* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: HIRS  (Okunma sayısı 362 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
HIRS
« : Mayıs 27, 2018, 09:59:39 ÖS »
HIRS

   Kötülük insana tamahtan gelir. Kanaatten kimse ölmedi, hırsla da kimse padişah olmadı. (Hz. Mevlâna)

   İnsanda bir takım duygular vardır ki, bu duygular iyi yönde de kötü yönde de kullanılabilir. Bunlardan birisi hırstır. Hırs: Tama, aç gözlülük, aşırı tutku, sonu gelmeyen istek gibi manalara gelir. ( Nahl, 97; Hıcr, 40–42; Sâd, 83) Eğer insan bu duyguya kapılırsa mal, mülk, makam ve mevki hırsı öylesine kendini sarar ve kaplar ki, Peygamberimizin (sav) ifadesiyle:

"Kişiden mal hırsının, şeref ve mevkiye düşkünlüğünün dinine yaptığı zarar, iki aç kurdun sürüye yaptığı zarardan daha büyük olur." (Şemseddin Sami, Kamus-i Türkî, 1/544)

Hâlbuki bu duygu insana, iyilik yolunda, hayır için; imanda, İslam'da ve hakta sebat için verilmiştir. Zira ebedi hayatımızı alakadar eden hususlarda hırsın vazifesi büyüktür. Allah yolunda hırsla ilerleyen insan gevşemeden; ümitsizliğe, karamsarlığa, bıkkınlığa düşmeden yoluna devam eder. Böylece Allah yolunda büyük mesafeler kat eder. Bunun yanında kişinin dünyalık şeyler hususunda da hırslı olması önemlidir. Çünkü bu duygu sayesinde insanlar, pek çok hayırlı işe imza atarlar, pek önemli hadiseleri aşarlar ve zorlukları, sıkıntıları, dar boğazları bu hırsla geçerek selamete ererler. Tabii ki bu, bize verilen hırs duygusu iyi yolda kullanılabildiği zaman ortaya çıkar. Ancak hırslı olmak yanlış anlaşılır ve hayır yollar dışında şer noktalarda kullanılacak olursa, işte o zaman insanın başına dert olur. İnsanın hem dünyasını hem de ahiretini tehlikeye düşürür.

İnsan ibadetler hususunda çok hırslı olmalı, asla tavize yanaşmamalıdır. Peygamberimiz (sav) bu konu hakkında:

"İnsanların üzerine öyle bir zaman gelecek ki, onların içinde dini (nin icaplarını yerine getirme) üzerinde tahammül gösteren, avucunun içinde ateş parçası tutan gibidir" buyurmuştur. (Tirmizi, Fiten, 61.) Ebu'd Derda (ra) 'nın rivayet ettiği bir hadisi şerifte de dini hususlar için sabır ve tahammül etmenin gerekliliği şu şekilde ortaya konulmuştur:

"Paramparça edilsen ve (ateşte) yakılsan bile, Allah'a hiçbir şeyi ortak etme! Ve hiçbir farz namazı bile bile bırakma. Çünkü kim bir farz namazı kasıtlı olarak bırakırsa, zimmet (yani ilahi teminat) kendisinden uzaklaşmış olur. İçki de içme, çünkü içki her şerrin anahtarıdır." (lbni Mace, Fıten, 23.)

İşte Allah (cc) yolunda hırslı, sabırlı, sebatlı ve kararlı olmanın gereğini ortaya koyan bir ikaz… Acaba bu duygu hep böyle güzel, hep böyle olumlu mu kullanılıyor? Nitekim Cenab-ı Allah (cc) ayeti kerimesinde şöyle buyuruyor:

 "Bununla beraber Allah kullarına rızkı bol bol seriverse, arzda azar ve taşkınlık ederlerdi. Velâkin Allah dilediği kadar bir miktar ile indiriyor." ( Şura, 27)

Bu duygu, dünyalık, makam, mevki elde etmeye yönelik olursa, o zaman tehlike sinyalleri vermektedir.  Efendimiz (sav)’in buyurduğu gibi:

