Güzel Âhlak ve Âhiret Hayatı
güzel ahlak ve ahiret hayatı Hazret-i Âişe -radıyallahu anhâ-’dan: -sallallahu aleyhi ve sellem- efendimiz
“Yâ Âişe! Kim ki, rıfk mülâyemet ve îtidalden nasibini almış ise dünyanın da âhiretin de en hayırlı metaına nâil olmuş demektir Kim ki rıfk, mülâyemet ve îtidalden mahrum kalmış ise, dünyanın da âhiretin de en hayırlı metaından mahrum kalmış demektir”
Rıfk, mülâyemet ve îtidal güzel ahlâktan bir şubedir
Gönüller bu güzel ahlâk sayesinde kazanılır, gene beldelerin fethinde de birçok yönden müessir olur
Rasûlü ekrem efendimize soruldu:
– Amellerin hangisi daha fazîletlidir?
“Güzel ahlâk” buyurdular
Gene -sallallahu aleyhi ve sellem- efendimize soruldu:
– Îman bakımından mü’minlerin hangisi daha fazîletlidir?
“Ahlâkça en güzel olanlar”
Gene Rasûlü ekrem efendimize soruldu:
– Kula verilen şeyin en hayırlısı nedir?
“Güzel ahlâktır” buyurdular
Gene Rasûlü ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdular:
“Kıyâmet günü ameller tartılırken teraziye ilk konacak şey güzel ahlâk ve cömertliktir”
Rasûlü ekrem efendimize:
–Bir kadın vardır ki, gündüz oruç tutar, geceleri de devamlı namaz kılar, fakat komşuları ile geçinmez, onlara eziyet eder
Sallallahu aleyhi ve sellem buyurdular:
“Onda hayır yoktur, o cehennem ehlindendir”
Sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz buyurdular:
“Halîm ahlâklı olanlar dünyada ve âhirette büyük ve muhteremdirler”
“Hilim, nübüvvete yakın bir fazîlettir”
“Aklın başı îmandan sonra hayâ ile güzel ahlâktır”
Menbâ-i feyzi ilâhî -sallallahu aleyhi ve sellem- efendimiz hazretleri buyurur:
“Ümmetimin büyükleri çok namaz kılmak ve oruç tutmakla cennete girmezler Ancak kalblerinin merhameti, göğüslerinin selâmeti ve cömertlikleri ile cennete girerler”
“Yakınlarınız ve hizmetçilerinizle lütufla, yumuşaklıkla konuşunuz Günde yetmiş kerre kusur işleseler affediniz.
Kendilerine yediklerinizden yedirin, giydiklerinizden giydiriniz Onlara çocuklarınız gibi ikramda bulununuz Güçlerinden fazla iş teklif etmeyiniz Onların da bedenleri et, kandır Onlar da sizin gibi insandır Onlara zulmedenlerin düşmanı Cenâb-ı Hak’dır”
“Ana ve babasına itâat eden, onları ziyâret eden, çocuklarıyla, akraba ve hizmetçileriyle yumuşak konuşan, dostlarını evine çağırıp ikramda bulunan kimse gerçek insaniyette kemâle ermiştir”