Kainatın Hassas Terazisi Hepimizin Kaderi
Allah büyük!
Aklın sınırlarının zorlandığı bir mevsimdeyiz. Elimizde kala kala iki kelime kaldı: Allah büyük! Ve bizler biliyoruz ki, o iki kelime yeryüzünde seslendirilen bütün kelimelerden daha çok, daha büyük, daha derindir. Kederliyiz evet, ama asla küskün, yılgın, yorgun değiliz. Tabiatı icabı sınırları olan kötülükten, sonu ve hiçbir sınırı olmayan bir merhamete sığınıyoruz.
Her kirlendiğimizde avuçlarımızla o sonsuz rahmet deryasından bir avuç alıyor, onunla hem kendimizi, hem hayatı, hem zamanı arındırıyoruz.
Kötülükle atılmış her adım, iyiliği, saflığı, temizliği daha iyi kavramamıza sebep teşkil ediyor. Kim olmadığımızı daha iyi görmemizi sağlıyor. Vicdanımızı kaybedersek, neye benzeyeceğimizi de... Bunun içindir ki biz, bulunduğumuz yerden, ayağımızı bastığımız topraktan, soluduğumuz havadan, varolduğumuz iklimden vazgeçeceklerden değiliz.
Yaşadıklarımız bizi kederlendirse de, sarsıntılarını ruhlarımızda şiddetle yaşasak da biz daima dimdik ayakta kalacağız. Kederimiz ve sarsıntımız, inandıklarımızla ilgili tereddütlerimizden değil, yeryüzünde insan kılığında dolaşan başkalarının kendi ruhlarına sürdükleri lekeleri görmekten olacaktır. “Allah büyük!” diyemeyenlerin kendi varlıklarını günden güne nasıl küçültmekte olduklarına şahitliğimizden olacaktır. Bu keder ve sarsıntıyla, insana bağışlanan en yüceltici armağan olduğunu bir kere daha fark ettiğimiz “vicdan”larımız için sonsuz şükürler ediyoruz.
Hayatın başı ve sonu olan kısacık bir hevesten ibaret olduğunu elbet biliyoruz. Bunun için en gür sesimiz de, en derin fısıltımız da tereddütsüz aynı şeyi söylüyor: Allah Büyük! Onun vaat ettiği hayat sonsuz... O hayata kötülük asla giremeyecek. Bu dünyada karşımıza çıkarılan zulüm ve kötülüklere sabırla, metanetle, izzetle ve dirayetle karşı duruyoruz. Biliyoruz ki yeryüzünde “Allah büyük!” diyecek son bir nefis, son bir nefes varolduğu sürece hakikatin sırtı yere gelmeyecek. Her zulüm kendini tüketecek. Her kötülük iyiliği yüceltecek. Her haddini bilmezlik hadleri daha da görünür kılacak. Kim bize yapıp ettikleriyle umudumuzu kıracağını zannediyorsa gaflettedir. Karşımıza çıkan kötülük ne kadar büyük olursa, sahip çıkmamız gereken çok daha büyük bir iyilikle nimetlenmiş olduğumuza inanıyoruz biz.
Ne kadar azgınlaşırsa ihtirası kötülüğün, o kadar büyür iyiliğe teslimiyetimiz bizim. Çünkü Allah büyük! Yenilmez kılıyor bu iman bizi... Yolda aldığımız her mağlubiyeti üstümüzden temizleyecek bir menzile çıkıyor yolumuz bizim.
Bilin ki bize de asla sahip olamazsınız. Güneşi nasıl söndüremezseniz, rüzgarı nasıl durduramazsanız, baharı nasıl döndüremezseniz yolundan, denizi nasıl kurutamazsanız, öyle!..
Yalanlarınızla eğlenmeye, kötülüğü kutlamaya devam edin siz. Kâinatın şaşmayan terazisi hepimizin ortak kaderi... Gün gelecek, hayat solacak, vadeler dolacak, ihtiraslar toprak olacak. İyilikle kötülük o şaşmaz terazide yerini alacak. Her canın hükmü boynuna asılacak. Yalan bitecek, hakikat kazanacak.
Sizler dünya hayatının içi samanla dolu korkuluklarısınız.
Bize asla dokunamazsınız, birer hiçsiniz.
Ve bizler sizin bilmediğiniz hakikat sırrını biliyoruz: Allah büyük!