"Dünya sevgisi her çeşit hatalı davranışların başıdır. Bir şeye olan sevgin seni kör ve sağır yapar." (Beyhaki) Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Rasulullah (aleyhissalâtü vesselam) buyurdular ki: "Âdemoğlu ihtiyarladıkça onda iki şey gençleşir: Mala karşı hırs ve hayata karşı hırs". (Buharî, Rikâk 5)

Hırsa kapılan insanlar için madde sevgisi doyuma ermeyecek bir mahiyettedir. Peygamberimiz (sav): "İnsanoğlu iki vadi dolusu altına kavuşsa bir üçüncüyü arayacaktır. Hatta dünya dahi verilse "Yeter" demeyecektir. Onun; gözünü ancak toprak doyuracaktır.”(Buhari, Rikak 5) buyurmaktadır.

Pirimiz Mevlana Celaleddin Rumi Hazretleri dünyayı şöyle tarif ediyor:

 “Dünya nedir? Dünya ne kumaş, ne para, ne kadındır. Dünya insanı Allah'tan gafil bırakan şeydir” diyor. Yani, denizde geminin yüzmesi gibi kulun dünya nimetleri içinde bulunduğu halde onların sevgisini gönlüne yerleştirmemesidir. Çünkü gemi suyun içinde yüzer, fakat su geminin içine girecek olursa gemi batar. Kulun eşyaya, servete sahip olması gerekir. Servet ve eşyanın kula hizmetçi olması icab eder. Çünkü bunlar, insanın hizmetine verilmiş şeylerdir. Bunun tam aksi olacak olursa yani kalbe bunlar yerleşecek olursa o zaman insan efendiyken nefsinin kölesi olur. Kişinin kendi hizmetçilerinin hizmetçisi ve kölesi haline gelmesi ne kadar gülünçtür?

Abdülkadir Geylani Hazretleri: "Dünyayı kalbinden çıkar, onu elinde tut veya cebine koy; zira o haliyle dünya sana zarar vermez." buyuruyor.

Dünyanın şerli, zararlı, çirkin, menfur, değersiz ve tahkire layık yönü; insanın, dünyanın, dünyalıkların, eşyaların kulu-kölesi haline gelmesidir. Övülen, sevilen ve tasvip edilen yanı ise; kişinin dünya hayatını ve malını bir fırsat bilerek, Allah (cc) yolunda çalışması, Allah (cc) için harcaması, kendi ahireti için hazırlık yapması ve geçici şeylere aldanmamasıdır. Hırsın sesini tamamen kesmek yerine, hırsın hayırlı işlere yönlendirilmesi daha faydalı olacaktır. O zaman kişi yaptığı ibadeti, hizmeti yeterli görmeyecek, daha ilerisini elde etmeye çalışacaktır.  Dünya kalben değil, kesben sevilmelidir. Dünya kesben değil, kalben terkedilmelidir. Çünkü ahiret saadeti dünyada kazanılmaktadır. Nitekim Peygamber Efendimiz (sav):

 "Dünya ahiretin tarlasıdır." (Acluni, a.g.e., 1/495.) buyurmaktadır.

İstenilen, Allah'ın rızası için yarışların yapıldığı, hayırlı ve salih işlerin yapıldığı dünyadır. Hadis-i şeriflere göre istenilmeyen, bütün hataların başı, belaların sebebi, ahlaksızlığın kaynağı, ahirete zıt olan bir dünya anlayışıdır, sapıkların ve dünyaperestlerin dünyasıdır. Dünyaya Müslümanlar sahip çıkmaz ve görevlerini yapmazlarsa, dünyaya Karun ruhlular sahip olur ve bozarlar. İnsanlara kötü örnek olurlar. Müslüman dünya için çalışır, dünyadan nasibini unutmaz, ancak dünyayı gaye haline getirmez. Dünyayı ahiret hazırlığı için fırsat görür ve değerlendirir, kulluğunu gerçekleştirir. Hırsını Hakk yolda, Hakk için, Hakk’ın hâkimiyeti için kullanır.

 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Dün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Dün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Dün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Dün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Dün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Dün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Aralık 21, 2024, 04:50:26 ÖS]