Art Niyet ve Ahlak
Sabahleyin Türkiye’de işlenen tecavüz suçundan indirim alan tecavüzcülerin indirim alma sebeplerini okuyordum. Malesef ülkemizde ve dünyada adaletsizce alınan yanlış kararlara rastlıyoruz. Çantasında doğum kontrol hapı taşıyan bir kıza tecavüz ettiğinden ötürü indirim alanlar mı yok, beni o tahrik etti diye normal karşılananlar mı…Ne ararsanız var.
Neredeyse ”kadın olmanız tecavüze uğramanızı meşru kılar” diyecekler utanmadan.
Daha sonra birinden şöyle bir yorum duydum: ” Aç olan bir insan düşünün, yanından da yemek geçiyor… ” diyerek ” bu sadece bir anlık bir şey” diyip bazı art niyetli bakışları ve düşünceleri normalleştiriyordu. İnsanda belli bir ahlak anlayışı olmayınca söylediği sözün nereye gittiğini anlayamıyor tabi. Bazen hayatı ”tam çözemeyince” kafamıza göre olabilirler üretiyoruz. Bu anlayış içeriğindeki yanlışlıkla beraber pek çok şeyi de beraberinde meşrulaştırıyor. ”Canım tatlı istiyordu yanımdan pasta geçerken dayanamadım bir parmak attım” da diyebiliyor biri, ”dayanamadım çok açtım saldırdım” da diyebiliyor başka biri. ‘’Yemek geldi soframa koyuldu, ben de çok açtım dayanamadım’’ diyip aldatma ve zinalarda oluyor. Bir anlık ne olacak diye meşrulaştırmalar bir saatlik bir gecelik bir şeydi diye meşrulaştırmalara da dönüyor. Bu bizim ahlak anlayışımızın tepe taklaklığından neredeyse o kadar meşru görülen tacizler, tecavüzler, normalleştirilen aldatmalar artniyetler ve zinalar dolu ki. Dünyanın bazı yerlerinde tacizleri, tecavüzleri de anlık suçlar, zayıflıklar olarak normalleştiriyor kimileri.
Halbuki dışarıdaki hiçbir şey, bizim zayıflıklarımız ya da başka şeyler bizim artniyetliliğimiz için, iffetsizliğimiz için gerekçe olamaz. Yusuf Peygamberimiz bu konuda harika bir örnek. Ondan faydalanmaya çalışan bir kadının baskısına ve arzusuna rağmen tüm asaletiyle dönüp gidecek bir iffete sahipti Yusuf Peygamber. Başkasının iffetsizliği, O’nu iffetsizliğe itmemişti. Takvası, ona bu iffetsizliğe karşılık ‘’zindanı’’ bile daha sevimli gösteriyordu.
Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o iğrenç bir iştir, yol olarak da çok kötüdür. (İsra-32)
Zinaya ve bu tarz iffetsiz durumlara tiksintiyle bakmalıdır mümin. Önce Allah’dan çekinmelidir.
Müminlik tüm bu artniyetli duygular içerisine girmemeyi, iffetsiz hallerden sıyrılmayı, bizi artniyetin içine çekebilecek durumlara karşı ‘’bakışlarımızı indirmemizi’’ , ‘’yüz çevirmemizi’’, Allahın verdiği nimeti hatırlamamızı ve takvamıza sımsıkı sarılıp Allahı hatırlamamızı gerektiriyor.
Mümin erkeklere söyle: Bakışlarını yere indirsinler. Cinsel organlarını korusunlar. Bu onlar için daha arındırıcıdır. (Nur-30)Mümin kadınlara da söyle: Bakışlarını yere indirsinler. Cinsel organlarını korusunlar… (Nur-31)
Çevrede pek çok sakınmayan kadınlara ve sakınmayan erkeklere rastlayabiliyoruz tabi. Artniyetli kadın ve erkekler dolu dışarıda. Allah’ı umursamadan giyilen kıyafetler var. Kibirle, podyumdaymışçasına atılan adımlar, abartılı hareketler, etrafa poz verenler de var.
Oysa Allah bizi kibri bırakmaya, giyimimizde hareketlerimizde ölçülü olmaya ve sakınmaya, yürüyüşümüzde kadın-erkek normal olmaya, alçak gönüllü olmaya, ayaklarımızı yere vurmamaya (Nur Suresi 31.ayet), tevazu sahibi olmamıza, kötü olandan yüz çevirmeye, böylesi durumlarla ve iffetsiz hallerle karşılaşınca bakışlarımızı eğmemize, art niyetsiz olmaya çağırıyor.
Rahman’ın kulları, yeryüzünde böbürlenmeden/rahatsız etmeden, tevazu ve vakar içinde yürüyen kişilerdir. Cahiller onlara hitap edince, “selam” derler. (Furkan-63)
Kibirlenerek insanlardan yüzünü çevirme, yeryüzünde kasılarak yürüme. Çünkü Allah, kurula-kurula kendini övenlerin hiçbirini sevmez. Yürüyüşünde doğal ol, sesini alçalt. Şu bir gerçek ki, seslerin en çirkini eşeklerin sesidir.(Lokman-18,19)
Maalesef tüm bunlar ahireti unutan insan için düşülen gaflet halleri…Bir arkadaşım gençken iffetsiz olan bir kadını ibret olarak anlatmıştı. Gençken türlü türlü iffetsizlikler işlenmiş, zaman geçmiş, gençlik bitmiş, yaşlılık gelmiş, artık çökmüş yaşlı bir kadın olmuştu. Bunda büyük bir ibret var. İffetsiz kadın ve erkekler her zaman böyle güçlü, çekici olacaklarını sanıyorlar herhalde. Ölüm gerçeğini yeterince kavrayamadıklarından, ahireti, Allah’ı layıkıyla bilip yaşamadıklarından, iffetsizliklerine ve anlık hatalarına kapılıp gidiyorlar.
Oysa bir mümin için çekici olan, işte bu iffetsizlikler, iffetsiz kadın ve erkekler değil; ‘’Allah, ahlak, takva, İslam yolunda çalışmak ve hidayetli olmaktır.’’. Mümin bunlara kapılan kişidir, dünyevi aldatmalara kötü yönlere çekenlere değil.
Dilerim ki bizler; kadın ve erkek olmanın güzelliğini, zayıflıklarımızı sevdiğimiz insanla doyurup yaşayanlardan oluruz. Allah’ın verdiği bu duyguları en güzel olan helaliyle yaşamamız dileğimle…