Gönderen Konu: Amel Defterini Kapatmayan İbade (Okunma sayısı 131 defa)

fanidunya NET · « : Aralık 18, 2022, 08:41:25 ÖÖ »

Amel Defterini Kapatmayan İbadet

سَبْعٌ يَجْرِي لِلْعَبْدِ أَجْرُهُنَّ مِنْ بعْدِ مَوْتِهِ، وهُو فِي قَبْرِهِ: مَنْ عَلَّمَ عِلْمًا، أَوْ كَرَى نَهْرًا، أَوْ حَفَرَ بِئرًا، أَوْ غَرَسَ نَخْلًا، أَوْ بَنَى مَسْجِدًا، أَوْ وَرَّثَ مُصْحَفًا، أَوْ ترَكَ وَلَدًا يَسْتغْفِرُ لَهُ بعْدَ مَوْتِهِ.

“Yedi şeyin sevabı kişinin ölümünden sonra o kabrindeyken bile devam etmektedir: ilim öğreten, su kanalı yapan, su kuyusu açan, ağaç diken, mescit inşa eden, Mushaf miras bırakan ve ölümünden sonra kendisi için mağfiret dileyecek bir evlat yetiştiren.”
(Müsned-i Bezzar, XIII, 483; Beyhaki, Şuabu’l-İman, V, 122.)

Kulun, imanına sadakatinin göstergesi olarak hayır adına yapmış olduğu her bir hayırlı amel demek olan sadaka, sevabının devamlılığı açısından iki kısma ayrılmaktadır. Birincisi, yedirmek, içirmek, ayni veya nakdî yardımda bulunmak gibi tesiri bir müddet devam eden hayırlı işlerdir. İkincisi ise yapılan güzel amel, tesirini sürdürdüğü müddetçe sevabı devam eden, kişi ölse bile amel defterinin açık kalmasını sağlayan eylemlerdir. Sevabı ve getirisi sürekli olup nesiller boyu devam edebilen bu tür sadakalara “sadaka-i cariye” denilmiştir. İşte yukarıdaki hadiste sadaka-i cariyeye dair birtakım örnekler verilmiştir.

İlim öğretmek

Hiç şüphesiz İslam, ilme ve öğrenmeye büyük önem vermiştir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.) “Âlimin âbide üstünlüğü, benim sizin en aşağı derecede olanınıza üstünlüğüm gibidir. Şüphesiz ki Allah, melekleri, gök ve yer ehli, hatta yuvasındaki karınca ve balıklar bile insanlara hayrı öğretenlere dua ederler.” (Tirmizi, İlim, 19.) buyurmak suretiyle ilim sahibi olmanın ve bunu başkasına aktarmanın ehemmiyetini ortaya koymaktadır. Elbette burada kastedilen sadece dinî ilimler değildir. Kişinin dünyasına ve ahiretine fayda sağlayacak her ilim bu kapsamdadır.

Dolayısıyla faydalı ilmi tahsil ettikten sonra eserler yazmak ve talebeler yetiştirmek de bir sadaka-i cariyedir. Böyle bir sadaka-i cariye sayesinde kişinin -ürettiği veya öğrettiği ilimden istifade edildiği müddetçe- amel defterine sevap yazılmaya devam edecektir.

İnsanların su ihtiyacını karşılamak

Su hayattır; bütün canlılar için olmazsa olmaz bir nimettir. Böylesine bir nimeti insanların istifadesine sunmak için çeşmeler ve su kanalları yaptırmak, su kuyuları açtırmak en güzel sadakalardan biridir. Nitekim Hz. Peygamber’in (s.a.s.) en faziletli sadakanın su ikram etmek olduğunu (Müsned-i Ahmed, XXXVII/124.) beyan etmesi, bu hususu açıkça desteklemektedir. Bu amaçla günümüzde, Türkiye Diyanet Vakfı başta olmak üzere pek çok sivil toplum örgütü, temiz ve içilebilir suya erişimin olmadığı yerlerde su kuyuları açtırmaktadır. Söz konusu kuyuların açılmasına katkı sağlayanların amel defterleri, çıkan sudan insanlar, hayvanlar ve bitkiler yararlanmaya devam ettiği müddetçe açık kalacaktır.

Ağaç dikmek

Biz, “Sizden birinin elinde bir fidan varken kıyamet kopacak bile olsa gücü yeterse o fidanı kıyamet kopmadan muhakkak diksin.” (Buhari, el-Edebül-Müfred, s. 168.) diyen bir peygamberin ümmetiyiz. Dolayısıyla gölgesinden ve meyvesinden insanların ve hayvanların istifade edeceği ağaçlar dikmek de bizim için bir sadaka-i cariyedir. Diktiğimiz bir ağaç doğaya oksijen salmaya, bir kuşa yuva ya da bir yolcuya gölge olmaya devam ettikçe amel defterimiz açık kalacaktır.

