibadetin anlamını, amacını ve hikmetini bilmek ve bunu gözetmek de ibadet etme bilincinin bir parçasıdır.

Dinî bir görev olması yanında ibadet, hem bireysel hem de toplumsal olarak eğitici ahlakî bir işleve sahiptir. Söz gelişi, İslâm’ın beş temel esasından biri olan oruç ibadeti, diğerlerinden farklı olarak bazı şeyleri yapmama esasına dayanır. Diğer bir ifade ile oruç pasif bir yapı arz eder.

Bu bakımdan dinin vaz geçilmez prensibi olan samimiyet ve gösterişten uzak oluş, en üst düzeyde oruç ibadetinde kendini gösterir. Bu niteliği ile oruç bir irade, sorumluluk, sabır ve samimiyet eğitimi programı, Ramazan ayı da bu programın uygulandığı süreç konumundadır.

     Geçmişten günümüze Müslümanlar, oruç ibadeti ve oruç ayı olan Ramazan’a layık olduğu önemi atfetme gayret ve samimiyeti içinde olmuşlardır.

     Ramazan ve oruç ibadetinin kültür hayatımıza bıraktığı izler yüzyıllardan beri varlığını sürdürmektedir. Ne mutlUki milletimiz asırlardan beri yaşanan Ramazan ve oruç heyecanını aynen yaşamaya devam etmektedir. Gelişen bilişim imkânları sayesinde bu azim ve heyecan daha büyük kitleler halinde yaşanır olmuştur.

     Dinî hayatın yaşamasında bilgilenme aşaması her şeyden önce gelir. Hakkında bilgi sahibi olunmayan ya da gereği kadar bilinmeyen bir şeyin uygulanması ve ondan sonuç alınması mümkün değildir. Bu diğer ibadetlerde olduğu gibi oruç ibadeti için de söz konusudur. Önemli olan günün belli saatlerinde “aç ve susuz” durmak değil oruç ibadeti ile elde edilmesi amaçlanan yararlara ulaşmaktır. Bu da Peygamber Efendimizin uygulayıp öğrettiği esaslara uygun olarak oruç tutmakla sağlanabilir. Böyle yapıldığı takdirde oruç ibadetinin manevi tadına ulaşılacak, inşallah yapılan ibadet kabul edilecektir.

     Elinizdeki eser, oruç ibadetinin gerektiği şekilde yerine getirilmesi konusunda Müslüman milletimize yardımcı olmak amacıyla kaleme alınmıştır. Eserde mümkün olduğu kadar sade ve anlaşılır bir dil kullanılmaya çalışılmıştır.

     Eser, bir giriş ve dört bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde “Ramazan ayı ve fazileti”, birinci bölümde “oruç ibadeti, önemi ve fazileti”, ikinci bölümde “orucun farz oluşu ve çeşitleri”, üçüncü bölümde “oruçla ilgili dinî hükümler”, dördüncü bölümde “Ramazan ve oruç sevinci: Bayram” konuları işlenmiştir.

İşlenen konulara delil teşkil eden ayet ve hadisler orijinal metinleri ile birlikte verilmiştir.

     Çalışmanın milletimize yararlı olması en büyük dileğimizdir. Başarı Allah’ın lütfu iledir.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI

Giriş

Ramazan Ayı ve Fazileti

     Ramazan ayı, kamerî aylardan adı Kur’ân’da geçen tek aydır. (Bakara, 2/185) İslâm’ın beş temel esasından biri olan oruç ibadetinin Ramazan ayında yerine getiriliyor olması, bu ayın önemini ortaya koymaktadır.

I.   KAVRAMSAL ÇERÇEVE

     1.  “Ramazan” Kelimesinin Anlamı

     Bu kelimenin hangi kökten geldiği dolayısı ile anlamının ne olduğu konusunda çeşitli görüşler bulunmaktadır:

     a) Ramazan kelimesi, güz mevsiminin başında yağıp yeryüzünü tozdan temizleyen yağmur anlamındaki “ramdâ ضى َم ْر “َkelimesinden türetilmiştir. Bu yağmur, yeryüzünü yıkayıp temizlediği gibi Ramazan ayı da iman edenleri günahlardan yıkayıp temizler.

     b) Ramazan kelimesi, güneşin şiddetinden taşların son derece kızması anlamındaki “ramada ض َمَر “َkelimesinden türetilmiştir. Bu kökten türeyen “Ramazan” kelimesi, kızgın yerde yalın ayak yürümekle yanmak demektir. Bu kelime, İslâm’ın beş temel esasından biri olan orucun tutulduğu aya özel isim yapılmıştır. Bu ayda Allah için oruç tutularak açlık ve susuzluk çekilir ve böylece orucun harareti ile günahlar manen yakılır.

