Müslümanlık Kalitemiz Evdeki Ahlakımız Kadardır
Efendimiz’in (s.a.s) “İmanca mü’minlerin en olgunu, ahlâkı en güzel olup, aile bireylerine karşı en yumuşak ve lütufkâr davranandır.” (Tirmizî) Nebevi tavsiyesi gereği, Müslüman ailelerin evlerinde güzel ahlak ilk ve öncelikli prensiplerdendir. “Kime yumuşaklıktan bir nasip verilmişse, ona hayırdan da bir nasip verilmiştir. Kendisine yumuşaklıktan bir nasip verilmeyen kimseye de hayırdan bir hisse verilmemiş demektir.” (Müslim) Hadisi gereği, Müslüman eşlerin birbirlerine ve aile fertlerine karşı davranışlarının temelinde yumuşak huyluluk vardır.
Efendimiz’in (s.a.s) “İnsanlar çeşitli mizaçtadır. Kimi geç kızar, öfkesi tez geçer. Kimi çabuk kızar, çabuk yatışır, bu ise kendisini telafi eder. Kimi de tez kızar geç yatışır. En iyisi, geç kızıp öfkesi çabuk geçendir. En kötüsü de, çabuk kızıp geç yatışandır” (Tirmizi) Hadisi gereği, Müslüman eşler, çabuk sinirlenen, bağırıp çağıran, her konuda kavga gürültü çıkaran bir karakterden ziyade, mümkün olduğunca geç öfkelenen ve karşı tarafı incitmeye fırsat vermeden çabucak öfkesine hâkim olan bir ahlak üzeredirler.
Efendimiz’in (s.a.s) “Ben, haklı olduğu hâlde bile tartışmayı ve çekişmeyi bırakan kimse için cennetin avlusunda bir köşk, şaka da olsa, yalan söylemekten kaçınan kimse için cennetin ortasında bir köşk ve ahlâkı güzel olan kimse için de cennetin en yüksek yerinde bir köşk verileceğine kefilim.” (Ebû Davûd) Hadisi gereği, İslam ahlakıyla ahlaklanmış eşler, birbirleriyle tartışmaktan ve laf yarıştırmaktan uzak dururlar. Onlar, Şeytanın evlerde fitne ateşini küçük tartışmalarla başlattığını bilir, bir tartışma baş gösterirse birbirlerin kırmamak için tartışmadan ilk önce vazgeçen taraf olmak isterler.
Efendimiz’in (s.a.s) “Hiç şüphe yok ki doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (doğru sözlü) diye yazılır. Yalancılık kötüye götürür. Kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye Allah katında kezzâb (çok yalancı) diye yazılır.” (Buhari) Hadisi gereği, Müslüman eşler arası münasebetlerde olmazsa olmaz prensiplerden birisi de eşlerin birbirlerine karşı yalansızlık prensibidir. Çünkü kimi zaman eşlerin önemsiz görerek söylediği küçük yalanlar, ileride başa çıkılması zor olan büyük sorunlara ve ciddi güvensizlik problemlerine kapı aralayacaktır.
Efendimiz’in (s.a.s) “Müslümanlara eza vermeyin, onları kınamayın, kusurlarını araştırmayın. Zira kim Bir Müslümanın kusurlarını, ayıplarını araştırırsa, Allah da kendisinin kusurlarını araştırır, Allah kimin kusurunu araştırırsa, onu, evinin içinde de olsa rezil eder.” (Tirmizi) Hadisi gereği, Müslüman eşler, birbirlerinin ayıp ve kusurlarını sayıp dökmekten, sürekli eleştirmekten, kınamaktan ve hoşnutsuzluktan uzak dururlar. Çünkü evliliği ve eşlerin birbirlerine olan saygı ve sevgisini zedeleyen en önemli etken, ölçüsüz kınama, eleştiri ve ayıpları depolama hastalığıdır.
Efendimiz’in (s.a.s) “Birbirinize buğz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah’ın kulları, kardeş olun Bir Müslümana, üç günden fazla (din) kardeşi ile dargın durması helal olmaz” (Buhari) Hadisi gereği, Müslüman eşler her hangi bir tartışma ve anlaşmazlık sebebiyle sorunu erteleyerek küs kalmazlar. Çünkü çözülmeden bırakılan anlaşmazlıklar ve günlerce süren küskünlükler, evliliği ve eşler arası ilişkiyi baltalaması için şeytana verilmiş büyük bir fırsatlar demektir.
ABDÜLAZİZ KIRANŞAL.