Kader'in Dinimizdeki Yeri ve Anlamı
Kader konusuna geçmeden önce bazı tespitleri zikretmekte yarar vardır:
Kader konusu Kur’an’da iman esaslarından biri olarak geçmez. Kur’an’da geçen “kader” lafzı da aynı meseleyle ilgili iki ayeti dışarıda tutacak olursak bildiğimiz anlamdaki kader anlamında değildir. Söz konusu aynı meseleyle ilgili iki ayet de insanın sorumluluk konusuna giren bir meseleyi anlatmamaktadır.
Bildiğimiz anlamdaki “kader”in imanın bir esası olarak zikri, hadis rivayetlerinde geçmektedir. Ancak hadis rivayetlerinde emri bi’l-ma’ruf ve nehyi ani’l-münker, cihad gibi hususlar da imanın esasları arasında zikredilmektedir.
Amel-iman ilişkisi konusundaki anlayışından dolayı Ehl-i Sünnet “kader”i imanın bir esası olarak alırken amelle ilgili meseleleri almamıştır. Çünkü Ehl-i Sünnet’e göre amel imandan değildir; iman kalple ilgilidir. Mutezile ise yine iman-amel ilişkisi konusundaki anlayışından dolayı emri bi’l-ma’ruf ve nehyi ani’l-münkeri imanın esasları arasında zikretmektedir.
Kader konusu soyut bir mesele ve çok yönlü meseleleri barındırdığından soyut meseleler üzerinde düşünme alışkanlığı olmayanlar –ki insanların büyük çoğunluğu böyledir- anlaşılması güç bir meseledir. Özellikle öncesinden bu konuda şu veya bu görüşe şartlanmış olanların anlatılacakları anlamaları neredeyse mümkün değildir. Bu sebeple böyle kimselerin yukarıda sözünü ettiğim tespitleri de anlatacaklarımı da anlamalarını beklemiyorum.
Bu girişten sonra kader meselesi ve günümüz Müslümanlarının konusundaki algısı konusuna geçebiliriz.
Kader lügatte, ölçü, bir şeyi ölçüye göre tayin ve tespit etmek, (İbn Manzur,Lisânü'l–Arab) bir şeyin varacağı nihayet, onun mahiyeti gibi anlamlarda kullanılır. (İbnu Faris, Mu’cemuMakayisi’l-Luğa, k-d-r maddesi).
Kur'ân-ı Kerîm'de kader kelimesi, hem isim hem de fiil formlarında ve lügat manasıyla uyumlu olarak kullanılmaktadır. Kelime türevleriyle birlikte birçok ayette geçmektedir. Kelimenin geçtiği ayetlerden bazılarını görelim:
إِنَّا كُلَّ شَيْءٍ خَلَقْنَاهُ بِقَدَرٍ
“Her şeyi bir ölçüye göre yarattık” (54 Kamer 49)
Yüce Allah ayette her şeyi ölçü ve kurallara bağladığını bu ayette anlatmaktadır. Ayetin bağlamı göz önünde bulundurulduğunda evreni ilgilendiren hususlar yanında toplumların helak edilmeleri vs. gibi hususların da ölçü ve kurallara bağlı olduğu hususu ayetin kapsamı içerisindedir.
وَالْقَمَرَ قَدَّرْنَاهُ مَنَازِلَ
“Ay için de uğrak yerleri düzenledik” (36 Yasin 49). Yani ayın hareketlerini de ölçü ve kurallara bağlanmıştır.
Kelimenin insanla ilgili kullanışlarında da yine lügat manası gözetilmiş ve insanın sorumlu tutulmadığı alanlarla ilgili olarak kullanılmıştır. Kimin ne zaman, nerede yaratılacağını, erkek mi kadın mı olacağını, ne zaman ve nerede öleceğini, sağlam mı sakat mı doğacağını önceden belirleyip yazmıştır. Belirtelim ki insan bu gibi hususların hiçbirinden sorguya çekilmeyecektir. İnsanın sorguya çekileceği hususlar; iradesi dâhilinde olan ve yapıp yapmamakta serbest olduğu din kapsamı içerisinde yap yahut yapma dedikleridir. Ayrıca Allah, insanları yargılarken onların imkânlarını göz önünde bulunduracak ve imkânları nispetinde onları sorumlu tutacaktır. Adaleti bunu gerektirmektedir.
Bildiğimiz anlamdaki “kader” konusuyla ilgili kelimenin kullanımı aynı aynı meseleyle ilgili iki ayette geçmektedir. Mesele Hz. Lut’un karısının helak edilenlerden olduğu meselesidir. Ayetler şöyledir:
إِلاَّ امْرَأَتَهُ قَدَّرْنَا إِنَّهَا لَمِنَ الْغَابِرِينَ
“Yalnız karısı müstesna; onun da helak edilenlerden olmasını takdir ettik” (15 Hicr 60)
إِلَّا امْرَأَتَهُ قَدَّرْنَاهَا مِنَ الْغَابِرِينَ
“Karısı hariç. Onun helak edilenlerden olmasını takdir ettik” (27 Neml 57)
Her iki ayette Allah, Hz. Lut’un karısıyla ilgili verdiği hükmü belirtmekte ve onun da helak edilenler arasında olacağı haber verilmektedir.
Bu iki ayette kullanılan kader kelimesinin bildiğimiz kaderle bir ilişkisi olmakla birlikte söz konusu kadının amelleriyle ilgili değil, amelleri sebebiyle helak edilmesi yani eceliyle ilgilidir.
Konuyla ilgili rivayetlerden ve oluşan İslam kültüründen hareketle insanın sorumlu olduğu alanlarda “kader” kelimesinin kullanılmasını çok sakıncalı bulduğumu söylemek istemiyorum. Kavrama yüklediğimiz anlam elbette bundan çok daha önemlidir.
Prof. Dr. Mehmet Sait Şimşek