     c) Ramazan kelimesi, kılıcın namlusunu veya ok demirini inceltip keskinleştirmek için iki kaygan taş arasına koyup dövmek anlamındaki “ramada ض َمَر “َkelimesinden türetilmiştir. Araplar silahlarını bu ayda bileyip hazırladıkları için bu isim verilmiştir.

     d) Ramazan kelimesi, Allah’ın güzel isimlerinden biridir. Allah’ın rahmeti sayesinde âdeta yanıp yok olması dikkate alınarak oruç tutulan aya bu isim verilmiştir. Bu anlamda “şehr-i Ramazan”, “Allah’ın ayı” demektir. (Yazır, I, 642-644)

     Ramazan kelimesinde; temizlik, yanmak ve keskinlik anlamları vardır. Ramazan ayında oruç ve diğer ibadetlerle Allah’a yönelen müminler, günahlarından temizlenir, arınır, bilinçlenir, iman ve ahlak bakımından keskinleşir, kuvvetlenir.

     2. Ramazan Ayı

     Kamerî ayların başlangıcı ve bitişi ayın hareketleri esas alınarak belirlenir. Ayın hilal şeklinde görülmesinden itibaren tekrar hilal şeklinde görülmesine kadar geçen süre bir “ay”dır. Bu süre, bazen 29 gün, bazen 30 gün olur. Bu sebeple Ramazan ayında oruca başlayabilmek için ayın gökte hilal (yeni ay) halinde göründüğü zamanı belirlemek gerekmektedir. Ne var ki hilali görmek her zaman mümkün olmamakta bu sebeple Ramazanın girip girmediğinde, ya da sona erip ermediği konusunda şüphe doğmaktadır.

     Hz. Peygamber (s.a.s.) Ramazanın başını ve sonunu belirleme yöntemini bildirmek ve hilalin görülemediği durumlara da pratik bir çözüm getirmek üzere şöyle buyurmuştur:

     “Hilali Ramazanın başında görünce oruca başlayınız ve onu Şevval ayının başında görünce bayram ediniz. Hava bulutlu olur da hilali göremeyecek olursanız ayın sonunu takdir ederek belirleyiniz (ayı otuza tamamlayınız.)” (Buhârî, “Savm”,5 )

     “(Ramazan) Hilalini görmedikçe oruca başlamayın, (Şevval) hilalini görmedikçe oruca son vermeyin. Hava bulutlu olursa ayın sonunu takdir ederek belirleyiniz (ayı otuza tamamlayınız.)” (Buhârî, “Savm”, 11)

     Buna göre Ramazanın girdiğini tespit emek için Şaban ayının 29’unda hilali gözlemek gerekmektedir. Yine Ramazanın çıktığını, Şevvalin girdiği ve bayramın geldiğini anlamak için de Ramazanın 29’unda hilali gözlemek gerekmektedir.

     Hilalin güneşin batışından sonra görülmesi esastır. Gündüzün görülen hilale itibar edilmez. İslâm bilginlerinin büyük çoğunluğu bu görüştedir.

     Acaba, Ramazanın -ve diğer ayların- başladığını yahut bittiğini belirlemek için hilalin mutlaka biyolojik gözle görülmesi şart mıdır, yoksa hilalin “görülmesi”nde astronomik hesap yöntemine başvurulabilir mi?

     Yukarıda zikrettiğimiz hadisin zahiri (ilk bakışta bıraktığı intiba) esas alınacak olursa hilali biyolojik gözle görmenin şart olduğu söylenebilir. Çünkü hadiste açıkça “hilali görmek”ten bahsedilmekte ve hilal görülmedikçe oruca başlanmaması veya son verilmemesi emredilmektedir.

     Aslolan hilalin görülmesi olup, görülme yöntemi değildir. Kur’ân dili Arapça’da görmek anlamındaki “rü’yet” kökü, “bilmek”, “inanmak” anlamlarına da gelmektedir. Şu halde zikrettiğimiz hadis-i şerif, hilali mutlaka çıplak gözle görme konusunda bağlayıcı değildir. Bunu Hz. Peygamber’in şu hadis-i şerifi desteklemektedir:

     Peygamberimiz (s.a.s.)

     “Biz ümmî bir toplumuz, hesap ve okuma yazma bilmeyiz. Ay şöyle ve şöyle yani bazen 29 bazen 30 gün olur” (Buhârî, “Savm”, 11) buyurmuştur.