Cami ve mescit inşa etmek

Camiler ve mescitler, Allah’ın evi, Kâbe’nin birer şubesidir. Allah’a kulluk yapılan böyle mukaddes mekânların imar ve inşasına katkıda bulunmak da en kıymetli sadaka çeşitlerindendir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de “Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe inanan, namazını kılan, zekâtını veren ve yalnız Allah’tan korkup çekinen kimseler imar edebilirler. İşte bunların doğru yolu bulanlardan olmaları umulur.” (Tevbe, 9/18.) buyrulmak suretiyle bu noktada katkısı bulunanlar âdeta tezkiye edilmiş ve övülmüştür. Cami veya mescitlerin inşasında bir tuğla bile olsa katkıda bulunan kimsenin amel defterine, o yerde Allah’ın adı anıldığı ve kulluk yapıldığı müddetçe hayır ve hasenat yazılacaktır. İşte bu bilincin bir yansıması olarak tarih boyunca necip milletimiz, camilerin inşa ve imarında son derece özverili davranmış ve gerek yurt içinde gerekse yurt dışında yapılan camilere katkılarını hiçbir zaman esirgememiştir.

Mushaf vermek

Hadiste miras olarak Mushaf bırakılması da sadaka-i cariye olarak nitelendirilmiştir. Esasında Hz. Peygamber’in (s.a.s.) bu sözünü, insanları Kur’an ayetlerini yazmaya teşvik sadedinde söylediğini düşünmek mümkündür. Bu sayede Kur’an ayetleri daha çok yazılmak suretiyle hem pek çok kişiye ulaşmış olacak hem de Kur’an’ın günümüze eksiksiz bir şekilde gelmesine katkı sağlanacaktır. Matbaanın icadıyla birlikte çok sayıda ve kolayca baskı imkânının olması nedeniyle günümüzde Mushaf yazımına eskisi gibi ihtiyaç duyulmayabilir. Ne var ki hâlâ eline Kur’an değmemiş insanları düşündüğümüzde Mushaf yazmak şeklinde olmasa da basılmış Mushafları ihtiyacı olan insanlara ulaştırmanın çok önemli bir hayri faaliyet olacağı izahtan varestedir. Bu noktada yine Türkiye Diyanet Vakfının, “Hediyem Kur’an Olsun” kampanyasıyla kişilere sadaka-i cariye olacak Mushafları dünyanın dört bir yanına ulaştırdığını hatırlatmak isteriz.

Salih evlat yetiştirmek

“Bir yıl sonrasını düşünüyorsan tohum ek; on yıl sonrasını düşünüyorsan ağaç dik; yüz yıl sonrasını düşünüyorsan insan yetiştir.” diye meşhur bir Çin atasözü vardır. Bir Müslümanın bakış açısı da bundan farklı değildir. Zira hayırlı bir evlat yetiştiren hem dünyasını hem de ahiretini imar etmiş olur. Kişi ölse bile yetiştirdiği salih evladı hem hayırlı ameller yaptıkça hem de kendisini yetiştirenlere dua edip onlar için istiğfarda bulundukça onu yetiştirenlerin amel defteri kapanmayacaktır. İşte bu noktada Hz. Peygamber (s.a.s.) “İnsan ölünce üç şey dışında ameli kesilir. Sadaka-i cariye (faydası kesintisiz devam eden hayır), kendisinden faydalanılan ilim ve dua eden hayırlı evlat.” (Müslim, Vasiyet, 14.) buyurmuştur.

Görüldüğü üzere, öldükten sonra da Müslümanın amel defterine hayır hasenat yazılabilmektedir. Hz. Peygamber’in (s.a.s.) örnek kabilinden zikrettiği bu amelleri çoğaltmak elbette mümkündür. Kısaca, kişinin hayatta iken tesiri yıllarca devam edecek şekilde yapacağı her bir güzel davranış, sadaka-i cariyedir.

Rabbim bizleri, amel defterimizin açık kalmasını sağlayacak sadaka-i cariye mahiyetinde olan hayırlı işler yapmaya muvaffak kılsın.

Âmin.

RADYO FANİDUNYA FM.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Amel Defterini Kapatmayan İbade (Okunma sayısı 131 defa)

fanidunya NET

Amel Defterini Kapatmayan İbade

BENZER KONULAR