     Hadisten anlıyoruz ki, ayların belirlenme yöntemlerinden biri de hesaplama yöntemidir. Ancak bu yöntem bilinmediğinden uygulanamamıştır. Fakat Peygamberimizin döneminde hesap yapma imkânı olmadığı için Rasûlullah biyolojik gözle görme yöntemini öngörmüştür.

     Ne var ki bu yöntem de -havanın bulutlu ve tozlu olması gibi sebeplerle- sonuç vermeyebilmektedir. Bu sebeple de Hz. Peygamber (s.a.s.) içinde bulunulan ayı otuza tamamlamayı emretmiştir. Dikkat edilirse bu uygulamada Ramazanın girmemiş yahut çıkmamış olması durumu söz konusudur. Çünkü hava bulutludur ve yeni hilalin doğmadığı var sayılarak mevcut ayın devam ettiği kabul edilmektedir. Hâlbuki yeni ayın doğmuş olması ihtimali de söz konusudur.

     Böyle olmak zorundaydı, çünkü Rasûlullah’ın dönemi için başka seçenek yoktu. Tekrar ederek söyleyelim ki, yeni hilalin doğduğunu kesin olarak ortaya koyan hesap yöntemi bilinseydi Rasûlullah böyle bir riskin ortaya çıkmasına izin verir miydi?

     Buradan hareketle şunu söyleyebiliriz: Sırf hadisin zahiri, hilali biyolojik gözle görmeyi gerektiriyor diye, bu riske katlanarak illa da gözle görmekte ısrar etmek sünnetin ruhuna aykırı düşer.

     Ayı gözlemleme işi astronomik bir işlemdir. Astronominin esası ise hesaptır. Çünkü gök cisimlerinin hareketleri belli bir ölçü ve hesaba göre gerçekleşmektedir. (Enbiya, 21/33; Yasin, 36/40) Özellikle çağımızda son derece gelişmiş bulunan astronomi bilimi verileri sayesinde gelecek birkaç yıl içinde hilallerin doğuş zamanları rahatlıkla ve kesin bir şekilde belirlenebilmektedir.

     Ramazan hilalinin tespitinde hesap yönteminin esas alınması ibadetlerde kolaylık prensibini bu açıdan hayata geçireceği gibi her yıl Ramazan öncesi Müslümanlar arasına ortaya çıkan tereddüt ve ayrışmalara da engel olacaktır.

     Ramazan hilalinin tespiti konusunda gündeme gelen başka bir problem de “ihtilaf-ı metali” meselesidir. İhtilaf-ı metali, dünyanın yuvarlak olması sebebiyle hilalin doğuş vaktinin ve yerinin farklı olması demektir. Bu küresel gerçeklik sebebi ile bir yerde görülen yeni hilal, aynı anda dünyanın başka bir bölgesinde görülemez. Bu durum şöyle bir soruyu ortaya çıkarıyor:

     Dünyanın farklı yerlerinde yaşayan Müslümanlar, hilalin kendi bölgelerinde görülmesini esas alacaklar (ihtilaf-ı metalie itibar edecekler) mi; yoksa dünyanın herhangi bir yerinde hilalin görülmesi ile diğer bütün bölgelerdeki Müslümanlar için hilal görülmüş kabul edilecek (ihtilaf-ı metalie itibar edilmeyecek) midir?

     Bu soruya İslâm âlimlerinin çoğu “ihtilaf-ı metalie itibar edilmez, yani dünyanın bir yerinde hilal görülünce diğer yerlerde de görülmüş kabul edilir” cevabını vermişlerdir.

     Şafiî mezhebine göre ise ihtilaf-ı metalie itibar edilir. Dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan Müslümanlar, hilalin kendi bölgelerinde görülmesi ile oruca başlarlar. (Şirâzî, II, 593- 594)

     Ramazanın başlayıp başlamadığı konusunda ortaya çıkan farklı görüşler Müslümanların ibadet şevkini kırmakta, Giriş 19 Ramazan ayının ve orucun Müslümanlarda sağlaması beklenen birlik ruhunu zedelemektedir. Bu sebeple “ru’yet-i hilal” tartışmalarına son vermek ve ibadetin sağlayacağı manevi havadan olabildiğince yararlanmak gerekiyor. Bunun en pratik yolu ise, ihtilaf-ı metalie itibar etmemek ve hilalin çıplak gözle görülebilirliği esasına dayalı olarak yapılan astronomik hesap yöntemini uygulamaktır. Müslümanlar arasında gerginlik ve ayrılıklara sebep olmamak kaydı ile dileyenler bireysel olarak hilali gözle görme yöntemini uygulayabilirler.

Doç. Dr. İsmail Karagöz.

Doç. Dr. Halil Altuntaş.

Abdul Mevla Murat.

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]